34,3289$% -0.1
36,3251€% -0.03
43,7107£% -0.01
2.835,59%-0,26
2.570,42%-0,12
9.420,42%1,29
Ankara’nın Ayaş ilçesinde 27 Şubat 1947 tarihinde dünyaya geldi. Anne ve babasının öğretmen olması nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Sivas’ta tamamladı. Ardından İstanbul’da liseye gitti.
Gezmiş genç yaşta sol siyasete bulaştı ve kendini protesto ve gösterilerin ortasında buldu. Ankara’dan İstanbul’a yürüyen ve Taksim Anıtı’na çelenk koyan Korum Belediyesi’nden bir grup temizlikçi tarafından Türk Çalışma Örgütü (Türk-iş) yöneticilerini protesto eden bir gösteri sırasında ilk olarak 31 Ağustos 1966’da tutuklandı.
Kasım 1966’da Gezmiş, İstanbul Üniversitesi’nde hukuk okumaya başladı. Ocak 1967’de Türk Ulusal Öğrenci Birliği etkinlikleri sırasında arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı, ancak kısa bir süre sonra serbest bırakıldı. Aşık İhsani ile birlikte Amerikan bayrağının yakıldığı öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında 22 Kasım 1967’de tekrar gözaltına alındı.
30 Ocak 1968’de hukuk fakültesi arkadaşlarıyla birlikte Devrimci Avukatlar Teşkilatı’nı kurdu ve kısa bir süre sonra 7 Mart 1968’de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurulu sırasında Devlet Bakanı Seyfi Öztürk’ün yaptığı konuşmayı protesto ettiği için tekrar tutuklandı. 2 Mayıs 1968’e kadar gözaltına alındı, ancak sonunda beraat etti.
12 Haziran 1968’de İstanbul Üniversitesi’nin işgaline liderlik etti. 30 Temmuz’da 6. Filonun İstanbul’a girişini protesto ettiği için tutuklandı.
Gezmiş, Ulusal Demokratik Devrim ideolojisinin öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. 1968 yılında Cihan Alptekin, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Mustafa İlker Gürkan, Cevat Ercişli, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Erim Süerkan ile Devrimci Öğrenci Birliği’ni kurdu. Daha sonra 1 Kasım 1968’de Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı, Devrimci Öğrenci Birliği, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Devrimci Öğrenci Birliği ve Ankara Üniversitesi Öğrenci Birliği’nin katılımıyla “Suns Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü”nü düzenledi.
Bu dönemde birkaç ay hapis yattı. 16 Mart 1969’da İstanbul Üniversitesi’ndeki öğrenci protestolarına karıştığı için tekrar tutuklandı ve 3 Nisan’a kadar gözaltında kaldı. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği protesto gösterilerine öncülük ederek çatışmalarda yaralandı. 23 Haziran 1969’da, o ve Türk Milli Gençlik Örgütü Genel Başkanı Yusuf Küpeli, TMGT tarafından düzenlenen 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kongresi’nde birlikte bir program hazırladılar.
“Baba,
Mektup elinize geçtiğinde ben aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.
Oğlun Deniz Gezmiş. Merkez Cezaevi”
YAZDIĞI BAZI MEKTUPLAR:
Akıllı telefonlar da tarih oluyor, işte yerini alacak o cihaz
News
Yaşam
Yaşam
Yaşam
Yaşam
Yaşam
