34,6602$% 0.03
36,3463€% -0.12
43,5819£% -0.04
2.932,95%0,06
2.635,75%0,17
9.636,12%-0,25
İşte eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün danışmanlarından Y. Çağ Yazarı Ahmet Takan’ın konuya ilişki yazısı:
” Zeytin Dalı Harekâtı’nda, Suriye’nin hava sahasını yer yer Türk savaş uçaklarına
açan Moskova’nın ani bir hamleyle Afrin’e Esad güçlerini sokma seçeneğini masaya
sürmesi…
Afrin’de daha da gerginleşen hava… “Ne oluyor?”, “acaba Suriye dolayısıyla
İran ve Rusya ile de mi çatışmaya gireceğiz?” haklı soruları…
Türkiye’deki iktidarın “sonuçları olur” uyarısı ve ardından Rusya ve İran’la
devam eden telefon diplomasisi…
Ve dün öğle saatlerinde AKP Genel Başkanı R. Erdoğan’ın hem de zaman vererek (!)
“önümüzdeki günlerde Afrin şehir merkezi kuşatılacak” demesi…
Giderek karmaşık hale gelen Suriye denklemi… Son sürat akıp giden iç ve dış
kaotik gündemde karanlıkta kalan bir dünya soru…
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({
google_ad_client: “ca-pub-1412252278870979”,
enable_page_level_ads: true
});
Bu sorulara yanıt bulmak çok kolay!.. Aslında işin sırrı nerede biliyor
musunuz?.. 3 buçuk saatlik, sarayda gerçekleşen ve Dışişleri bürokrasisinin her
zaman olduğu gibi devre dışı bırakıldığı ve ABD Dışişleri Bakanı Rex
Tillerson’un da kendi devlet geleneklerini bile devre dışı bırakarak yol
verdiği, Mevlüt Çavuşoğlu’nun tercümanlık görevini üstlendiği o görüşmede… O,
“sır görüşme” artık sır olmaktan çıktı!.. Hatırlarsanız, Tillerson’un
temaslarını tamamlayıp Türkiye’den ayrılmasının hemen ardından 17 Şubat’ta
kaleme aldığım “Brüksel’de verilen dosyanın içinde neler var” başlıklı yazımızı,
“son tabloya Suriye ve Rusya nasıl karşılık verir?. Suriye ordusunun Afrin’e
dalma olasılığı nedir” şeklinde cevap içeren sorularıyla tamamlamıştık. O günden
bugüne geçen kısa süre içinde gelişmeler, yazıda verdiğimiz tüm perde arkası
bilgileri her zamanki gibi doğrular nitelikte oldu. Geriye de o 3 buçuk saatlik
gizemli görüşmenin kutusunu açmak kaldı. O, 3 buçuk saatlik görüşmenin perde
arkası ile ilgili olarak saray üst düzey kaynaklarından aldığım bilgileri şöyle
özetlemek mümkün;
* Afrin’de güvenli bölge oluşturulması. Yani ABD’nin teklifine doğru gidiyoruz.
* PKK/YPG’nin Fırat’ın doğusunda kalması. Saray kaynakları, bunu hem ABD’nin hem
de Türkiye’nin krizde zaman kazanması açısından ortak noktada buluşma olarak
yorumluyor!..
* ABD’nin Menbiç’den PKK/YPG’yi çekmesi. Menbiç’de kısmi bir bölgeye Türk
askerinin sokulması ve oranın ABD askeri ile birlikte kontrol altında tutulması.
Saray kaynakları, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun tercümanlığını yaptığı
görüşmede, “ABD’ye Türkiye’de tek muhatabınız Erdoğan’dır. Artık başka bir yer
aramayın” mesajının gayet net şekilde verildiğinin iddiasındalar. Ve turpun en
büyüğü;
O, 3 buçuk saatlik görüşmenin içerisine sonradan “Atilla” olan Zarrab Davası da
sığdırılmış. Saray kaynaklarının verdiği bilgilere göre, Erdoğan, Zarrab
hakkında kamuoyunda çok yakından bildiği görüşlerinde ısrarcı olmuş. Davaya,
yeni isimlerin eklenmemesi ve Halkbank’a verilecek sembolik bir ceza ile bu
işlerin tatlıya bağlanabileceği mesajlarını vermiş. Ya, Tillerson’un tavrı ve
tepkisi ne olmuş?.. Muhterem, renk vermemiş sadece not almakla yetinmiş!..
