34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
43,4559£% -0.34
2.836,84%0,10
2.562,19%-0,20
9.389,62%-0,33
Ercan Tatlıdil, yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin geçmişte de var olduğunu, ancak bu konuların son yıllarda daha çok gündeme geldiğini ve tartışıldığını belirtti.
Kadına yönelik şiddet konusunda toplumun çok daha dikkatli davrandığını ifade eden Tatlıdil, 1950 ve 1960’lı yıllarda köyden kente göç edenlerin beraberinde töre ve namus gibi geleneksel kavramları da taşıdığını ifade etti.
Köyden kente taşınan töre ve namus kavramlarını kentli dünyanın anlamakta zorluk çektiğini kaydeden Tatlıdil, şunları kaydetti:
”Bundan 60 yıl önce nüfusun dörtte biri kentte yaşarken, bugün dörtte biri köylerde yaşıyor. Sanayileşen kentler genelde kırsal kesimden yoğun göç alıyor. Köyden kente göç edenler geleneklerini kentsel doku içinde sürdürebiliyor. Kadının yaşamını töre biçimlendiriyor. Bu durumda da kadına yönelik şiddet ve namus cinayetleri ortaya çıkabiliyor. Kadına yönelik şiddet ve namus cinayetleri hep vardı, ancak toplum şiddet konusunda geçmişe göre daha duyarlı. Kentlileşen Türkiye’de bu tür duyarlılıklar artıkça şiddet de azalacak.”
-”KADIN PLATFORMLARI ARTMALI”-
Medyanın toplumu bilinçlendirme görevi olduğuna işaret eden Tatlıdil, şiddet ve cinayet haberleriyle birlikte toplumun bilinçlendiğini, kadın hakları karşıtı yazılar yazan veya beyanlarda bulunanların da toplumun veya meslektaşlarının tepkisi nedeniyle geri çekildiğini söyledi.
Sivil yaklaşımla kadın hakları konusunda toplumun bilgilendirilmesi gerektiğini savunan Tatlıdil, resmi makamların da çaba harcaması ve kadın sığınma evi sayısının artırılması gerektiğini vurguladı.
Kadın platformlarının sayısının da artırılması gerektiğini ifade eden Ercan Tatlıdil, ”Türkiye’nin özellikle sorunlu olan, yoğun göç alan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi illerde de kadın hakları konusunda eğitimler verilmeli ve toplumun bilinçlenmesi sağlanmalı” şeklinde konuştu.
-PSİKİYATR UÇAR: ”ŞİDDET, CİNAYET EĞİTİMDEN KAYNAKLANIYOR”-
Psikiyatr Hüsnü Uçar ise kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artışında sürpriz olmadığını, cinayetlerin politika, sosyal hayat ve yaşam koşullarına bağlı olduğunu söyledi.
Erkeğin kafa yapısının ve eğitim biçiminin de kadın cinayetlerini artırdığını savunan Uçar, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
”Erkek, ‘Sen aslansın’ mantığı ile yetiştiriliyor, öyle eğitim alıyor. Bu eğitimi toplumdan, annesinden, babasından alıyor. Gerçekte böyle yapabiliyor mu? Hayır. O da eşine, sevgilisine ya da ayrıldığı kişiye ‘Benim sözümü dinleyeceksin’ diyor. Kadın dinlemeyince erkek aldığı eğitimin etkisiyle öldürüyor. Devlet çıkardığı kanunlarla buna izin veriyor. Bir insanı öldüren 3-5 yıl yatıyor sonra çıkıyor, devlet kanunlarıyla buna zemin hazırlıyor. Toplum bu konuda bilinçlendirilmeli ve hükümet de kadın haklarıyla ilgili olarak tarzını değiştirmeli.”
EHLİYETİ HAK EDEN ALACAK