35,1761$% -0.01
36,7640€% 0.01
44,4039£% 0.28
2.956,17%-0,72
2.615,37%-0,70
10.025,47%0,77
Bahçeli, öğle saatlerinde geldiği Ankara’nın Polatlı ilçesinde pazar yerini gezdi ve esnaf ziyaretinde bulundu.
Daha sonra bir düğün salonunda partililere seslenen Bahçeli, Polatlı’da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Seçimlere yaklaşık 120 gün kaldığını belirten Bahçeli, siyasi partilerin bu süreyi çok iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Bu yıl, 2002 ve 2007 seçimlerine göre daha ağır koşullarda seçime gidildiğini söyleyen Bahçeli, geçen 8 yılın ”AKP yönetiminde heba edildiğini” ileri sürdü ve bu süreci kayıp yıllar olarak niteledi.
”Ülke 8 yıldır kötü yönetilmiştir” diyen Bahçeli, iktidarın yıprandığını, tükendiğini öne sürdü. Hükümetin güvenilirliğini kaybettiğini ve ve Türkiye’de istikrarsızlığı, çatışmayı ve kamplaşmayı getirdiğini iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:
”Bu iktidarın bazı anlaşılmayan noktaları da vardır. Şu anki Sayın Başbakan zaman zaman televizyonlarda, zaman zaman TOKİ’nin organize etmiş olduğu açılış bahanesiyle yapılan mitinglerde bunları tekrar etmektedir. Ama bir gerçeği saklamaktadır. MHP olarak biz bu gerçeğin aydınlığa kavuşmasını istiyoruz. Bu gerçek aydınlığa kavuşursa 8 yıllık uygulamanın neden kötü bir yönetim olduğunu, milletimizin menfaatleri doğrultusunda birtakım uygulamaların yapılmadığı daha iyi anlaşılacaktır.
Bu karanlık dönem 116 gündür. Yani bir partinin genel başkanı var. Seçimlerde milletvekili yeterliliğini taşımıyor. Partisi tek başına iktidar oluyor ama başbakan olamıyor. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, başbakan olarak değerlendiriliyor ve Adalet ve Kalkınma Partisi de 58. hükümeti kuruyor. Aradan geçen 116 günlük o karanlık dönemde ne olursa oluyor. CHP’nin açık desteğiyle bir yasa değişikliğine gidiliyor. Siirt’ten bir milletvekili istifa ettiriliyor, onun yerine bir ara seçim yapılıyor ve bu seçimde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletvekili adayı olarak gösteriliyor ve tabiatıyla seçiliyor. Ankara’ya döndükten sonra 59. hükümeti kurma görevi üstleniyor. İşte Sayın Başbakan’ın anlatamadığı, anlatmak istemediği, milletimizin kafasında soru olarak kalan bu karanlık odaktan nasıl çıkartıldığıdır veya nasıl çıktığıdır. Burası tam açıklığa kavuşursa Recep Tayyip Erdoğan’ı hepiniz çok daha iyi tanıyacaksınız.”
Bahçeli, ”AKP ile 3. dönemin Türkiye’yi nereye götüreceğinin düşünülmesi” gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan’ın ülkeyi ”sadaka ekonomisi” ile yönettiğini ileri süren Bahçeli, dün yoksul olanın bugün de yoksul olduğunu, dün orta halli olanın da bugün yoksullaştığını ifade etti.
Erdoğan’ın ”çatışmacı, argoyla süslenmiş gerilim stratejisini yaratan bir üslubu olduğunu” ileri süren Bahçeli, 2011 seçimlerini ”kader anı” olarak niteleyerek, AK Parti’ye oy verenlerden vicdan muhasebesi yapmalarını istedi. Bahçeli, ”Bu kardeşlerimizin, ‘AKP’yi biraz nadasa alalım, dinlendirelim’ demeleri lazım” diye konuştu.
