34,7004$% 0.26
36,7726€% 0.37
44,2923£% 0.52
2.960,54%0,92
2.654,41%0,67
9.652,00%0,12
Twitter hesabından paylaşım yapan Yeneroğlu, “Toplumun adi suçlar dediği tüm suçlar kapsam dahilindedir. Af düzenlemelerinde kamu vicdanının yaralayacağı için kapsam dışı olan kasten öldürme, uyuşturucu ticareti, cinsel suçlar gibi suçlar bu yasa kapsamında değerlendirilecektir. Gerek covid izni kapsamındaki denetimli serbestlik uygulamasından gerekse de açığa ayrılma süreleri açısından lehe olan tüm düzenlemelerden bu suçlardan hüküm giyenler yararlanacaklardır. Siyaset infaz düzenlemesi ile kendi ürettiği vahim yanlışları sözde düzeltmeye çalışıyor. Bunu yaparken yine yanlış yöntemler kullandığı için sorunları daha da derinleştiriyor. Sonuçta cezaevlerini biraz boşaltalım ki tekrar doldurabilelim anlayışını aşamıyor çünkü derdi adalet değil.” ifadelerini kullandı.
Yeneroğlu’nun açıklamasının tamamı şöyle:
Dün Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Torba Kanuna son anda eklenen ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na eklenmesi teklif edilen Geçici 10. maddeye ilişkin değerlendirmem:
Öncelikle yapılmak istenen bu düzenleme, özel bir aftır. Çünkü cezanın infaz şeklini değil, doğrudan cezayı etkileyerek bir nevi onu hafifletmektedir. Nitekim TCK’nın 65. maddesinde de Anayasa Mahkemesi’nin özel af tanımı da bu şekildedir. Teklifin özel af niteliğinde olması nedeniyle İçtüzüğün 92. maddesi gereğince teklifle beraber, teklifin içinde bulunduğu torba kanunun tümünün oylamasında TBMM üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kabulü gerekmektedir. Aksi halde tüm kanun, şekil bakımından Anayasa’ya aykırı olacaktır.
Öte yandan, toplumun geniş kesimini etkileyen, niteliği gereğince gizli bir özel af olan bu düzenleme, uzun zamandır TBMM’nin yasa yapma sürecindeki keyfiyetinin, toplumsal mutabakata önem verilmemesinin, tüm partilerin, baroların, akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerinin dikkate alınmamasının bir tezahürüdür.
Diğer taraftan, öngörülen infaz sistemi bütüncül olarak ele alındığında teklif; adaletsiz, eşit olmayan ve hukukun üstünlüğü iddiasına yakışmayan bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Özellikle de teklif kapsamında istisna tutulan suçların belirlenmesi aşamasında, suçların niteliği ve kamu vicdanında oluşturduğu sonuçlar göz ardı edilmiştir.
Toplumun adi suçlar dediği tüm suçlar kapsam dahilindedir. Af düzenlemelerinde kamu vicdanının yaralayacağı için kapsam dışı olan kasten öldürme, uyuşturucu ticareti, cinsel suçlar gibi suçlar bu yasa kapsamında değerlendirilecektir. Gerek covid izni kapsamındaki denetimli serbestlik uygulamasından gerekse de açığa ayrılma süreleri açısından lehe olan tüm düzenlemelerden bu suçlardan hüküm giyenler yararlanacaklardır. Diğer taraftan şiddet ve cebirle alakası olmamalarına rağmen hukuksuz bir biçimde Terörle Mücadele Yasasından ya da silahlı örgüt üyeliğinden ceza alan hükümlüler kapsam dışında bırakılmıştır.
Siyaset infaz düzenlemesi ile kendi ürettiği vahim yanlışları sözde düzeltmeye çalışıyor. Bunu yaparken yine yanlış yöntemler kullandığı için sorunları daha da derinleştiriyor. Sonuçta cezaevlerini biraz boşaltalım ki tekrar doldurabilelim anlayışını aşamıyor çünkü derdi adalet değil. Adaletin olmazsa olmaz olarak görülmediği, kuvvetler ayrılığının tesis edilip yargıya müdahalenin terk edilmediği, adil yargının sağlanmadığı, kusuru ile orantılı ceza sisteminin uygulanmadığı ve tutukluluğun tedbir değil ceza olarak uygulandığı sürece ceza infaz sistemini manipüle ederek en temel sorunları dahi çözemezsiniz.
Netice olarak sırf infaz kurumlarındaki kalabalığı azaltmak için toplumsal uzlaşı sağlanmadan, günü kurtarmak için TBMM’ye sunulan bu düzenlemeler, cezasızlık algısının güçlenmesine hizmet edeceği gibi eşit ve adil bir uygulamada olamayacaktır.
Teklif ile;
– Covid-19 izninde olan hükümlüler için denetimli serbestlik ile infaz kurumunun yeniden ele alınmasını ve ayrıca belirli şartlarda düzenleme yaparak açık cezaevine ayrılma konularını düzenlemektedir.
– 105/A maddesinde denetimli serbestlik uygulanması için öngörülen 1 yıllık süre, Covid-19 izninden yararlanan hükümlüler için 5 yıl olarak uygulanacak, bu hükümlüler doğrudan denetimli serbestliğe ayrılacak ve herhangi bir yükümlülüğe tabi olmayacaklardır.
Yine TCK 302-399 arasındaki madde kapsamındaki suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, 31.07.2023 tarihi itibariyle ceza infaz kurumunda bulunan toplam hapis cezası 10 yıldan az olanlar 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla olanlar ise 3 ayını kapalı cezaevinde iyi halli geçirmiş olan hükümlüler 3 yıl daha erken açık cezaevine ayrılacaktır.
– Açığa ayrılma yönetmeliğinde ayrıntılı olarak belirtilen suçlar ve süreler kapsamında, açığa ayrılma süreleri olan 7 yıl, 5 yıl ve 3 yıl olarak belirlenen süreler hükümlünün lehine olacak şekilde 3 yıl daha erken uygulanacak ve hükümlüler daha erken açığa alınacaktır. Özetle 7 yıllık süre 10 yıl, 5 yıllık süre 8 yıl ve 3 yıllık süre 6 yıl olarak uygulanacak ve hükümlüler kapalıdan açığa ayrılmış olacaktır.
– Kapalıdan açığa alınan bu hükümlüler ile Geçici 9/6 madde kapsamında olan hükümlüler 3 ay açık cezaevinde kaldıktan sonra talepleri halinde 3 yıl erkenden denetimli serbestlikten yararlandırılacaktır. TCK 302-399 arasındaki madde kapsamındaki suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere tüm suçlar bu kapsamdadır.
– Hapis cezaları kendisinin veya çoğunun hastalığı veya kendi istekleriyle ertelenmiş olanlar ile hapis cezalarının infazı durdurulan hükümlüler de 3 yıl erken denetimli serbestliğe ayrılacaklardır.
– Koşullu salıvermesi geri alınması nedeniyle cezasını aynen çekmekte olan hükümlüler ile 2. defa mükerrir olup 31.07.2023 tarihi itibariyle bu cezaları için cezaevinde bulunan hükümlülerin çekmekte oldukları cezalar için 3 yıl erken denetimli serbestlik uygulanmayacaktır.
– Ancak bu hükümlülerin 31.07.2023 tarihi itibariyle kesinleşen ve henüz infaz edilmeyen cezaları bakımından 3 yıl daha erken denetimli serbestlik uygulanacaktır.
Hangi emekli ne kadar alacak, tek tek hesaplandı