DOLAR

34,5410$% 0.3

EURO

36,5558% 0.71

STERLİN

43,6746£% 0.52

GRAM ALTIN

2.891,84%1,95

ONS

2.608,47%1,81

BİST100

9.416,49%0,29

a

Mesut ve Deniz

Türk milli futbol takımını tercih etmediği için dün maruz kalmadığı hakaret kalmayan Mesut Özil, bugün “kahramanlık” mertebesine çıkarıldı.
Bizler benzer örnekleri neden hep yaşıyoruz? Şöyle:
Adı, Thilo Sarrazin (d: 1945)…
Babasının ataları, Fransız. Büyükannesi, İngiliz. Büyük dedesi, İtalyan…
Soyadı “Saracen”, Müslüman Arap anlamına geliyor. Kendisi Alman
Almanya Federal Bankası yönetim kurulu üyesi olduğu 2010 yılında kitap yazdı: “Almanya Kendini Yok Ediyor.”
Dedi ki:
“Türk ve Müslümanların zeka seviyesi düşük olduğundan Alman toplumuna uyum sağlayamıyorlar!”
“Türkler ancak manav veya dönerci olabilir!
“Türkçe konuşulan, günün ritmini müezzinlerin ezan sesinin belirlediği bir ülkede yaşamak istemiyorum!”
“Türkler, devletin cebinden geçinen, çocukların eğitimi ile ilgilenmeyen ve sürekli başörtülü kız çocukları üreten bir topluluk!”
Thilo Sarrazin…
Bu ırkçı sözleriyle kısa sürede Almanya’daki göçmen karşıtları arasında yerini aldı!
Kitabı 1.5 milyon sattı.
Sarrazin’e (Mesut Özil’in de içinde olduğu) Türklerden tepkiler geldi. Protestocuların başında bir Türk gazeteci vardı: Deniz Yücel!

IRKÇILARIN HEDEFİNDE

Tıpkı Mesut Özil gibi…
Deniz Yücel de Almanya doğumlu.
Ailesi Makedonya/Veles (Köprülü)/ Kişina Köyü‘nden.
İstanbul’a 1954’de göç ettiler. Babası Ziya 12, annesi Esma 10 yaşındaydı.
Almanya’ya işçi olarak 1970’de geldiler.
Türkiye İşçi Partili idiler; Türk İşçi Derneği gibi dernekler kurdular.
Deniz Yücel, 1973 Flörsheim am Main doğumlu. (1972’de idam edilen Deniz Gezmiş‘in adını taşıyor.)
Mesut Özil gibi çifte vatandaş…
Berlin/FU Özgür Üniversitesi’nde siyaset bilimi okudu.
1999’da gazeteciliğe başladı. 2002’de “Jungle World” dergisinde ve 2007’de “Die Tageszeitung” gazetesinde çalıştı. Değişik konularda mizahi polemik yazıları kaleme aldı.
Tarih: 4 Ağustos 2011.
Bir yazısı Almanya’da “ünlü” olmasına sebep oldu!
Thilo Sarrazin’in ırkçı kitabını mizahi dille eleştirdi: “Avrupa’nın ortasında yakında milletsiz bir alan oluşacak; ama bu üzücü değil. Çünkü Almanlarla yalnızca kimsenin özlemeyeceği şeyler yitip gidecek” ifadesini kullandı.
Ülkedeki Alman doğum oranlarının düşmesinden şikayet eden Sarrazin’e, “Almanların yakında gerçekleşecek çöküşü, millet ölümlerinin en güzeli” yanıtını verdi!.
Sarrazin’i öjenik/ırkçı kitabıyla vurdu: “Peltek, kekeme ve titreyen bir insan karikatürü diyebiliriz. Eğer onun böyle felç sonucu bozulduğunu bilirsek, ikinci felciyle kitabını tamamlayacağını dileriz!”
Bu mizah yazısı Almanya’da fırtına kopardı.
Başta faşist AfD partisi olmak üzere ırkçılar ayağa kalktı. Konuyu meclise taşıdılar, yargılanmasını, vatandaşlıktan çıkarılmasını, Almanya’dan sınır dışı edilmesini istediler.
Deniz Yücel geri adım atmadı: “Herkesin bu (ırkçılık) hastalığından kurtulması için mümkün olduğunca uzun ömürlü bir yaşam sürmesini isterim!”
Almanya’da bu tartışma uzadı gitti…
Deniz Yücel bir süre sonra tekrar gündeme geldi…

KUŞKUNUZ OLMASIN

Yıl, 2015.
Die Welt gazetesi, Deniz Yücel’i kadrosuna kattı. Türkiye muhabiri olarak İstanbul’a gönderdi.
Göçmen çocuğu Deniz Yücel, Suriye’den gelen mültecilerin haberlerini yapmaya başladı.
16 Haziran 2015… Akçakale’ye gelen Suriyelileri ziyaret eden Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük’e yönelttiği sorular nedeniyle gözaltına alındı! Serbest bırakıldı.
8 Şubat 2016… Almanya Başbakanı Merkel’in Başbakan Davutoğlu ile Ankara’da yaptığı basın toplantısında, Türkiye’deki basın özgürlüğü sorunuyla ilgili sorusu şimşeklerin üzerine çekilmesine yetti. Davutoğlu tarafından azarlandı.
Deniz Yücel sandı ki: “Papa Francis’den Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’a kadar herkesi nasıl eleştirdim ise Türkiye’de de benzerini yaparım!”
25 Aralık 2016… Hacker grubu RedHack, Bakan Berat Albayrak’ın elektronik posta yazışmalarına ait olduğu ileri sürülen özel bilgiler sızdırdı. Deniz Yücel, bu konuyla ilgili Die Welt gazetesine iki makale yazdı. Başta Sabah gazetesi olmak üzere yandaşlar Deniz Yücel hakkında spekülatif haberler yapmaya başladı. Cemil Bayık ile Kandil‘de yaptığı röportajı iki yıl sonra anımsayıp, Deniz Yücel’e “PKK’nın avukatı” dediler. Oysa, Die Welt gazetesindeki haberin başlığı Bayık’ın “evet iç infazlar yaptık” sözleriydi. Yani, PKK avukatlığı değil, örgütün yıllardır sakladığı itirafı söz konusuydu.
Sonunda Deniz Yücel, “terör propagandası” iddiasıyla tutuklanıp Silivri Cezaevi‘ne atıldı.
Almanya’daki ırkçılar bayram etti:
– “Ömür boyu orada kalsın…”
– “Yetmez Almanya’da da yargılanması şart…”
Alman ırkçıların siyasi duruşlarında sapma yok.
Türkiye ise, günübirlik politikalar peşinde duygusal savruluşunu sürdürüyor. Mesut Özil’e dün Türk milli takımını reddettiği için küfür edenler, benzer sözleri bugün Deniz Yücel için sarf ediyor…
Hiç kuşkunuz olmasın:
Yarın Mesut’u yerin dibine sokar, Deniz’i alkışlarlar.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Türkiye artık tercüme bile edilemez

HIZLI YORUM YAP