Amaçlarının sadece MHP’yi iktidara getirmek olmadığını anlatan Bahçeli, 8 yılı iyi incelediklerini, ”AKP’nin verdiği zararı tazmin etmek”, ”ülkeyi daha ileriye götürmek için” 12 yıla talip olduklarını belirtti. Bahçeli, partisinin seçimlere tek başına gireceğini ve hiçbir partiyle ittifak kurmayacaklarını anlattı.
-MISIR’DAKİ OLAYLAR-
Konuşmasında, Tunus ve Mısır’daki olayları da anımsatan Bahçeli, Türkiye’nin çevresinin ateşten çember haline geldiğini söyledi. Bahçeli, ”Yarın Ortadoğu’nun hangi ülkesinde ne olacağı bugünden kestirilemiyor. Türkiye’nin sorunlarının bu kadar yığıldığı bir dönemde, etrafının ateş çemberi haline geldiği, yoksulluklarla, yolsuzluklarla mücadele için halkın nasıl direnç gösterdiği bir ortamı iyi görmeliyiz” dedi.
Bahçeli, şunları söyledi:
”Mısır’da 17 günde ne olduğuna bir bakın. Aynı o 17 gün içerisinde ne olduğuna Türkiye’de bir bakın. Sayın Başbakan, buraya dikkat et. Mısır’a akıl vermekle, Amerika’nın dediğini tekrarlamakla vakit harcama. Türkiye’ye bak. İstanbul’da 17 günde yakılan, yıkılan, molotofkokteyllerle tahrip edilen 80 araca bir bak. ‘Halkın sesine kulak vermek lazım’ diyerek Mısır’a akıl veriyorsun da Türkiye’deki kendi öz milletinin sesine niye kulak vermiyorsun? Orada memur kardeşim, yanmış arabasının başına toplanmış, ‘bütün tasarruflarım gitti, lanet olsun’ diyor. ‘Evimde oturuyorum, evimin önündeki araba yakılıyor. Bu nasıl bir Türkiye’ diye soruyor.”
Erdoğan’ın sürekli koruma kontrolü altında olduğunu, ancak vatandaşın korunmadığını öne süren Bahçeli, İstanbul sokaklarında suça meyilli insan sayısının arttığını iddia etti.
-”KIBRIS, YÜK DEĞİL, ŞEREFTİR”-
Konuşmasında Kıbrıs’daki son gelişmelere de değinen Bahçeli, şöyle konuştu:
”Yandaş televizyonlara sesleniyorum; Annan planının referanduma sunulma sürecinde Kuzey Kıbrıs’ta yapılmış olan mitinglerin konuşma metinleri, oradaki pankartları, orada atılan sloganları yan yana getirin. Bir de son günlerde onların işbirlikçisi olan ve referanduma ‘evet’ diyen insanların, ‘Türkiye elini çeksin, Türkiye gitsin’ sloganları atanların kimler olduğunu bir inceleyin. Referandumda Annan planına Mehmet Ali Talat ve AKP yönetimiyle ‘evet’ diyenler, o ‘evet’ haykırışlarını Kıbrıs Lefkoşa’da mitinglerde sergileyenlerle bugün Türkiye’ye hakaret edenlerin aynı olduğunu göreceksiniz.”
”(Bu kadar maaş veriyoruz bunlara) diyerek onları hakir göremezsin. Onları besledim diyerek, onları suçlayamazsın” diyen Bahçeli, hükümetin 8 yılda Kıbrıs sorununu çözemediğini ileri sürdü. Bahçeli, ”Şimdi bir mitingde bazı sapıkların biraz yanlış ve aşağılayıcı pankartlarına kapılarak Kıbrıs Türklerini mahkum edemezsiniz. Kıbrıs, Türkiye için bir yük değildir. Kıbrıs bir milli sorundur ve Türkiye’nin yükü değil, şerefidir” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Annan planının tartışıldığı dönemde MHP’nin de Kıbrıs’a gittiğini anımsatarak, ”(Bahçeli, Kıbrıs senin neyine, dön evine) diyenler, o gün meydanlarda bağıranlar, şimdi Recep Tayyip Erdoğan’a bağırıyor” diye konuştu.
‘ŞAŞKIN ÖRDEK’ SÜHEYL BATUM!