35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
2.622,74%1,01
9.724,50%-0,42
Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’e işaret eden Dixon, “Bir otokratın iş dünyasının yanında olacağına olan umut çoğu zaman yatırımcıları baştan çıkarır. Ancak, Erdoğan, Putin ve Şi, bu umutların çok sürmediğini gösteriyor. Otoriter liderler iktidarda ne kadar kalırsa ekonomilerine zarar veren kararlar alma riski de o kadar büyük oluyor” dedi.
‘Otokratik güç ile ekonomik performans arasındaki ilişkinin açık ve dosdoğru olmaktan çok uzak’ olduğunu kaydeden Hugo Dixon, tarihten örnekler vererek uzun süre iktidarda kalan liderlerin de ekonomilerini iyi yönetebileceğini, bunun yanında demokratik ülkelerin de ekonomi alanında kötü kararlar alabileceğini ifade etti.
“Yatırımcılar, otoriter liderler göreve ilk geldiğinde iş hayatı için iyi şeyler yapacakları düşüncesiyle çoğu zaman hevesli olur” gözlemini paylaşan Dixon, “Örneğin, Türkiye borsası Erdoğan’ın iktidarda olduğu ilk on yılda dolar bazında dokuz kat yükseldi. Benzer şekilde, Putin’in Kremlin’deki ilk 14 yılında Rusya borsası dolar bazında beş kat yükseliş gösterdi. Şi’nin devlet başkanlığının ilk döneminde de Çin hisseleri yüzde 60 değer kazandı” dedi.
‘ÇÜNKÜ TEK ADAM REJİMİ İÇİN ZAMANA İHTİYAÇ DUYARLAR’
Bu durumun kısmen bu üç liderin büyüyen ekonomiler devralmasından kaynaklandığını belirten Dixon, Erdoğan’ın bir ekonomik krizin ardından Türkiye’de iktidara geldiğini hatırlatarak, “Erdoğan, önceleri ekonomiyi kıyıdan döndüren geleneksel politikaları sürdürdü. Daha sonra ise enflasyon yükselirken faiz indirme yönündeki geleneksel olmayan politikaları benimsedi. Lira, Erdoğan’ın ikinci on yılında dolar karşısında yüzde 90 değer kaybetti ve borsa dolar bazında yarı yarıya düştü” ifadelerini kullandı.
Bu bağlamda Çin ve Rusya’dan da örnekler veren Dixon, “Otoriter liderlerin başlangıçta daha iyi performans göstermesinin bir sebebi de tek adam yönetimini tesis etmek için zamana ihtiyaçları olmasıdır. İlk zamanlarında birlikte çalıştıkları kişileri dinlemek zorundadırlar; bu da onların çok büyük bir savrulma yaşamasını önleyebilir. Fakat iktidarları daha da köklendikçe, kendileri ile aynı fikirde olmayanları çoğu zaman susturma yoluna giderler. Bunun yerine etraflarını kendilerine karşı çıkmaya korkan dalkavuklar ile doldururlar” dedi.
‘SALDIRGANLIK FELAKET GETİREBİLİR’
Neredeyse her zaman erkek olan bu ‘güçlü adamların’ kavgaya girmeye daha eğilimli olduğunu söyleyen Hugo Dixon, bunun sebebi olarak ‘milli gücün bu kişilerin imajının bir parçası olmasını’ gösterdi. “Fakat komşulara yönelik bir saldırganlık felaket getirebilir” diyen Dixon, bu noktada Ukrayna ve Tayvan örneklerini verdi.
Bu ülkelerde yaşananların Hindistan ve Başbakan Narendra Modi için de dersler barındırdığını kaydeden Dixon, “Modi’nin önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde üçüncü kez seçilmesi bekleniyor. Erdoğan ise demokratik sistemlerin bile otokratik eğilimleri her zaman dizginleyemediğini ortaya koyuyor. Yatırımcılar, güçlü adamların azalan, hatta negatif kârdan mustarip olmaya meyilli olduğunu akıllarında tutmalı” sözleriyle analizine son verdi.
Sinan Oğan Erdoğan'ı desteklediğini açıklayacak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.