35,2420$% 0.21
36,7359€% 0.09
44,1817£% -0.03
2.978,70%0,04
2.633,09%-0,02
9.949,01%0,33
Gazeteci, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) FETÖ’yü soruştururken kumpasla tutuklanan eski hakim Ahmet Zeki Üçok’un aynı savcının başına gelen yeni hikayeyi şöyle anlattığını aktardı:
“FETÖ’nün üst yöneticileri Mustafa Özcan, Reşit Haylamaz ve FETÖ’nün ABD’deki üst kuruluşu Herkul Foundation’a milyonlarca dolar gönderen işadamı M.A. isimli şahıs tespit ediliyor. 12 Ocak 2021 tarihli İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yazısı ve 20 Ağustos 2020 tarihli Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın raporlarına göre, bugüne kadar, FETÖ’ye yapılan en büyük para transferleri olduğu anlaşılıyor. Soruşturmayı yürüten savcı, şüpheliler hakkında yakalama ve mal varlıklarına el koyma kararları çıkarıyor.
Soruşturma derinleşince, başsavcı vekili M.Y., şüpheli hakkında, tedbirlere başvurmamasını, aleyhine hiçbir işlem yapmamasını, bunu başsavcı Ş.Y’nin istediğini söylüyor ve haftada iki-üç defa arayarak baskı yapıyor. Savcı boyun eğmeyince, dosyadan alınıyor. Yeni savcı, M.A. ve diğer şüphelilerin mal varlıkları üzerindeki tedbirleri kaldırtıyor.”
SAVCININ KORUMASI ALINDI
“Dosyanın baskıyı reddeden asıl savcısı ise önce İstanbul Anadolu Başsavcılığı’na gönderiliyor. Orada da aynı işadamının şirketlerinin dosyasının peşine düşünce, bu kez Anadolu Başsavcısı İ.U. ‘Dosyayı kapat’ diyor. Reddedince, anayasal suçlar savcılığı görevinden alınıyor. Yetmiyor, yıllardır sürekli terör soruşturmaları yürüttüğünden tehdit altında olan savcının koruması alınıyor.”
İFADESİNDE AÇIK AÇIK ANLATTI
Terkoğlu, işin peşine düşünce meselenin belgelendiğini söyledi. İş adamı M.A. hakkında, resmi kurumların yaptığı para transferlerinin tespiti olduğunu dile getiren gazeteci, “Savcının da, 29 Mart 2022’de, koruması alınmıştı. Hepsi belgeliydi. Derken… HSK’nın bahsedilen savcı hakkında, bazı FETÖ dosyalarındaki işlemlerinin uygunsuzluğuna dair açtığı disiplin soruşturmasını gördüm” diye yazdı; ardından şunları kaydetti:
“Savcı, bu soruşturmada, 15 Mart 2022’de ifade vermişti. Yaptığı işlemlerin hukuka uygun olduğunu anlatıyordu. Derken konuyu, bahsettiği M.A’nın dosyasına getirmiş ve ardından ‘asıl niyet’ sorgulaması yapmıştı. Kendisine açılan soruşturmanın sebebi: ‘Başsavcı Ş.Y. ve vekili M.Y’nin göreve başladıktan çok kısa süre sonra bazı soruşturmalardaki hukuka aykırı, yasal olmayan taleplerin tarafımca reddedilmesidir.’ Bu kadar değil…
Savcı, ‘hatırlı isimlerin’ dosyalarının, tepeden nasıl birer birer talimatla kapatıldığını, ifadesinde açıkça anlatıyordu. Kimi FETÖ’den, kimi casusluktan açılmıştı. Gelgelelim, bir çırpıda, hatta ifade bile alınmadan ortadan kalkıyordu.
‘Başsavcı vekili M.Y., Başsavcı Ş.Y’nin talimatı ve isteği olduğunu söyleyerek makam odasında ve dahili hattan arayarak, telefon görüşmeleri ile hakkında MASAK raporu da bulunan şüpheli Ayşe Arslan Çınar hakkındaki tutuklamaya dönük yakalama kararının kaldırılmasını ve şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini birden fazla kez istemiştir.’
Reina katliamından Hrant Dink cinayetine kadar kritik iddianameleri hazırlayan, FETÖ davalarındaki kritik rolü ile bilinen savcı, HSK soruşturmasında neden bunları anlattığını ise şöyle açıklıyordu:
‘Bütün bunları kayda geçmesi için, bu kişilerin ve eylemlerinin soruşturulması için suç duyurusu mahiyetinde anlatıyorum.’
‘GELGELELİM ORTALIK YIKILMIYOR’
Evet, doğru mu değil mi bilmiyoruz. Ama herhangi biri değil, devletin kritik savcısı, en yukarıdan gelen talimatla, ‘hatırlı kişiler’in nasıl kurtarıldığına dair tanıklığını açıkça resmi kayıtlara geçiriyor. Eldeki belgeler de ‘dosyaları kapatma’ işini doğruluyor. Gelgelelim ortalık yıkılmıyor. Hatta küçük bir adım bile atılmıyor.”
TİKTOK fenomeni Kaan Özdil, Erdoğan'ı peygamber ilan etti