DOLAR

34,1026$% 0.24

EURO

38,1457% 0.1

STERLİN

45,5889£% 0.48

GRAM ALTIN

2.874,39%1,62

ONS

2.621,87%1,39

BİST100

9.900,25%-0,76

a
tunc

tunc

20 Eylül 2024 Cuma

DİĞER YAZARLARIMIZ

HATA'Y…

HATA'Y…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Aslında her şey 1942’de başladı.
İkinci dünya savaşının göbeğiydi.
ABD Başkanı Roosevelt, dört Oscarlı yönetmen John Ford’u Beyaz Saray’a çağırdı.
Bu görüşme sonrasında Pentagon’da Hollywood’un irtibat bürosu kuruldu.

*

O güne kadar kızılderililer düşmandı. İyi kalpli John Wayne mıhlıyor, masum 
insanlara saldıran kötü kalpli apaçiler geberiyordu. O günden sonra düşman rolü 
Almanlara ve Japonlara verildi.

*

(İlla uçaklı, tanklı-toplu filmler olarak düşünmeyin. Kazablanka mesela… 
Humphrey Bogart’la Ingrid Bergman’ın romantik aşk hikayesi ayaklarıyla, 
nazilerden kaçan direnişçilerin ABD’ye iltica etme mücadelesi anlatılıyordu. 
Böylece… Atlantik’in öbür yakasında yaşananlara, Amerikan halkının dikkati 
çekiliyordu.)

*

70’li yıllarda soğuk savaş vesilesiyle düşman coğrafyası değişti.
Aptal ve suratsız KGB ajanları daima yeniliyor, zeki ve yakışıklı CIA ajanları 
daima kazanıyordu, üstelik, Polonyalı-Macar komünist kızları yatağa atıp, çatır 
çatır götürüyorlardı.
Komünist kızlar bi tek komünistlere aşık olmuyordu, devamlı Amerikalılara aşık 
oluyordu.

*

80’lere gelindiğinde Rocky ringe fırladı.
Rus yarması Ivan Drago’nun ağzını burnunu kırdı.
Bilahare… Boks eldivenlerini çıkardı, kafasına bandana bağlayıp, Rambo olarak 
Vietnam ormanlarına daldı. Kötü kalpli çekik gözlülerin hepsini tek başına 
bıçakladı.
Geldi 60 yaşına, kıçının kılları ağardı ama, kötülüklere duyarsız kalamıyordu, 
insaniyet namına iyilik yapmaya devam ediyordu, atladı atına, Afganistan’a 
gitti, zavallı müslüman Afganları işgalci Rusların elinden kurtardı.

*

Müslüman alemi pek sevindi.
Rambo’yu alkışladı.

*

Halbuki 2000’lere gelinmişti.
Sıra bize gelmişti!

*

Kızılderililer, naziler, çekik gözlüler, komünistler filan demodeydi.
Hollywood’un yeni modası müslümanlardı.

*

Kahraman (!) Amerikalıları senelerdir hayran hayran seyreden müslümanların 
haberi yoktu ama… 11 Eylül’den hemen sonra, Bush’un sağ kolu Karl Rove, sinema 
endüstrisinin devleriyle Beverly Hills’te bir araya gelmişti, “yeni senaryo”lar 
ele alınmıştı.

*

(1 Mart 2003 tezkeresinin TBMM’de reddedilmesinden hemen sonra Amerikan 
dizilerinde ve Hollywood filmlerinde aniden “Türk teröristler” peydah oldu. 
ABD’nin en çok izlenen “istihbarat” dizisi 24’e Thomas Sherek adıyla Türk 
terörist monte ettiler, diziye göre bu Thomas Sherek Türk vatandaşıydı, İzmir 
doğumluydu, Türkçe bilmiyordu, anadili Arapça’ydı, bir nükleer santralı havaya 
uçurdu, ABD savunma bakanını kaçırdı, ABD başkanının uçağını bile düşürdü! 
Amerikan halkının nefret ettiği bu Türk terörist, bu işleri tek başına mı yaptı? 
Hayır… Los Angeles’te oturan, normal bir aile gibi yaşayan uyuyan hücre vardı, 
onlar da Türk’tü. Elebaşları Habip diye biriydi, o da Türk’tü. ABD’yi birbirine 
katan, Arapça konuşan bu Türk terörist örgüt, Ankara’dan İstanbul’dan talimat 
alıyordu, merkez üsleri Türkiye’deydi.)

*

(Türkiye’yi “terör merkezi” olarak tanıtan bu dizi, izlenme rekorları kırdı. 
Televizyon Oscar’ı olarak nitelendirilen Emmy ödülleri dağıtıldı, biz Türkleri 
azılı teröristler olarak gösteren bu dizi beş dalda Emmy kazandı!)