Aldığı notların cevabının nasıl verileceğini, Afrin ve Menbiç üzerinden
göreceğiz…
***
Esad, Zeytin Dalı Harekâtı’nın 2’nci haftasından itibaren PKK/YPG ile görüşme ve
pazarlıkları artırdı. İktidarın ABD ile girdiği yeni uzlaşma süreci Suriye ve
Rusya’nın tepkileri.. Ankara nasıl bakıyor?.. Başkentteki devlet koridorları
temkini elden bırakmıyor… Başta güvenlik bürokrasisi olarak devlet
katlarındaki havayı şöyle özetleyebilirim:
“Esad,YPG’ye ‘silahlarınızı bırakın çıkın’ diyordu. Bu minvalde anlaşma öğleye
(Pazartesi) kadar gerçekleşmemişti. Eğer bu anlaşma olursa ‘siz silahlarınızı
olduğu yere bırakın, biz gelelim buraları kontrol altına alalım, siz de buradan
çıkın’ diyecek. Bunlar da Fırat’ın doğusuna gidecekler, başka gidecekleri yer
yok. Bunlar toplam da 10 bin kişiydi. 4 bin kişi kaçtı. Bin 500-2 bin ölü ve
yaralıları var. 3 bin 500-4 bin adamları kaldı. TSK ile savaşamıyorlar, buradan
çıkabilmek için istişare yapılıyor, yoksa ölecekler, bunu fark ettiler. Esad
oraya gelir, buradan çıkarlarsa amaç da orayı teröristlerden temizlemek odluğu
için sorun kalmaz.Bunu kim yaparsa yapsın.
ABD, Rusya ve İran’ın egemenliğini istemiyor. Esad’a artık sıcak bakıyor. Bütün
bu sorunlar üst üste konduğunda ayakları sağlam basan bir politika izlemeliyiz.
Suriye rejiminin silah bıraktırması doğrudur, ‘talebimiz, suça bulaşmış
insanların yargılanması gerekir’ diyecekler. Güveni ve diyalogu artırır. Nasıl
bir yol izlenecek bundan sonra göreceğiz. Zeytin Dalı kapsamında görüştük, hava
sahasını açtılar. Tel Rifat’ta şu anda Suriye ordusu ile karşı karşıya kaldık,
Suriye ordusu kurşun sıkmadı.
Bizim El Bab ile Afrin arasında güvenlik hattımız var. Biz, orada hastane
yaptık, orada yaşayan insanlardan zabıta oluşturduk, polisler oluşturduk,
belediye hizmetlerini organize ettik. Alt yapı çalışmaları yapıyoruz. Doktor
atıyoruz, orada gidip hastanede görev yapıyor. ‘Türkiye bizim evimizi yaparken
yanımızdaydı’ diyerek insanlar size karşı saldırıları, sıkıntıları engellemiş
olacağız. Bu işi böyle yapacağız. Bunu organize ediyoruz. Kobani ve Kamışlı’da
da bunu yapmak gerekirdi ama geç kalındı. Karşımızda bir güç oluşturduk. Artık
zor, oraya operasyona müsaade etmezler. Çok geniş bir alan. Orada en az 50 bin
PKK/YPG’li var. Afrin’deki gibi silahları yok, daha kapsamlı, orada işler daha
zordur. IŞİD’den aldığı silahlar var. Türkiye’ye vermeyecekler. Suriye rejim
güçlerine bu silahları verirlerse, teslim ederlerse, bir özerklikte anlaşılır.
Uçaksavardan, füzeye kadar bütün silahları var. “
Ankara, şu anda Suriye ile çatışma riskini düşük görüyor. Kafalardaki
bulanıklıkları netleştirmek için farklı kanallardan bilgiler aktardım. İnşallah,
fotoğrafı daha karmaşık hale getirmemişimdir!..
NEVŞİN MENGÜ ADNAN OKTAR'IN KANALINDA!