34,6665$% 0.04
36,3773€% -0.02
43,5908£% -0.01
2.932,25%0,04
2.629,63%-0,06
9.636,12%-0,25
Türkiye’nin bu duruma gelebileceğine asla ihtimal vermediğini belirten Fatma Bostan Ünsal, “İçinde bulunduğumuz süreçte yaşanılan her şey benim için çok büyük bir hayal kırıklığı. Şu an yaşadıklarımız iktidara geldiğimiz dönemde yaşanılanlardan çok daha kötü. O dönemde başörtüsüne yönelik kısıtlayıcı bir ortam vardı. Bugün ise sadece başörtüsünün serbest olduğu ama onun dışındaki her şeyin yasak ve hukuktan uzak olduğu yani o dönemden çok daha baskıcı bir ortam var. Muhalif olmanızın da meşru görülmüyor. Bu da Türkiye’de bir ilk. Erdoğan tutarlı değil. Şu an en baştaki politikamızın tam tersine bir politika güdüyor. Kendi seçmen tabanını neredeyse azizleştiren, kendi seçmen tabanının dışındakileri de düşmanlaştıran biri. Böyle biri değildi” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin, insanların görüşlerini rahatlıkla müzakere edebileceği bir ortamdan uzaklaştığını belirten Ünsal, “Yakın çevrem ve akrabalarım dahi diyalog ortamından uzaklaşmış bulunuyor. Türkiye’de yüzde 65 olduğu düşünülen sağ muhafazakar seçmene sürekli takviye etmek için neredeyse seçmenin genetiğini bozacak hamleler yapılıyor” diye konuştu.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Ünsal, “7 Haziran seçimlerinden sonra AKP, meclisi hükümet kurmaya teşvik etmeliydi. Koalisyon kurulmalıydı. Kurulmadı ve ondan sonra da buraya kadar savrulduk” diyerek ekonomik krizin sebebinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresi olduğunu vurguladı.
YARGI DÜZENİ NORMAL DEĞİL…
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarında, doğruluk payının olduğunu düşündüğünü belirten Ünsal, “Bunlar, şeffaf ve hesap verebilir olmaktan uzaklaşan siyasetin kaderidir. Türkiye bu kaderi yaşıyor. Ersin Kalaycıoğlu’nun söylediği gibi neo-patrimonyal sultanizm olan bu tek kişi yönetimi, buna kapı aralayan bir yapıda. Yargı düzeni normal sürecinde gitmiyor. Yapılması gereken bir an önce şeffaflığa ve hesap verebilir olmaya dönmektir” dedi.
DIŞ POLİTİKADA BÜYÜK HATALAR
AKP kurucu üyesi ve AKP’nin ilk Dışişleri Bakanı olan Yaşar Yakış ise, AKP’nin iktidarı boyunca dışişleri politikasında en büyük iki hatayı Suriye ve Mısır konusunda yaptığını söyledi. İkisinde de Türkiye’nin haksız olduğunu vurgulayan Yakış, “Şimdi Mısır, yapılanların acısını çıkarmaya çalışıyor. Türkiye, Libya’da da yumurtalarının hepsini aynı sepete koymaksızın hareket ediyor” dedi.
Yakış, “Uluslararası camia, Suriye’de sivil halkın ayaklanmasına yardımcı olmak için gönderdiği silahların yanlış ellere gittiğini fark ettiğinde frene bastı. Türkiye ise frene basmadı hala da basmıyor. O silahların IŞİD’e ulaştığı yönünde bir kanı var. Türkiye’nin IŞİD konusunda yaptığı şeyler inkar edilecek boyuttan çıkmış durumda” dedi.
“PEKER’İN İDDİALARI ŞİMDİYE KADAR SÖYLEDİKLERİ DOĞRU OLABİLİR”
Peker’in iddialarının, Erdoğan’a kadar uzanma ihtimalini tamamen dışlamak istemediğini söyleyen Yakış, “Saray’a kadar uzanıyorsa bu çok kötü bir durum demektir. Belki bir ihtimal, Cumhurbaşkanı’na veya daha yakınlarına gitmeden önü alınabilir. Peker’in şimdiye kadar söyledikleri yalanlanmadığı sürece bu ifşaları doğru kabul etmek mümkündür. Şu anki hukuk sisteminde ifşalarının sonuna kadar gidileceğine ihtimal veremiyorum ve hemen bir sonuç çıkacağından da ümitli değilim. Bir şekilde üstü kapatılacaktır” diye konuştu.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
AKP kurucularından ve şu an Gelecek Partisi Genel Başkan Danışmanı olan Cuma İçten ise, 17-25 Aralık yolsuzluklarının üstünün örtünmeye başlanmasına dikkat çekerek, “AKP, 17-25 Aralık yolsuzluklarından sonra süte su kattı. Erdoğan, dört bakanın yaptıkları yolsuzluklar sonucunda yüce divanda yargılanmasının önüne geçti” dedi.
Konser ve festival yasaklarına da değinen İçten, “İnsanların yan yana gelip kalabalık bir görüntü oluşturmasından ve orada iktidar aleyhine söylemlerin ve sloganların ortaya çıkmasından son derece rahatsızlık duyuyorlar. Çünkü çok korkuyorlar” ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın Olağanüstü Toplantısının Sebebi Belli Oldu