Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezinde düzenlenen ’Lozan Antlaşmasının 90’ıncı yıldönümüne doğru’ konulu panelinde konuşan İnönü Vakfı Başkanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, Erzurum’un Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında büyük önemi olduğunu söyledi.
Lozan Antlaşması hakkında bilgi veren Özden İnönü Toker, daha sonra farklı dönemlere ait anılarını anlattı. Atatürk’ün İnönü ailesine çok yakın olduğuna dikkati çeken Özden İnönü Toker, Atatürk ve Latife Hanımın iki ideal insan olduğunu anımsattı.
Özden İnönü Toker, ulu önder Atatürk ile Latife hanım arasındaki evliliğin kısa sürmesini şöyle değerlendirdi:
“KARI KOCALIK BAŞKA BİR ŞEY”
“Biz İstanbul’a gittiğimiz zaman, annem Latife Hanım’ın elini öpmeye götürürdü. Her zaman için Atatürk’ün eşi olarak saygı gördü ve kendisi de hep bu şeklini muhafaza etmesini bildi. Tabii ’Niye olmadı, niye bu iş yürümedi?’ diye hep merak edilir. Annem ve babam için de büyük bir üzüntü teşkil etti; çünkü Atatürk’ün de kendileri gibi mutlu bir evliliği, yuvası olur diye ümit ettiler.
Annem, Latife Hanım’ı çok beğenirdi. Latife Hanım son derece bilgili, kültürlü, birkaç lisan bilen, çağdaş yaşama hazır, kadın- erkek topluluklarına rahatça katılan, herkese söz yetiştiren bir insandı. Annem halbuki daha eski usul yetişmiş bir insan. Onun için annem onu çok beğenirdi.
Benim kendime göre bir izahım var. Bunların ikisi de hep birbirleriyle bir ideal olarak yani Latife Hanım Atatürk’ü bir vatan kurtaran olarak görmüş. Atatürk de onu idealindeki Türk çağdaş kadını olarak görmüş; ama işte iki idealin bir evde yaşaması, karı kocalık başka birşey. Onun için böyle iki ideal insanın karı koca olarak yaşaması zor. Bu yüzden bence bu iş yürüyememiş. Annem ve babam ayrılmalarına çok üzülmüşler.”
“BİZİM EVDE NAMAZ KILINIR, KURAN OKUNUR”
Panale katılanlara bir döneme damga vuran babası İsmet İnönü ve annesi Mevhibe İnönü’yü de anlatma gereği duyan Özden İnönü Toker “Evimizde ramazanlarda hep oruç tutuldu. Namaz kılındı, hâlâ kılınıyor. Kuran’ı Kerim okundu, hâla okunuyor. Bunların hepsi annemin babamın döneminde yapıldığı gibi şimdi de yapılmaya devam ediliyor.
Mesela benim doğduğum odada, babamın baş ucunda duvarda ’Allah’ın dediği olur’ yazardı. Annemin baş ucunda ise ’İlim en yüksek rütbedir’ yazıyordu. Ben onların içinde gözlerimi açtım ve babam onların içinde gözlerini yumdu. Bizim ailemiz böyle bir aile. Onun için size kendi ailemizi anlatmak istedim” diye konuştu.
Nursima KESKİN- Kerim BURUCU/ ERZURUM