35,1761$% -0.01
36,7640€% 0.01
44,4039£% 0.28
2.956,17%-0,72
2.615,37%-0,70
10.025,47%0,77
Seçim sonuçlarına kesinlikle inanmadığının altını çizen ve rakamlarla oynandığını öne süren Ataklı, “Herşey aslında hazırlanmış bir planın parçası gibi” dedi. İşte o satırlar:
” Yine yazayım en baştan.
Bu seçim sonuçlarına inanmıyorum.
Büyük bir oyun döndü, rakamlarla oynandı, sanki her şey önceden hazırlanmış bir planın parçası gibi.
Zamanında farklı yorumlar yaptığımız bazı olayları, her şey sonuçlandıktan sonra görmek daha kolay geliyor.
MHP’nin ve ardından Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Cumhur İttifakı içinde olmalarına rağmen ortak liste ile değil de tek başlarına seçime girme kararı almaları şaşkınlık yaratmıştı.
Ben de şaşırmıştım.
Çünkü bütün anketlerde MHP’nin oyu yeni sistemin barajı olan yüzde 7’nin altındaydı.
Hele Sinan Ateş cinayetinden sonra MHP’de ciddi bir çözülme olmuştu.
Bu koşullarda MHP’nin kendi listesiyle seçime girmesinin adeta intihar olacağını düşünmüştüm.
Ayrıca Bahçeli, bu tutumuyla sanki Cumhur İttifakı’nı zora sokuyor gibi gelmişti bana.
Aynı şekilde önce cumhurbaşkanlığı için imza toplamaya çalışan, son anda kararını değiştiren ve Cumhur İttifakı’na katılan Yeniden Refah Partisi’nin de seçime kendi listesiyle gireceğinin açıklanması aynı şaşırtıcılıktaydı.
Öyle ya bütün anketlerde yüzde 1’i pek geçemeyen YRP’nin tek başına seçime girmesi sonucu genel başkanları Fatih Erbakan’ın bile seçilmesi mümkün görünmüyordu.
Ama seçim sonuçları çok farklı çıktı.
Yüzde 5’in bile altına düştüğü ileri sürülen MHP yüzde 10 YRP ise yüzde 2.68 oy almıştı.
Hemen değerlendirmeler başladı.
Neymiş, “Milliyetçi oylar son anda MHP’yi gitmiş.”
İyi de güya MHP’ye giden milliyetçi oylar sonuçta cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’a oy veriyor.
İşte hazırlanan senaryo dediğim bu.
AKP’nin oyuna bakın.
Yüzde 35.16.
Yani 2002’den bu yana aldığı en düşük oy.
Kamuoyu AKP’deki büyük düşüşü zaten biliyor, Erdoğan’ın seçilmesi için diğer oylara ihtiyaç olduğu da ortada.
Eğer Cumhur İttifakı tek liste ile seçime girseydi AKP’nin görünürdeki oyu, yüzde 48 olacaktı ve bu inandırıcı bulunmayacaktı.
Çünkü kamuoyu MHP’nin yüzde 5, Yeniden Refah’ın ise yüzde 1 olduğuna inanıyor.
Bu durumda sanki AKP’nin oyu yüzde 42 gibi algılanacaktı ve kimse buna inanmayacaktı.
Oysa ne oldu, AKP’deki ciddi düşüş gözler önüne serildi ama MHP ve Yeniden Refah’a yükleme yapılarak Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 48’e çıkarıldı.
Erdoğan da aslında muhtemelen yüzde 42-43 oy aldığı halde yüzde 49.5’te sabitlendi ve cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura bırakıldı.
Böylelikle YSK’nın da ne kadar hassas davrandığı, sarayın etkisiyle yüzde yarım puanlık bir eklemeyi bile yapmadığı gösterilmiş oldu.
Bu oyun gözümüzün önünde oynandı.
Muhalefetin bir yandan ikinci tura hazırlanırken diğer yandan bu oyunu ortaya çıkaracak hamleler yapması gereklidir.
Seçimin tuhaf rakamlarından birinden söz etmek istiyorum.
2018 genel seçimlerinde, seçmen sayısı 59 milyon 367 bin 19’du.
YSK 2023 seçimlerindeki seçmen sayısını ise 64 milyon 113 bin 941 olarak açıkladı.
2018’den 2023’e kadar 2 milyon 519 milyon vatandaşımız vefat etti, dolayısıyla bu sayı toplam seçmen sayısından düştü. (Seçmen yaşı tutmayanların ölüm oranı hayli düşük.)
Yani 2018’de 59 milyon 367 bin 19 olan seçmen sayısı 56 milyon 985 bine düşmüş oldu.
YSK’nın 2023 seçimi için açıkladığı seçmen sayısından eski seçmen sayısı çıkarıldığında aradaki fark 7 milyon 128 bin 922 oluyor.
Yine YSK açıklamasına göre 2018 ile 2023 arasında 18 yaşını geçerek seçmen hüviyetine kavuşanların sayısı 4 milyon 904 bin 672 oldu.
Yeni seçmen sayısı rakamını açıklanan toplam seçmen sayısından çıkarıldığında 2 milyon 224 bin 250 seçmen fazlası var.
Şimdiki yeni seçmenlerin bir bölümü bu hakkı 2019 yerel seçiminde kazanmıştı.
Demek ki YSK’nın açıkladığı 64 milyon seçmen sayısında 2 milyona yakın bir fazlalık var.
Bu seçmen nereden çıktı?
Bu seçmenler birden fazla oy kullanmış olabilir mi?
Bu konu salı akşamı uzun bir toplantı ile konunun uzmanları tarafından Ekrem İmamoğlu’na aktarıldı.
İmamoğlu’nun bu verileri nasıl kullanacağını merakla bekliyorum.
İşte Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun ekonomi senaryoları