$%
€%
£%
%
%
%
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Hakkı, hukuku ve adaleti her ortamda savunalım. Sayın Gelecek Partisi Genel Başkanı konuşmasını Mevlana’nın sözleriyle tamamladı, ben de Mevlana’nın sözleriyle başlayayım. ‘Adalet bir kutup yıldızı gibidir’ der Mevlana. O yerinde sabit durur ve bütün kainat onun etrafında döner. Adalet bu kadar değerlidir. Kutup yıldızı ve bütün kainatın onun etrafında döndüğü bir adalet anlayışı. Ve bizler adaletin gerçekleşmesi için mücadele ediyoruz. Otoriter rejimler adaletin ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Adalet arayışımızı güçlendirir. Bugün adaleti ve demokrasiyi arıyoruz. Bedeller ödendi mi, ödendi değerli arkadaşlar. Ve ödenmeye devam ediyor. Bakınız ben adaletsizliklerden örnek vermek isterim. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu, Eren Erdem, Mustafa Balbay’dan tutun Mehmet Haberal’a uzun süre hapiste kaldılar. İstanbul İl Başkanımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız haksız bir şekilde yargılanıyor. Siyaseten nasıl devre dışı bırakabiliriz arayışları içindiler. Sadece bu kadar mı, hayır. Bir şehit cenazesinde, devlet protokolü önünde uzun süre linç girişimine maruz kaldım. Ama hiçbir zaman adaleti aramaktan bir milim bile geri adım atmadım. Çünkü yüreğinizde adalet yoksa, topluma vereceğiniz hiçbir şey yoktur. Topluma vereceğiniz ölçünün terazisi adalettir.”
“SORUN PARTİ SORUNU OLMAKTAN ÇIKTI, TÜRKİYE SORUNU OLDU”
“Değerli dostlarım açıkça konuşalım. Milletimiz adalete erişemiyor. Türkiye’de adalete erişim bir açlık, tokluk meselesi haline gelmiştir. Bir insan hakları meselesi haline gelmiştir. Adalete erişim bir ekonomik meselededir. Bir yanda hücrelerde tutulan siyasileri var. Bir yanda halkın seçtiği belediye başkanlarını görevden alma çabası var. Öte yanda yine halkın seçtiği belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyım atananlar var. Öte yanda aç çocuklar, evsiz barksız insanlar, ödenemeyen kiralar, alınmayan etler sütler, dolmayan beslenme çantaları var. Bu büyük sorunlar karşısında seslerini çıkaramayanlar var. Öyle bir noktaya geldi ki bir parti sorunu olmaktan çıkmış, sorun artık bir Türkiye sorunudur. Bizi, 6 lideri bir araya getiren de sorunun Türkiye boyutuna ulaşmasıdır. Adalet bir demokrasi meselesidir. Bu ülkede yaşayan herkesin kimliği, inancı ne olursa olsun, kadının, erkeğin, başı açığın, başı kapalının, ailenin, bekarın, yani herkesin barış ve huzur içinde yaşadığı bir ülke hayal ediyorum. En büyük hedefim bu. Bir ülke hayal etmek. Huzurlu bir ülke hayal etmek. Ve o ülkenin caddelerinde, sokaklarında gezerken, hiç tanımadığımız insanlarla gülümseyerek selamlaşmamız, parklarında çocuklarımızın sevgiyle oynadığı, üniversitelerde özgürce araştırmalar yapıldığı ve hiç kimsenin düşünceleri yüzünden hapse atılmadığı bir Türkiye istiyoruz. Böyle bir Türkiye 21. yüzyıla yakışan bir Türkiye olabilir. Kanunlar önünde de herkesin eşit olduğu bir Türkiye istiyoruz.”