*

(Bitmedi… Libya’da ABD büyükelçisinin öldürülmesiyle alakalı film çektiler. 
“Bingazi’nin Gizli Askerleri” adıyla vizyona giren filmde elçilik binasını yakan 
terörist Türk bayraklı tişört giyiyordu.
“NCIS Los Angeles” dizisinde, beyaz takkeli kalaşnikoflu teröristleri taşıyan 
gemi, Türk gemisiydi, Türk bayraklıydı, adı da Hamidiye’ydi.
“Out of Reach” filminde, Polonya’daki Türk konsolosluğu terör yuvasıydı, 
üstüne, çocuk ticareti yapılıyordu.
“War Dogs” filminde silah ticareti filan anlatılıyordu, Türk tankları ve bizzat 
Tayyip Erdoğan gösteriliyordu.)

*

(Bunun gibi sayısız örnek türemişti. Sayın basınımız bu meseleyi magazin 
zannediyordu ama aslında, dünya kamuoyu “Türk terörist” kavramına 
alıştırılıyordu. “Köktendinci teröristse mutlaka Türk’tür” mantığı 
yerleştiriliyordu. Sayın ahalimizin bunlardan haberi yoktu… PKK’yla açılım 
yapan sayın hükümetimizi alkışlıyordu!)

*

Ve, bir başka moda başlamıştı… Hollywood’un beyazperdedeki rolü kesmemiş, gerçek 
hayatta da rol üstlenmeleri istenmişti.

*

İyi niyet elçisi rolü.

*

İlk önce Brooke Shields, Birleşmiş Milletler iyi niyet elçisi oldu.
İyi niyetini göstermek için Basra’daki Amerikan uçak gemisine geldi, bahriyelere 
iyi niyetlerini sundu.
Brooke gemiden ayrılır ayrılmaz, bu defa bahriyeliler iyi niyetini gösterdi, 
Saddam’ın kafasına füze fırlattı.

*

Peşinden Julia Roberts, George Clooney, Andy Garcia, Brad Pitt ve Matt Damon iyi 
niyetlerini göstermek için Adana İncirlik’e geldiler.
İyi niyetlerini kanıtlamak için pilot montları giydiler, F16 kokpitlerine 
oturup, hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Bu iyi niyetli ziyaretin tüm masrafları “Ocean’s Eleven” filminin yapımcısı 
Warner Bros şirketi tarafından karşılandı.
İncirlik’teki pilotlar da, bu iyi niyetli ziyarete iyi niyetle karşılık verip, 
Saddam’ı bombaladılar.

*

Irak’ı yokettiler.
Terminator Bağdat’a geldi!

*

Arnold Schwarzenegger, Irak’taki en büyük Amerikan üssü Victory’de iyi niyetli 
bi konuşma yaptı. “Ben yokedici’yi sadece canlandırıyorum, sizler ise gerçek 
yokedicilersiniz, hepinizi kutlarım” dedi.

*

Antonio Banderas, Nicole Kidman, Orlando Bloom, Susan Sarandon, Edward Norton, 
Drew Barrymore, Liam Neeson, Forest Whitaker, Jackie Chan, Danny Glover, Whoopi 
Goldberg… Hep iyi niyet elçileri.

*

Bir yere gidiyorlar.
ABD orayı vuruyor.
Veya, önce ABD vuruyor.
Sonra bunlar gidiyor.

*

En ünlüleri Angelina Jolie.

*

Afganistan’a gitti, Kosova’ya gitti,
Pakistan’a, Sudan’a, Libya’ya gitti.
Tunus’a, Irak’a, Mısır’a gitti…
Her gittiği yerin altı üstüne geldi.

*

2011’de Türkiye’ye, Suriye sınırımıza geldi!

*

O günden beri Suriye’de kan gövdeyi götürüyor.
O günden beri Türkiye gün yüzü görmedi.

*

Bastığı yerde ot bitmeyen Angelina, Türkiye’ye gelmeden önce, en son nereye 
gitmişti biliyor musunuz?
Suriye’ye!

*

Esma Esad’ın kankasıydı.
Zırt pırt Şam’a gidiyordu, Suriye’ye sığınan Iraklı mültecilere iyi niyet 
gösteriyordu.
Hatta, Suriye’ye üçüncü gidişinde Brad Pitt’i de yanında götürmüştü. Beşar Esad 
makam otomobilinin direksiyonuna geçmiş, Brad’i gezdirmişti.

*

(Mustafa Kemal Atatürk’ün diplomatik dehasıyla mermi bile sıkmadan kazandığı, 
ezan çan hazan’ın huzur içinde yankılandığı, hoşgörü başkentimiz Hatay… Angelina 
geldiğinden beri tarihinin en kaotik günlerini yaşıyor.
Ne idüğü belirsiz cahil cühela dört milyon Suriyeli bize girdi.
Tankımızla topumuzla Suriye’ye girmek zorunda kaldık.
Hatay’a roketler düşüyor.
17 yaşındaki lise öğrencisi Fatma hayatını kaybetti.
Kuvayi Milliye komutanı, Hatay Cumhuriyeti’nin ilk ve tek cumhurbaşkanı Tayfur 
Sökmen’in adını taşıyan lisenin öğrencisiydi.)

*

Kendini hâlâ “başrol”de zanneden asrın liderimize hatırlatayım istedim…
Aklımızı başımıza toplayıp, kendimize çeki düzen vermezsek, Denzel Washington mı 
gelir, Sandra Bullock mu, orasını bilemem gari!
 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.