İşte Özdil’in ekonomiye dair o görüşleri:
” Türkiye herşeyini sattı, borcu büyüdü. Cari açık korkunç. İthalat berbat. Bugün Türkiye’de ihracat yapabilmek için önce ithalat yapmak zorundasın. Türkiye ithalattan kurtulamaz ve Türkiye tamamen yabancıya bağımlı hale getirildi. ABD borçlu ama doların matbaası onda. Boyle olunca ben de borçlu olurum. Dünyadaki para bolluğu AKP’nin iktidarını destekledi. Bunu iyi kullanan ülkeler Brezilya gibi belli noktalara taşıdılar ekonomilerini. Ama Türkiye’de bu para bolluğu çekildiğinde herkes başına geleni anlamış olacak.
Yazın soba borusunu kışın mayoyu hesaplayarak enflasyonu düşürüyorlar. Türkiye’de bugün utanmadan 2 milyon işsiz var diyorlar ama internete bakın iş bekleyen, iş arayan 15 milyon cv var. Bunların yarısını bir kenara bırakın 7.5 milyon yetişmiş, interneti bilen işsiz insanımız var. Türkiye’de asgari ücretle çalışıp beş kişilik aile geçindiren adama bile işsiz değil diyorlar.
Bizim babalarımız emekli olduklarında kıdem tazminatları ile zar zor bir ev alabiliyorlardı. Bizim kuşak kıdem tazminatı ile ancak kredi borçlarını kapatabiliyor, gençler ise kıdem tazminatı bile alamayacaklar. Büyüyen Türkiye dedikleri budur.
Diyorlar ki özelleştirmeye karşısınız. Hayır biz özelleştirmeye karşı çıkmıyoruz. Devlet musluk olmaktan çıkarılmalı bu doğru. TÜPRAŞ Koç’a satılabilir bu ülkenin değeridir. Ama Telekom’u Arap’a vermemelisin. Japon’a da. Yabancılaştırmaya karşıyız biz özelleştirmeye değil.”