34,5880$% 0.3
36,2532€% 0.04
43,5164£% -0.13
2.992,15%1,04
2.691,87%0,76
9.385,50%0,19
Baki Özilhan…
68 Kuşağı’na mensuptu; 1947’liydi.
12 Mart 1971 askeri darbesi oldu; İ. Ü. Hukuk Fakültesi’nden atıldı.
12 Eylül 1980 askeri darbesi oldu; TRT’den atıldı.
– Suikasta kurban verdiğimiz- Prof. Ahmet Taner Kışlalı sayesinde “Yankı” dergisinde iş buldu. Ardından… Bülent Ecevit’in davetiyle “Arayış” dergisinde çalıştı. BBC, Radio Stockholm ve Avustralya’nın SBS radyolarına Türkiye haberleri hazırlayıp sundu.
Sıkıyönetim Komutanlığı, “Arayış” dergisini yasaklayınca -hepimizin hocası- Prof. Dr. Alpaslan Işıklı sayesinde “Nokta” dergisinde ve hemen ardından Türk Haberler Ajansı’nda çalıştı.
Ve:
– Tanışma şerefine nail olduğum- Gazeteci Nimet Arzık ve Prof. Dr. Turan Güneş‘in tavsiyesiyle CHP Kütahya Milletvekili Nizamettin Çoban‘ın satın aldığı “Ulusal Basın Ajansı” genel yayın yönetmeni oldu. Bu görevi tüm zorluklara rağmen aralıksız 14 yıl yaptı. Öyle ki…
Yazdığım bir haberle ilgili olarak haber kaynağını açıklamadığı için gözaltına alındı; Mamak Askeri Cezaevi‘nde hapis yattı…
Ulusal Basın Ajansı parasızlıktan kapanınca Anadolu Ajansı Radyo-Televizyon Genel Müdürü oldu. Geçmişte, “Gazeteci dövdürdü” diye haberini yaptığı bir milletvekili basından sorumlu devlet bakanlığına getirilince kurumdan kovuldu!
2000 – 2005 yılları arasında TRT‘de “Televizyon Gazetesi” ve “Susma Konuş” diye iki program hazırlayıp sundu. Kovuldu.
TRT’den atılınca CHP Genel Başkanı Deniz Baykal telefonla aradı: “Gel, Genel Başkan İletişim Koordinatörü ol” dedi. Oldu. Sonra, Kemal Kılıçdaroğlu’yla da devam etti…
Ergenekon operasyonları sürecinde, kapısının sabaha karşı çalınmasını bekleyen insanlardan biriydi. Ki bunun sebebi bendim…
Bundan tam sekiz yıl önceydi:
– Deniz Baykal ile görüştüm…
– Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüm…
– Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile görüştüm…
– Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş ile görüştüm…
Kılıçdaroğlu dört aylık CHP genel başkanı idi. Şunu öğrenmiştim:
– Kılıçdaroğlu, Halk TV’nin parti organı olarak görülmesinden rahatsızdı.
Sahiden…
Halk TV, Deniz Baykal’ın genel başkanlığı döneminde yayın hayatına başlamıştı. Kağıt üzerinde kanalın sahibi CHP değildi. Ama gerçeği herkes biliyordu; kanal CHP’nindi! Sadece Baykal’ın yakınları üzerine yapılmıştı!
Bu bilgiler nedeniyle Baykal vd. Ankara’da görüşmeler yaptım.
Kılıçdaroğlu kanalı almamı destekledi; “yükten” kurtulmak istedi.
Baykal satmadı; “kanalı kirala” teklifinde bulundu. Sıcak bakmadım. Uzatmayayım… (Ayrıntıları, “Samizdat” kitabımda yazdım.)
İşte…
Halk TV görüşmeleri sürerken 27 Eylül 2010 tarihinde -25 yıldır tanıştığım- CHP İletişim Koordinatörü Baki Özilhan’a mail attım:
“Baki Ağabey,
Benim üne şöhrete paraya pula ihtiyacım yok.
Bizleri sizler yetiştirdiniz; bu ülkeyi sahipsiz bırakamayız.
Ben elimi taşın altına koyuyorum. Bunun sonucunda başıma her türlü çorabı da örebilirler; bunun bilincindeyim. Ama ben aydın sorumluluğu gereği tarihsel görevimi yaptığıma inanıyorum. Dün de öyle davrandım; inandıklarımı, doğru bildiklerimi yazdım. Bugün de öyle yapıyorum. Yarın da öyle yapacağımı biliyorsunuz…
Baki Ağabey, Biz Halk TV’ye talibiz. CHP, Halk TV’yi bize devretmelidir. Dünyanın hiçbir yerinde parti organları kamuoyunda etkili olamamıştır. İyi niyetli çabalara rağmen Halk TV ölü doğmuştur. Onu diriltecek olan biz gazetecileriz.
Sizden istediğim bu meselenin olup olmayacağının kısa zamanda aydınlığa kavuşmasıdır. Bürokratik işlemlerle iş uzarsa zaman kaybederiz. En kısa zamanda CHP ekibiyle yan yana gelmeliyiz. Neyi, ne zaman, nasıl yaparız, konuşmalıyız. Biz hazırız…”
Bu mektup günlerce gündemde tutuldu! Niye?
14 Şubat 2011 tarihinde gözaltına alındım; üç gün sonra tutuklandım.
18 Şubat 2011 tarihinde Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar Ülke TV ekranına çıkarak yukarıdaki maili okudu. (Mail, mektup oluvermişti! “Mektubu” CHP’li bir yurtseverin Tayyar’a sızdırdığını söylediler!)
Kamuoyu oluşturmak için FETÖ, elemanlarını devreye soktu. Sevilay Yükselir’den Nagehan Alçı’ya, kötülüğün simgesi yandaşlar hakkımda söylemediklerini bırakmadı…
İşin özünde…
FETÖ, Halk TV satışının önüne geçmek için beni Silivri zindanına attı. Odatv’de FETÖ’ye savaş açmıştık; Halk TV’de neler yapmazdık?
O dönem…
Baki Özilhan da bu mailim nedeniyle hedef yapıldı.
Ani ölüm haberini alınca o günleri anımsadım.
İnsanlara ne zorluklar- ne yorgunluklar-ne acılar yaşattılar.
Sonuçta:
Baki Ağabey’in kalbi dayanamadı.
Ne kadar dirençli olsa da beden; yürek değil mi bedene hükmeden?
Gerçek gazeteciydi o; kalbi kaç kez kırılan.
Meslek hayatı, son elli yılda basının uğradığı hoyrat hali gösteriyor aslında.
Hakikati arayanlara yönelik bu zulüm-zorbalık bitecek gibi de görünmüyor.
Tek silahımız var; sabır!
Yutkunamayınca