34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
■ Soğuk zincirin asla kopmaması gerekiyor, eksi 70 derecede depolarsan altı ay dayanıyor ama, çözüldükten sonra bekletemiyorsun, en geç beş gün içinde kullanılması gerekiyor.
■ Piyasadaki hiçbir aşının bu derece soğuk korumaya ihtiyacı yok.
Mesela, grip aşısı için eksi 10 derece yeterli oluyor.
Güney Kutbu’nun eksi 50 derece olduğunu düşünürsek, eksi 70’le taşımanın ne zor bir problem olduğu daha net görülüyor.
■ Dünyada hiçbir kargo şirketinin, mevcut haliyle, eksi 70 derecede soğuk zincir taşıma yapabilmesi mümkün değil, bu nedenle devasa paralar harcayarak yatırım yapıyorlar, pozisyon alıyorlar.
■ Biontech’in aşıları Almanya’da, ABD Michigan’da ve Belçika Puurs’da üretilecek. Bu merkezlerden her gün 7.5 milyon doz aşı en yakındaki havalimanlarına götürülecek, kargo sistemleri modifiye edilmiş uçaklara yüklenecek ve dünyaya dağıtılacak.
■ Uçaklarla nakliye için, kuru buzla paketlenen özel termal kutular hazırlandı. Her bir kutu milimetrik hesaplarla 4 bin 875 doz aşı depolayabiliyor. Kapağı açılmazsa 10 gün koruyabiliyor.
■ Soğuk zincirin tehlikeye girmemesi için, termal kutulara akıllı etiketler monte ediliyor. Eksi 70 derecenin altına düşerse, yani ısınırsa, etiketlerin rengi değişiyor, bir anlamda alarm veriyor. Kutularda ayrıca, takip amaçlı, GPS cihazları var.
■ Biontech yılbaşına kadar, yani bu ay 50 milyon doz aşı üretecek.
2021 yılı boyunca 1 milyar 300 milyon doz üretimi hedefliyor.
1 milyar 300 milyon doz aşı, sadece 650 milyon insana yetiyor.
Çünkü, yeterli koruma sağlayabilmesi için bir aşı yeterli olmuyor, üç hafta arayla iki doz aşı yapılması gerekiyor.
■ Bu vahim hesaba göre, Türkiye için en az 170 milyon doz aşıya ihtiyaç var.
Suriyelileri de ilave et, en az 180 milyon doz aşı lazım.
Biontech’ten ne kadar doz aşı aldık?
Sadece bir milyon doz!
Üstelik, o bir milyon’un bile doğru olup olmadığı şüpheli maalesef…
■ Avrupa Birliği 300 milyon, Japonya 120 milyon, ABD 100 milyon, İngiltere 40 milyon, Kanada 20 milyon, Avustralya 10 milyon, Şili 10 milyon, Peru 9 milyon, Kostarika 3 milyon, Ekvador 2 milyon, Yeni Zelanda 2 milyon siparişi çoktan verdi ve parasını ödedi.
Elbette başka firmalar da koronavirüs aşısı üretecek ama, Biontech’in resmi sipariş listesinde bu ülkeler yeralıyor, Türkiye’nin ismi resmi sipariş listesinde görülmüyor.
■ Amerikan üniversitelerinin araştırmalarına göre, herkes parasını ödese bile, dünyanın aşılanması anca 2024’te tamamlanacak.
Dolayısıyla, erken kapan, aşılanacak, sona kalan, dona kalacak!
■ Aşının fiyatı sabit değil… Sipariş miktarına göre değişiyor. ABD sadece 100 milyon doz aşı için 1 milyar 950 milyon dolar ödedi, aşının dozu 19.5 dolara denk geldi.
Bize de aynı fiyattan verseler, tiko para 3.5 milyar dolar civarında ödeme yapmamız gerekiyor.
Aşı bağışıklığının bir yıl’la sınırlı olduğunu düşünürsek, bu miktarda parayı her yıl ödememiz gerekiyor.
■ Şırınga bile sorun olacak.
Dünyanın en büyük şırınga üreticisi Hindistan’daki Syringes firması, 2021 yılında en fazla 700 milyon adet şırınga üretebileceğini açıkladı.
Halbuki, dünya nüfusunun yarısının aşılanması için bile sekiz milyar adet şırıngaya ihtiyaç var.
■ Aşıyı satın almak yetmiyor.
Önce havalimanlarında, sonra hastanelerde eksi 70 derecelik kutular için tertibat almak gerekiyor.
Soğuk zinciri bozmadan, şehir şehir, ilçe ilçe götürebilmek, aşılama merkezleri kurmak gerekiyor.
■ Almanya bizi kıskanıyor, o yüzden Almanya’dan örnek vereyim…
Başkent Berlin’de iki havalimanı terminali, bir fuar alanı, bir konser salonu, bir buz pisti ve bir veledrom, aşılama merkezi haline getirildi.
