34,6593$% 0.03
36,5504€% 0.45
43,8327£% 0.54
2.942,32%0,38
2.640,65%0,35
9.639,77%0,04
İki -üç istisna dışında…
Yıllardır gazetelerin ekonomi sayfalarıTürkiye’yi tozpembe gösteriyor! Bu sayfaları takip ederek iktisat dünyasında ne olduğunu anlamak imkansız. Buna “pozitif habercilik” diyorlar; “piyasayı ürkütmemek lazım”mış!
Böylece iş dünyasındaki büyük katakulliyi/yalan-dolanı yazmıyorlar. Soru bile sormuyorlar!
İtibarıyla ekonomi sayfalarını böyle yönetenler medyanın kariyer basamaklarında hızla yükseliyor!
Ancak:
Habercilik/gazetecilik ısrarını-inadını sürdürenler de yok değil.
İşte… Cumhuriyet gazetesinden Çiğdem Toker ahlaki değerlere bağlı gazetecilerden.
-Çıkar peşinde koşmaz.
-Satın alınamaz.
-Korkutulamaz.
-Gördüklerini, bildiklerini, düşündüklerini samimiyetle yazar.
Gücü, kalemidir…
Gücü, gerçeğe duyduğu aşktır…
Çiğdem Toker, örnek-saygın bir basın emekçisidir.
Gazeteciliğe aynı dönemde Ankara‘da başladık. Yıllarımız haber peşinde koşturarak geçti… Cumhuriyet’teki köşe yazılarını bugün kaçırmadan okuyorum; çok faydalanıyorum.
Çiğdem Toker’e, Şentürk ailesine ait Bayburt Grup şirketleri tazminat davaları açtı:
-Önce Agrobay Seracılık, 1.5 milyon liralık tazminat davası açtı.
-Sonra Şenbay Madencilik-İnşaat, 1.5 milyon liralık tazminat davası açtı.
İki yazının karşılığı tazminat -dile kolay- tam 3 milyon lira! (İnsanlar yıllarca Silivri’de hapis yatıp bunun onda biri kadar tazminat istemiyor! Bu nasıl ölçü?)
Sanırım birileri için para mefhumu/kavramıçok değişik! Bayburt Grup çok rahat mı büyük paralar kazanıyor? Ya da…
Gazetecileri parayla mı korkutacağını sanıyor?
Peki…
Meslektaşımız Çiğdem Toker ne yazdı:
İlk makalenin tarihi 15 Mayıs 2017.
Dedi ki:
Rusya’nın domates alımı için denetimini yaptığı Türkiye’den üç firma seçtiği haberi doğruyu yansıtmıyor. Bu üç firmayı AKP hükümeti belirledi. Bu firmalar da Özaltın, Süral ve Agrobay.
Gazeteci Toker, Agrobay hakkında şu yorumu yaptı:
“Agrobay Seracılık, Bergama yolu üzerinde kurulu. Uzun süredir de ihracat yapıyor.
Gelgelelim, domates ihracatı yapabilecek koşulları taşıyan benzer niteliklerde çok sayıda şirket olduğu hatırlatılıyor. Hal böyleyken, uzun bir yasak döneminden sonra Rusya’ya 50 bin ton ihracat yapacak üç firmadan birinin, son dönemlerin gözde girişimcisi Bayburt Grup bünyesinde yer alması, seçimdeki kriterin gerçekten objektif olup olmadığı sorusunu da beraberinde getiriyor.”
İkinci yazının tarihi, 22 Ekim 2017.
Makalenin başlığı şu: “Tasarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın.”
Şöyle yazdı:
“Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘verdiği’ bir metro hattı var. Gayrettepe-yeni havalimanı epey bir gecikmeyle, geçen yıl sonu 1 milyar Avro’ya Şenbay-Kolin ortaklığına verilmişti. ‘Verilmişti’ diyoruz çünkü ortada bir ihale emaresi yok. (…) Hattı yürüten ikiliden biri olan Kolin, 3. havalimanını yapan beşli grupta. Diğeri Bayburt Grup bünyesindeki Şenbay.
Şenbay’a bu hattın verilmesinde; gerek piyasa, gerekse siyaset arenasında giderek daha çok konuşulmaya başlanan ‘Başbakan Yıldırım’a yakınlık kriter midir?’ sorusu meşrudur. (Şenbay’ın kardeş şirketi Aga Enerji de Rize Havalimanı ihalesini Cengiz İnşaat ile birlikte kazanmıştı.)”
Bu iki yazıda 3 milyon liralık nasıl hakaret var, anlayamadım!
Gazeteci soru sormayacak mı?
Örneğin…
Bayburt Grup şirketleri metrolardan karayollarına; havalimanlarından denizlimanına kadar milyar dolarlık işler aldı. Bu işleri alırken benzer büyüklükte iş yaptığını gösteren şu belgeyi sundu:
-“Dübendi Havalimanı yapımı işine ilişkin olarak 16.03.2011 tarih ve A6/01-061 sayılı iş bitirme belgesi”…
Şimdi gel sorma:
Bayburt Grup’un resmi belgelerde yaptığını gösterdiği “Dübendi Havalimanı” adında Azerbaycan’da havalimanı bulunmuyor!
Dübendi, Hazar kıyısında küçük bir ilçe veburada havalimanı yok!
Dübendi-Bakü arasında “Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı” var! Burasının da eski adı “Bine Uluslararası Havalimanı.” 1992’deki yenileme işinde İngiliz-Amerikan şirketleri yanında ENKA da çalıştı. Yani…
Bayburt Grup şirketlerinin ismi bu havalimanının ne yapımında, ne de yenilenmesinde geçiyor. Evet “yaptık” dedikleri “Dübendi Havalimanı” da yok!
Bu belgeyi göstererek Türkiye’de milyarlarca dolarlık ihale alan Bayburt Grup’a “bu ne iş”diye sormayalım mı?
Bunu yazınca yine…
-Ama bizim itibarımız…
-Ama bizim haysiyetimiz…
-Ama bizim şerefimiz…
Diye sayfalarca yazıp mahkemeye mi koşacaklar? Buyursunlar…
Biz sormaya- araştırmaya devam edeceğiz; işimizi yapacağız. Ki…
Çiğdem Toker’e açtıkları tazminat davasının Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19 Haziran’daki duruşmasını merakla bekleyeceğim; bakalım hangi yeni belgelerortaya çıkacak?
Kimi işadamlarının anlamadıkları şu:
Uğur Mumcu haberciliği biz Ankara’da yetişen gazeteciler için hep yol göstericidir.
Parayla- tazminatla- hapisle- tehditle bize geri adım attıramazsınız. Bizi, yandaşlarınızla karıştırmayınız.
Çiğdem Toker ile uğraşmayı bırakıp…
Açıklayınız şu “Dübendi Havalimanı”meselesini…
SÖZCÜ