DOLAR

34,6575$% 0.03

EURO

36,4685% 0.24

STERLİN

43,7082£% 0.27

GRAM ALTIN

2.951,69%0,70

ONS

2.649,00%0,67

BİST100

9.671,71%0,37

a

'İsteyen Orucunu Hanımıyla da Açabilir'

Ramazan programlarında vatandaşların oruçla ilgili sorduğu sorular hem Diyanet'in hem de cemaat ve tarikatların skandal fetvalarını da yeniden gündeme getirdi.

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte başta ATV’de Nihat Hatipoğlu olmak üzere tv kanallarındaki ramazan programları yine akla hayale gelmeyecek oruç soruları ile gündemde.

Orucun fidyesinin ne olduğundan tutun da bu ayda cinlerin de oruç tutup tutmadığına kadar birçok soruya cevap arayan vatandaşlar geçtiğimiz Ramazan’da hem AKİT TV’deki fetvayı hem de Diyanet’in fetvasını yeniden gündeme getirdi.

Yandaş ve gerici kimliğiyle bilinen Akit TV’de ‘oruç açma’ konusuyla ilgili bir konuşma yaşanmış ve akıllara zarar şu sözler sarfedilmişti.

İnanan Genç isimli programa konuk olan Dünya Hafızlık Eğitim Derneği Başkanı Mesut Özdemir, ‘oruç açma önerisi’ olarak, ” Bak söyleyim sana; belki çok tuhafınıza gidecek. Bir insan, gerçekten hanımını çok özlemiş, dayanamamış, iftara kadar beklemiş orucunu hanımıyla da açabilir. Evet var bu, fıkıh kitaplarında.” demişti.

Özdemir’in sözlerinin tepki çekmesi üzerine 28 Nisan’da yayınlanan programını sosyal medya hesaplarından kaldırıldığı görülmüştü.

DİYANET: KENDİNE GÜVENMEYEN HANIMINI KUCAKLAMASIN

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nca hazırlanan ve 2015 yılında üçüncü baskısını yapan, “Fetvalar” isimli kitapta, “Oruçlu iken kucaklamak veya kucaklamakla boşalmanın hükmü nedir?” sorusuna yanıt verilmişti.

Diyanet, “Oruçluyken kucaklamakla boşalmanın hükmü nedir?” sorusuna yanıt verilen Fetva kitabında da ilginç ifadeler kullanmıştı.

Oruçlu kişinin eşine dokunmasıyla “boşalma olması” durumunda orucun bozulacağı ifade edilerek, “Kendine güveni olmayan kimsenin oruçluyken eşine dokunması mekruhtur” denilmişti.

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun katkısıyla hazırlanan kitapta, “Oruçluyken dokunmak veya kucaklamakla boşalmanın hükmü nedir?” sorusuna verilen yanıt şu şekildeydi.

“Oruçlu olan kişinin eşini öpmesi, dokunması veya kucaklaması sonucu boşalma (inzal) olması durumunda oruç bozulur ve gününe gün kaza edilmesi gerekir.

Orucun bu şekilde bozulma tehlikesi olduğu için kendine güveni olmayan kimsenin oruçlu iken eşini kucaklaması veya öpmesi mekruhtur.”

DİYANET ORUÇ İÇİN COVID FETVASI DA VERMİŞTİ!

Din İşleri Yüksek Kurulu, Kovid-19 salgını nedeniyle Ramazan ayı ve oruç ibadetiyle ilgili vatandaşlardan gelen sorular üzerine, kimlerin oruç tutup kimlerin tutamayacağına dair bir açıklama yapmış, şunları söylemişti:

Rahmet ayı Ramazan-ı Şerif’in gölgesinin üzerimize düştüğü şu mübarek günlerde içinden geçtiğimiz Kovid-19 küresel salgını sebebiyle vatandaşlarımız tarafından oruç ve Ramazan’la ilgili Din İşleri Yüksek Kurulu’na pek çok soru yöneltilmesi üzerine aşağıdaki hususların vatandaşlarımızla paylaşılması uygun görülmüştür:

1. Yüce dinimizin ilkelerine göre her ibadetin ifa edileceği zaman, mekân ve şartlar vahiyle belirlenmiştir. Ramazan ayında sağlıklı olan her müminin oruç tutması Allah Teâla’nın emriyle (el-Bakara, 2/183-185) farz kılınmıştır. Bu ibadetin topyekûn ertelenmesi mümkün değildir.

