Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türk yargıcı Işıl Karakaş, Ergenekon ve Balyoz davalarının Türkiye’deki demokratikleşme sürecine katkısının büyük olduğunu söyledi. Devam eden davaların ‘herkesin adalet önünde eşit olduğu’ fikrini güçlendirdiğine dikkat çekti.
Karakaş, AİHM’nin özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yönünde bir beklentisinin olmadığını vurguladı. Tuncay Özkan’ın tutukluluk kararının AİHM’de ‘yasal’ bulunduğunu hatırlatan Karakaş, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye taslak raporunda Ergenekon davasıyla ilgili kullandığı ‘tutarsız deliller’ ifadesini ise eleştirdi. “Bunun bir anlamı yoktur. Siyasî mülahazadır.” dedi. Ergenekon davasına bakan mahkemenin en kısa sürede karar vermesi gerektiğine işaret eden Karakaş, aksi halde Türkiye’nin, uzun yargılama sebebiyle AİHM’de mahkûm olabileceği uyarısında bulundu. 301. maddenin kaldırılmasının gerekliliğine değinen Karakaş’a göre, reformların kalıcı olması için yeni bir anayasa şart.
Zaman gazetesine konuşan AİHM yargıcı Işıl Karakaş, Ergenekon ve Balyoz davalarının Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde çok önemli olduğunu kaydetti. Karakaş, “Bu davalar, bazı üst düzey kamu görevlilerinin sıradan vatandaşlar gibi yargı önünde eşit olduğu fikrini güçlendirdi. Genelkurmay başkanı da olsa eğer bir suç şüphesi varsa tutuklanabilir.” dedi. Ergenekon davasında mahkemenin en kısa sürede karar vermesi gerektiğini anlattı. Davanın uzaması halinde Türkiye’nin AİHM’de uzun yargılama süresi nedeniyle mahkum olabileceğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu’nun 2012 Türkiye raporu taslağında Ergenekon davasında sanıklar aleyhinde ‘tutarsız delil iddialarından endişe edildiği’ ifadesinin yer aldığı sorulan Karakaş, “Avrupa Parlamentosu’nun ‘tutarsız delil iddialarını’ gündeme getirmesinin bir anlamı yok. Siyasi bir mülahazadır. AİHM, Ergenekon davasında yargılanan Tuncay Özkan ve Levent Bektaş’ın tutuklulukları için elde yeterli delil olduğuna karar vermiştir.” dedi. AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda kabul edilen taslak metinde, ‘Ergenekon ve Balyoz sanıklar aleyhine tutarsız deliller kullanıldığına ilişkin iddialardan endişe duyulduğu’ belirtilmişti. Işıl Karakaş, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin tartışmaları da değerlendirdi. Şu ifadeleri kullandı: “AİHM açısından özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını gerektiren bir durum yok. Bu mahkemeler terör suçlarına bakabilir. Fransa’da da benzer mahkemeler var. Adil yargılama hakkı çiğnenmediği sürece AİHM açısından mahzuru yok.”
301. MADDE TAMAMEN KALDIRLMALI
Karakaş, AİHM’nin Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesini ifade özgürlüğüne aykırı bulduğunu hatırlattı. Karakaş, “Bu maddenin tamamen kaldırılması lazım. Türklüğe ve Türk milletine hakaret çok muğlak ifadeler.” şeklinde konuştu. 301. maddeyle ilgili yargılamaların Adalet Bakanlığı’nın izniyle yapılmasını da eleştirdi: “İktidar geçici çözümler üretiyor. Bugün Adalet Bakanlığı’nda insan haklarına önem veren bir irade var. Mesela, 301 davaları bakanlık izni olmadığı için 2008’den beri çok azaldı. Ancak, yarın başka bir siyasi anlayış gelirse işler yine değişir.”
Sivas davasında yaşanan zamanaşımı konusuna da değinerek, “Devletin bu kadar vahim bir davada zamanaşımına uğratmadan yargılamayı tamamlaması gerekirdi.” dedi.
KALICI DEĞİŞİM İÇİN YENİ ANAYASA ŞART
Türkiye’nin kalıcı değişim için yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu belirten AİHM’nin Türk yargıcı Işıl Karakaş, “Yeni anayasada temel hak ve özgürlükler alanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM içtihatları neyse aynen tatbik edilmeli.” dedi. Anadilde eğitim hakkını da savunan Karakaş, “Abant Platformu’nun yeni anayasayla ilgili toplantısını büyük bir ilgiyle izledim. Sonuç bildirgesine tamamen katılıyorum.” ifadelerini kullandı. AK Parti hükümetinin insan hakları sorunlarını çözmek için güçlü bir irade gösterdiğini kaydeden Karakaş, “Son 4 yılda AİHM ile yüksek yargı organları ve Adalet Bakanlığı arasında çok güçlü bir işbirliği var.” dedi.
HAKİMLER, AİHM’YE GÖZLERİNİ KAPATIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’ye ‘özgü koşullar’ anlayışını unutmamız lazım.” ifadesinin önemine dikkat çeken Işıl Karakaş, “Ancak yargıda da zihniyetin değişmesi lazım. 2004’te Anayasa’ya 90. madde eklendi. Ancak hakimler 20 yıl önce okulda ne öğrendiyse onu uygulamaya devam ediyor. AİHM kararlarına gözlerini kapatıyorlar.” dedi. TMK, CMK ve TCK kanunlarında beklenen reform paketini de değerlendiren Karakaş, mevcut TMK’nın basın özgürlüğünü tehdit ettiğini söyledi. TMK’nın 6. maddesinin 2. ve 5. fıkraları, 7. maddenin 2. fıkrasının AİHM’de birçok kez mahkûm olduğuna dikkat çekti.