36,2464$% 0.05
38,0401€% 0.07
45,8038£% 0.43
3.376,83%0,49
2.898,71%0,48
9.836,49%-0,42
17 Şubat 2025 Pazartesi
Süleymancılar cemaatinin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu ve 27. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun’un Ali Erbaş hakkındaki iddiaları gündem oldu. İddiaları arasında cemaatin operasyonlardan kurtulmak için bürokratlara rüşvet vermesi de yer alan Denizolgun, “Kendi sağlam kaynaklarıma Ali Erbaş’ın neden bu operasyonu durdurduğunu sordum” deyip aldığı yanıtı paylaştı.
Denizolgun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarıyla ilgili şunları yazdı:
Süleymancılar cemaatinin “operasyonlardan kurtulmak için” bürokratlara rüşvet verdiğini öne süren Denizolgun şöyle devam etti:
“Cemaatin paraları, bu işler için saçılıp savrulmaktaydı. Kuzenim yine kaçış planları yapmaktaydı. Tam bu puslu dönemde; Ali Erbaş da, Kurişiiler’e cansuyu olduğunu, bizzat kendisi itiraf etmekteydi. Böylelikle, bir terör örgütü olan Kurişiiliğe, Ali Erbaş hamilik yaparak, olacak operasyonu durdurmuştu. Terörist olan Kurişiileri, Ali Erbaş himaye ederek, onlara kol ve kanat germişti. Devletimize, vatanımıza, milletimize ve dünyamıza; yapılan bu zarardan dolayı, Ali Erbaş şu anda mutlu mudur, bilemem. Bunun vebalini nasıl öder, onu da hiç bilemem.”
“Kendi sağlam kaynaklarına Ali Erbaş’ın neden bu operasyonu durdurduğunu sorduğunu” söyleyen Denizolgun şunları kaydetti:
“Sormamla, anında aldığım yanıt beni şok etmişti. Ali Erbaş, Sakarya üniversitesinde görev yaptığı yıllarda, Sakaryalı bir iş adamı olan, aynı zamanda Ali Erhanın en yakın kurmaylarından olan, Recep Aşoğluyla çok sıkı fıkı oluyor. Hatır-gönül ilişkisinin ötesine geçen bir yakınlıkları oluyor. Ailecek birbirlerini ziyaret edecek kadar, evlerine girip çıkacak kadar yakınlaşıyorlar. İşte, bu Recep Aşoğlu; 2020 yılında, Ali Erbaşı ikna ediyor. Sadece iknayla da kalmıyor. Başkaca nelerin, ne işlerin döndüğünü, şu anlık ifşa etmiyorum. Gerekirse, onu da ifşâ ederim.”
Diyanet İşleri Başkanlığı, Denizolgun’un iddiasının ardından bir açıklama yayımladı. Açıklamada Denizolgun’un iddiaları “tamamen gerçek dışı ve hayal ürünü” olarak nitelendirilirken Denizolgun hakkında dava açılacağı belirtildi.
Bu açıklamadan sonra iddiasının arkasında duran Denizolgun, “Tüm bunların ispatını mahkemelerde yapacağız. Hatta; başka ispatlı süprizlerimiz de olacak” ifadelerini kullandı.
Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde bugün saat 15.00 sıralarında Bestami Serdar E., Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Müjdat Yeşildal’ı tabancayla vurup, intihara kalkıştı.
İhbar üzerine fakülteye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.
Yaralı Yeşildal ile Bestami Serdar E., aynı üniversitesinin tıp fakültesi hastanesine kaldırılarak tedaviye alındı.
Diyanet İşleri Başkanlığı müfettişleri Bağımsız Milletvekili Ümit Dikbayır’ın şikayeti üzerine Halil Konakçı hakkında soruşturma başlattı. Bu gelişmeden birkaç gün sonra ise Diyanet İşleri Başkanlığı müfettişleri, görevden alındı.