Bu merkezlerde, öncelikle sağlık çalışanları ve 75 yaş üstü vatandaşlardan başlayarak, haftanın yedi günü, günde 12 saat aralıksız çalışarak, üç ayda bir milyon kişiyi aşılamayı planlıyorlar.
■ Dikkatinizi çekerim… Böylesine öngörülü hazırlığa rağmen, Alman disiplinine rağmen, üç ayda anca bir milyon kişi aşılanacak.
■ İstanbul’da mesela, yeterli miktarda aşımız olsa bile, 16 milyon kişiyi nerede, nasıl, ne kadar zamanda aşılayabiliriz?
Sağlık bakanlığımızın hazırlığı, planı var mı?
■ Farzedelim İstanbul’u hallettik, Bingöl’e Hakkari’ye Tokat’a Kastamonu’ya Uşak’a Niğde’ye, soğuk zinciri bozmadan nasıl götüreceksin, nerelerde aşılayacaksın?
■ Aşılaman da yetmiyor.
Berlin’in nüfusu 3 milyon 750 bin kişi, üç ayda anca bir milyon kişi aşılanacak, peki ilk üç ayda hangi bir milyon kişi aşılanacak?
Sağlık çalışanları ve yaşlılardan sonra, öncelik sırası kime verilecek?
Hangi sırayla hangi yaş gruplarına aşı yapılacak?
Olası yan etkilerin müdahalesi nerede ve nasıl yapılacak?
Yan etkiye maruz kalanlar dava açarsa, ne olacak?
Aşı sırası kendisine gelmeden virüs kapanlar dava açarsa, ne olacak?
Vatandaş açısından aşılama sürecinin yasal güvencesi ne olacak?
Bu kritik soruların cevabını Robert Koch Enstitüsü’yle birlikte Alman Etik Konseyi verecek.
Özellikle aşılama sırasını netleştirmek için, Biontech’ten gelecek son verileri bekliyorlar, bu kararlar netleşmeden aşılama başlamayacak.
■ Mesela Türkiye’de…
Farzedelim bir milyon kişiye yetecek kadar aşı geldi.
Hangi bir milyon kişi aşı olacak?
Aşı sırasını kim belirleyecek?
Aşılama sürecinin hukuki çerçevesi ne olacak?
Torpil bulamayıp aşı olamayanlar dava açarsa, ne olacak?
■ İngiltere’de aşı protokolü açıklandı.
Gücü yeten değil, ihtiyacı olan öncelikle aşılanacak.
Kraliçe Elizabeth bile öncelikli olmayacak.
Siyasi hiyerarşi öncelikli olmayacak.
En önce, sağlık çalışanları ve bakımevlerinde kalanlar aşılanacak.
94 yaşındaki Kraliçe Elizabeth, 80 yaş ve üstünü kapsayan ikinci grupta yeraldığı için, sağlık çalışanları ve bakımevleri tamamlandıktan sonra aşılanacak, sırasını bekleyecek.
Prens Charles yaşı itibariyle dördüncü grupta, başbakan Boris Johnson dokuzuncu grupta, Prens William 11’inci grupta yeralacak. Prens William’a aşı sırası gelene kadar İngiltere halkının neredeyse yüzde 60’ı aşılanmış olacak.
Ülke dediğin böyle olur.
Adalet dediğin böyle olur.
Bizim saray’da nasıl olacak?
★
Alt tarafı üç kuruşluk tırışkadan maskeyi dağıtmayı beceremeyenler, böylesine kapsamlı aşılama işini nasıl yapacak?
★
Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına para ödüyoruz, olmadığımız aşıya da para ödeyecek miyiz?
★
Profesör Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin sahibi oldukları Biontech’i tee sekiz ay önce yazmıştım.
Koronavirüs aşısına çok yakın olduklarını, buna rağmen Türkiye’nin kendileriyle temas bile kurmadığını, merhaba bile denmediğini yazmıştım.
Biraz daha geç kalırsak ayazda kalacağımızı yazmıştım.
Maalesef, sekiz ay sonra başımızı taşlara vuruyoruz.
★
(O yazıyı yazdığımda trollerin saldırısına uğramıştım.
“Vatan haini, defol Almanya’ya git” filan demişlerdi.
Yandaş medyada linç edilmiştim.
“Türkiye’nin başarısını hazmedemediğimi” yazmışlardı.
Sağlık bakanımız da “yerli ve milli aşı icat ettiğimizi” söylemişti.)
★
(Bari bu defa kafalarına dank eder umuduyla yine yazıyorum.)
★
Aşılama işi, yeterli miktarda aşıyı satın alsak bile, son derece ciddi, son derece karmaşık ve çok pahalı bir iş.
Hassas, hızlı, etkin organizasyona ihtiyaç var.
Allah aşkına harekete geçin.
★
Sekiz ay sonra başımızı taşlara vuruyoruz.
Bir sekiz ay daha kaybedersek, başımıza mezar taşı dikmeye bile yetişemeyiz, haberimiz olsun.
İşte Yeni Yasaklar!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.