2. Alan uzmanlarından alınan bilgilere göre sağlıklı bireylerin oruç tutmaları, hastalığın yayılması bakımından özel bir risk oluşturmamaktadır. Ayrıca oruç tutmanın bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğine dair kanıta dayalı tıbbi bir tespit bulunmazken aksine oruç tutmanın bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiler meydana getirdiğine ilişkin bilimsel yayınlar mevcuttur.

3. İslam dini, emir ve yasakların ifasında kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler koymuştur. Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucunu, belli şartlara bağlı olarak kazaya bırakma konusunda bazı ruhsatlar tanınmıştır.

4. Kur’an-ı Kerim’de Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan temel mazeretlerden biri olan hastalık halinde, orucun daha sonra kaza edilmesine izin verilmiştir (el-Bakara 2/185). İslam âlimleri, oruç tutulması halinde hasta olunması, hastalığın uzaması veya artması ihtimalini de bu kapsamda değerlendirmişlerdir. Buna göre;

-Kovid-19 teşhisi konulmuş olup doktoru tarafından oruç tutması sakıncalı görülenler
-Oruç tuttuğu takdirde hastalığı daha ağır geçireceği doktorlarca belirtilenler
-Oruç tutamayacak derecede yaşlı olanlar
-Oruç tutmaya engel kronik hastalığı bulunanlar
-Oruç tutmaları hâlinde hem sağlıklarının bozulmasından hem de sağlık hizmetlerinin aksamasından endişe eden sağlık çalışanları
-Hamile veya emziren kadınlar
-Ağır ve meşakkatli işlerde çalışıp sağlıklarının bozulacağından endişe edenler, mazeretleri devam ettiği sürece daha sonra kaza etmek üzere oruç tutmayabilirler. Sağlık durumları hiçbir şekilde kaza oruçlarını tutmaya el vermeyenlerin tutamadıkları her bir gün için fakirlere bir oruç fidyesi ödemeleri gerekir.

5. Dini vecibelerin yerine getirilmesinde müminlerin, ihlas ve samimiyetle Allah’a kulluk bilincini kaybetmeden doktorlarla istişare ederek bu kararı vermeleri ve keyfi değerlendirmelerden kaçınmaları önem arz etmektedir.

6. Salgın devam ettiği müddetçe sosyal izolasyon kuralı çerçevesinde başkalarıyla temastan kaçınmalı, bu doğrultuda akraba, komşu ve dostlarla beraber iftar yemekleri düzenlemekten kesinlikle uzak durulmalıdır.

7. Halkımızın, toplum sağlığını korumakla görevli yetkililerin koyduğu kurallara uymaları, kendilerinin ve başkalarının hayatını tehlikeye atabilecek tutum ve davranışlardan uzak durmaları medeni bir sorumluluk olduğu gibi dini bir vecibedir.

8. Yaşadığımız bu zor süreçte ortaya çıkabilecek yeni sıkıntıları da göz önünde bulundurarak ihtiyaç sahibi kardeşlerimize bağışlarımızı ulaştırmak ve yardımlaşmak, infak ayı olan Ramazan’ı hakkıyla idrak etmeye ve paylaşma bilincimizi canlı tutmaya hizmet edecektir.

9. Camilerden uzak kalmamızın hüznünü yaşadığımız şu günlerde, teravih namazlarımızı, mukabelelerimizi evimizde ifa etmek, dualarımızı ve istiğfarlarımızı hep birlikte hanemizden Rabbimize yöneltmek, Ramazan ayının maneviyatından azami derecede istifade etmeye vesile olacaktır.

İdrak edeceğimiz Ramazan ayının, bu salgın hastalıktan bir an önce kurtuluşumuza vesile olmasını; milletimize, ümmet-i Muhammed’e ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederiz.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

THODEX'çi Hep Gezmelerde Hep AKP'lilerle…

HIZLI YORUM YAP