Açıklama bağımsız Milletvekili Ümit Dikbayır’dan geldi. Sosyal medya hesabından yaşananlara tepki gösteren Dikbayır, “Müfettişi görevden almakta gösterdiğiniz hızlı refleksi, Halil Konakçı’yı görevden almakta gösteremediniz!” ifadelerini kullandı.
Bağımsız Milletvekili Ümit Dikbayır, söylemleriyle büyük tepki çeken Vaiz Halil Konakçı hakkında Ocak ayında da ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve milli değerlerimizi aşağılama’ suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin yanı başında bulunan işletme tartışmalara yol açtı. İşletme dünyaca ünlü 5 yıldızlı bir otel markası altında faaliyet gösteriyor. İşletmenin 1500 yıllık tarihi sarnıcı SPA (masaj) merkezine çevirmesi tepki doğurdu. Kaçak eklentiler yapıldığı ve ruhsatsız olduğu ortaya çıkan sarnıçla ilgili bakanlık harekete geçti.
Turistik işletme, turizm için önem taşıyan tarihi sarnıcı SPA merkezine çevirince tartışmaları beraberinde getirdi. masaj ve jakuzi salonuna çevrilirken kaçak eklentiler yapıldığı anlaşılan sarnıç için suç duyurusunda bulunuldu. Fatih Belediyesi sarnıçla ilgili birden çok aykırılık tespit etti. Ayrıca sarnıcın ruhsatsız olduğu belirlendi.
Sabah’ta yer alan habere göre; tarihi sarnıcı SPA merkezine çeviren işletme kendi tanıtımında sarnıcın bin 500 yıllık olduğunu ve dünyada başka hiçbir yerde bu şekilde bir SPA merkezinin olmadığını da dile getiriyor. Merkezin resmi internet adresinde “Hakkımızda” bölümünde yer alan bilgilerde aynen şu ifadeler geçiyor:
“Büyülü bir atmosferde eşsiz bir spa keyfi yaşamak istiyorsanız bizi tercih edin. Sultanahmet’in kalbindeki Hagia Sofia (Ayasofya) mansions İstanbul, bin 500 yıllık tarihi sarnıcın içinde modern bir SPA merkezine ev sahipliği yapıyor. Kişiye özel hizmet veren ve eşi benzeri olmayan bir merkez. Burada üst düzey pek çok hizmet sunuluyor. Masaj terapileri, ruh, beden ve akıl uyumuna odaklanıyor. Egzotik Orta Asya masajlarını profesyonel ekipler uyguluyor. 13 farklı masaj ve bakım paketi sunan Spa’da uzak doğu, İsveç, aromaterapi, mum, sultan, sıcak taş masajı ve sihr-i sarnıç çift terapi paketleri sıklıkla tercih edilen bakımlar arasında yer alıyor.”
Ayasofya’nın hemen bitişiğinde yer alan bin 500 yıllık tarihi sarnıcın 5 yıldızlı bir otel çatısı altında masaj salonu olarak işletilmesi duyanları şaşkınlığa çevirirken Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü konusu söz tarihi sarnıcın masaj salonuna çevrilmesi sonrası harekete geçerek işlem başlattı.
Bu kapsamda yapılan denetimlerde, sarnıcın vakıf, kamu ve özel mülkiyete ait olduğu belirlendi. Kentsel Arkeolojik Sit Alanında ve Sultanahmet Meydanı ve Barbaros Evleri Turizm Merkezi Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Şartları kapsamında kaldığı tespit edildi.
Sarnıcın 1’inci grup tescilli sarnıç olduğu ve içinde bulunan mahzenin de tescilli olduğu görüldü. Tescilli sarnıç için 13 Şubat 1991 tarihli kurul karar ile rölövesi ve restorasyon projesine uygunluk verilen sarnıç için masaj ve jakuzi salonuna çevrilmesiyle kaçak eklentiler yapıldığı anlaşıldı.