“Eşitliği sadece insan hakları bağlamında söylemiyorum. Demokrasi sadece insan hakları değildir. Demokrasi aynı zamanda eşit fırsatlarla olur. Bu ülkede eşit fırsatlar yok. 21. yüzyılın Türkiye’sinde işsizliği, yoksulluğu derinden yaşayan, elektriği kesilen, internete erişemeyen milyonlarımız var. Açıkça söyleyeyim orta sınıfı yok ettiler. Ya zenginsin ya hiçbir şeyin yok. Oysa birlikte yaşadığımız demokratik ve özgür bir ülke idealini gerçeğe dönüştürmek zorundayız. Aynı zamanda gelirin de eşit bir şekilde paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir Türkiye mümkün. Ama bunları gerçekleştirmenin kolay olmadığını da biliyorum. Önümüze sürekli engeller çıkaracaklar. Yasa dışı yollara başvuracaklar, mücadele edeceğiz. Yargıyı sopa olarak kullanacaklar, mücadele edeceğiz. TBMM’yi vesayet altına alacaklar, mücadele edeceğiz. Gazetelere, televizyonlara binlerce trol aracılığıyla saldıracak, karalayacaklar, mücadele edeceğiz. Çünkü bu mücadele, bir hak mücadelesidir.”
“418 MİLYAR DOLARI TAHSİL EDECEĞİZ”
“3 Aralık’ta söyledim yine söylüyorum, bu ülke hak ettiği demokrasiye ya kavuşacak, ya kavuşacak. Türkiye’de demokrasinin en önemli sorunlarından biri de 5’li çetelerdir. 5’li çete dediğime bakmayın sayıları çok daha fazla. Kirli sermayenin devlete 418 milyar dolar borcu var, bunu deftere yazdık. O kirli paranın tamamını tahsil edeceğiz. O para ile devleti ve demokratik kurumları onaracağız. Bazılarını yeniden inşa edeceğiz. Bugün size adil bir toplum inşa etmenin kolay olmadığını söyledim. Zor olacak ama başaracağız. Önemli olan zaten zoru başarmaktır. Bugün bu ideallerle ne yazık ki taban tabana zıt olan ülkemizin en karanlık günlerini yaşıyoruz. Peki geçmiş daha mı parlaktı, değildi. Demokrasi hep hor görüldü. O zaman demokrasi postalların altında ezildi. Bugün kirli sermayenin altında eziliyor.”
“DARBECİYE DARBECİ DİYECEĞİZ”
“Menderes, Zorlu ve Polatgan’ı idam ettiler. Seviniyordu o zaman birileri. Bugün de başka zalimler seviniyor. Ama biz demokratlar hiç bitmedik, hiç azalmadık. Yapmamız gereken tek bir şey kaldı. O da helalleşmek. Artık ülkenin bedel ödemesini bitirmektir asıl hedefimiz. Bu kavgayı biz bitireceğiz. Darbeciye darbeci diyeceğiz. İster eskisi olduğu ister bugünün olsun kötü olana da kötü diyeceğiz. Gecenin en karanlık anı şafak sökmeden önceki andır. Unutmamak lazım ki bu bir 100 metre koşusu değil, maratondur. Biz 6 lider, bu maratonun son metrelerini koşuyoruz. Biz de sizlerle birlikte koşuyoruz, beraber koşacağız, beraber mücadele edecektir. Saraylılar karşısında umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Ama kesinlikle kızgınlığımızın bizi ayrımcı, ötekileştirici yapmasına da izin vermeyeceğiz. Çünkü adalet istiyoruz. Bizleri değiştirmelerine ve kalplerimize nefret yaratmalarına asla izin vermeyeceğiz. 19 Mart 2020’de bir yazı yazmıştım. Dünyanın bütün demokratları birleşin demiştir. Bunu Avrupa’da da söylemiştim. Dünyanın bütün demokratlarının birleşmesi lazım artık. İdeolojiler, inançlar, değerler farklı olabilir ama adil ve kapsayıcı bir ülke hepimizin ortak hayali. Bizi durduramayacaklar. Değişimi birlikte getireceğiz, birlikte hayata geçireceğiz.”
'Ekrem İmamoğlu, Erdoğan'a Özeniyor'