DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ONS

3.334,69%0,33

BİST100

10.219,40%-0,06

a

‘O SLOGANLARI ATMAYIN…’

TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın laikliğe yönelik sözlerine bir tepki de hocamız Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ten geldi.

Hocamız, laikliği İslam’a çelişik gösterenleri namertlikle suçladı. İşte hocamızın o yazısı:

” Kurtuluş Savaşı’na biraz geç katılmanın acısını her zaman yaşamış olan ve rahmetle andığımız Fevzi Çakmak Paşa, mücadeleye katılmak için Ankara’ya geldiğinde, TBMM’nin açılışı üzerinden sadece 4 gün geçmişti. Fevzi Paşa, 27 Nisan 1920 günü TBMM’de yaptığı tarihî konuşmasında Batı emperyalizminin -ki o gün ülkemizi işgal eden emperyalizmin ta kendisidir- Türk milletine yönelttiği saldırıda İslam’ı araç olarak kullandığına, Türk ordusunu da saldırı hedefi seçtiğine dikkat çekmiştir.

Fevzi Paşa, İslam’ın Batı emperyalizmi tarafından aleyhimize nasıl kullanıldığına değinirken, bugün bile canlı bir ders niteliğini taşıyan şu cümlelere yer vermiştir: “Bir İngiliz neferinin bile burnu kanamaksızın bizi bize kırdırmak istiyorlardı. Millî mücadele aleyhindeki malum hatt-ı hümayunlar, fetvalar Müslümanları birbirine düşürmek için misli görülmemiş bir İngiliz fitnesi, acı birer vesikadır.” (TA, 2/240-241)
Fevzi Paşa, Türk ordusu hakkında duyulan emperyalist rahatsızlığa parmak basarken de işgalcilerin, Osmanlı sarayını koruyan Türk askerlerini yerlerinden uzaklaştırdıklarını, hatta padişahın selamlık resminde bile Türk askeri istemediklerini acılar içinde anlatmıştır. (Karabekir, İH. 3/1467)

HAİN ŞEYHULİSLAM
Şeyhulislam lakabı taşıyan, öte yandan Türkiye aleyhine sinsi faaliyetler yürüten İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin üyesi Sait Molla ve Damat Ferit gibi müseccel hainlerin destekçisi olan Mustafa Sabri, Kuvayi Milliye ve komutanı Atatürk için, işgalcilerin kullandığı tabiri kullanıyor, İngiliz siyasetçisi Lord Balfur’la ağız birliği yaparak, şehit ve gazi dedelerimize ‘Kudurmuş haydutlar’ diyordu.
Mustafa Sabri, aleyhinde çalıştığı Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanacağını anlayınca 1920’de yurt dışına kaçtı ve orada öldü. Bugün, Atatürk ve laikliği İslam’la çelişik gösteren namertliğin hangi damarlardan beslendiğini anlamada bu gerçekleri hatırda tutmalıyız.
Gerçek şudur ki, tarihimizin en alçak hıyanetleri, dinimizi egemenliğimiz aleyhine kullanan hıyanetler olmuştur. Bu, tarihin bir hükmüdür. Ama unutmamak zorundayız ki, Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında en değerli katkıyı verenler de din temsilcileridir. Bu da tarihin bir hükmüdür. Ankara Müftüsü Rifat Börekçi, Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi, Amasya Vaizi Kâmil Efendi, İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Âkif bu büyük ruhlu din önderlerimizin bazılarıdır.
Bu ayrım bizi bir vicdanî mecburiyetle karşı karşıya getirmektedir ki o da şudur:
Biz, dindar kitle ile dinci fitneyi birbirinden ayırmak borcundayız.
Mitinglerimizde imamlara sataşan sloganlar atmakla hiçbir şey halledemeyiz. Hangi imama sataşılıyor, belli değildir. Rıfat Börekçi de bundan rahatsız olabilir, Amasya Müftüsü Kâmil Efendi de. Ama, Şeyhülislam hain Mustafa Sabri de rahatsız olabilir. O bakımdan, bizim, bu sloganları kullanırken bunların nereyi taciz edeceğini ve millette yaratacağı huzursuzluğu dikkate almamız lazım.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

SÜMEYYE’NİN DÜĞÜNÜ ÇEKMECELİLERİN İSYANI…

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.