Bu kapsamda ilk önce 15 Kasım 2022 tarihli kurul kararı ile sarnıç ve mahzendeki aykırılıkların 6 ay içerisinde ilgili idare denetiminde kaldırılmasına yetki verildi. Ancak buna rağmen işletme herhangi bir işlem gerçekleştirmedi. 26 Aralık 2023 tarihli kurul kararı ile suç duyurusunda bulunulmasına, aykırılıkların giderilerek rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin iletilmesi karar verildi.
Vakıflar Bölge Müdürlüğü ise yaptığı araştırmada sarnıcın sadece 10’da 1’inin vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olması nedeniyle aykırılıkların kaldırılması veya proje hazırlanamayacağı bilgisini iletti.
Vakıfların azınlık hissesi nedeniyle giderilemeyen aykırılıklar sonrasında 31 Aralık 2024’te Fatih Belediyesi’nden söz konusu tarihi ve tescilli sarnıçta aykırılıkların neler olduğunun açıkça belirtilmesi ve onaylı projelerin iletilmesi istendi. Fatih Belediyesi ise Kurul Müdürlüğü tarafından gelen talep sonrasında yaptığı incelemede şu tespitlerde bulundu:
Veraset intikali ile birlikte 60’a yakın mülkiyet sahibi olan bin 500 yıllık tarihi sarnıcın ruhsatsız olduğu öğrenildi. İşletme ruhsatı olmayan ve tarihi yapıya zarar veren işletme, 27 Kasım 2024 tarihinde vergi muafiyeti talebinde bulundu. Ancak bu talep, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından sarnıçta aykırılıkların giderilmesinden sonra değerlendirilmesine karar verilerek reddedildi.
Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı merak edilen ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında gazeteci Fatih Altaylı’dan ilginç bir çıkış geldi.
Yavaş’ın AK Parti’nin adayı olması ihtimalini gündeme getiren Altaylı “Önünde bir engel yok” dedi. Altaylı’nın, cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklayan parti liderini “Turpun büyüğü buydu” diyerek tiye alışı da sosyal medyada ses getirdi.
CHP’nin erken seçim talebi ve ön seçim sürecine girmesiyle siyaset sahnesinde cumhurbaşkanı adayları konuşulmaya başladı. Yeniden Refah Partisi ve Demokrat Partisi liderleri Fatih Erbakan ile Gültekin Uysal aday olacaklarını duyurmuştu. CHP’nin adayı ise ön seçimle belirlenecek. Gazeteci Fatih Altaylı, Yavaş’la ilgili çarpıcı bir ‘AK Parti’ ihtimalini dile getirirken Uysal’ın adaylığını ise tiye aldı.
Altaylı’nın YouTube hesabından cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarıyla ilgili yaptığı ilginç değerlendirmeler şöyle:
Tayyip Erdoğan, ‘Yoruldum, aday değilim’ diyebilir. Mansur Yavaş, AKP’nin adayı da olabilir. Önünde bir engel yok. Türkiye’de her şey olur.
Yılmaz Özdil’in en güvendiği politikacı Sinan Oğan da tekrar ortaya çıkabilir.
thumbs_b_c_26b60fa484fc30fbd64b3a30c81b1bc7
Neydi, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal mıydı? Duyunca Tayyip beyi bir korku almış, ‘Eyvah eyvah eyvah’ demiş. Ekrem İmamoğlu da bayağı bir titremiş. Mansur Yavaş ‘Şimdi sıkıntıya girdim’ demiş. Bayağı bir sıkıntı vermiş yani. Turpun büyüğü buydu.
Vaktiyle ‘altılı masa’da yer alan Demokrat Parti lideri geçtiğimiz günlerde aday olacağını şu sözlerle açıklamıştı:
“Türkiye’nin Demokrat Parti’nin temsil ettiği köklü değerlerle yeniden ayağa kalkması gerekiyor. 2028 seçimlerinde bu idealleri hayata geçirmek için Demokrat Parti’nin cumhurbaşkanı adayıyım.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.