İzmir’in Karabağlar Polis Merkezi’nde 2011 yılı temmuz ayında gözaltına alınan Fevziye C.’in dövülmesine ilişkin hastanede raporu veren Dr. A.K., ile olay sırasında karakolda odada bulunan polis memurları Ş.Ü. ve C.İ. hakkında ’Suçu bildirmeme ve görevi kötüye kullanma’ suçlarından Sulh Ceza Mahkemesi’nde 1 ile 2 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Karabağlar’da polisin 17 Temmuz 2011’de yaptığı müzikhol denetiminde ’kimliksiz olduğu, izinsiz çalıştığı ve polise mukavemette bulunduğu’ gerekçesiyle polis merkezine götürülen Fevziye Cengiz, polisler tarafından dövüldüğü iddiasıyla şikayetçi olmuştu. Karakoldaki güvenlik kameraları da dayağı belgelemişti. Polisler de Fevziye Cengiz’den şikayetçi olmuş karşılıklı davalar açılmıştı.
DİĞER SANIKLARA NE İSTENİYOR?
Müşteki sanık olan Fevziye Cengiz’e 16.5 yıl hapis, ’işkence ve eziyet’ suçundan 4-9 yıl arasında hapis cezası istenen müşteki sanık polisler B.S., H.Y., T.D. ile göz yumduğu iddiasıyla polis memuru N.A. da 1.5 yıl hapis cezası istemiyle 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması sürüyor.
AVUKAT SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Fevziye Cengiz’in avukatı Hanife Yıldırım’ın olay günü Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Acil Servisi’nde nöbetçi doktor olan A.K. ile olay günü karakolda görevli polis memurları Ş.Ü. ve C.İ. hakkında suç duyurusunda bulundu.
Cumhuriyet Savcısı Murat Veysel Sular, hazırladığı iddianamede, Fevziye C.’nin polis merkezinde dövülmesinden sonra rapor için götürüldüğü Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Polikliniğinde nöbetçi doktor A.K. tarafından muayene edildiğini, ancak Dr. A.K.’nin müştekiden şikayetini yönetmelik ve genelgelere uygun bir şekilde sormadığını ve yeterince muayene etmeden müştekinin sağ kolunda ve yüzündeki kırmızı ekimozların saptadığını belirtmekle yetindiğini belirtti. İddianamede ancak müştekinin aynı gün Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nde yapılan muayenesinde vücudundaki darp ve cebir izlerinin ayrıntılı olarak tespit edildiğine belirterek, Dr. A.K.’nin ’görevi kötüye kullanma’ suçunu işlediği ifade edildi. Dr. A.K. hakkında TCK 257/2. maddesi uyarınca 6 ay ile 2 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
RAPORUM DOĞRUDUR
Dr. A.K., savcılıkta verdiği ifadesinde, üzerine atılı suçlamaları kabul etmezken, müştekinin saat 01.10’da sivil polisler tarafından hastaneye getirildiğini, polis memurlarının hem müşteki için, hem de müştekinin mukavettte bulunması sebebiyle kendileri için rapor alacaklarını belirttiklerini söyledi. Bunun üzerine önce müştekiyi muayene ettiğini anlatan Dr. A.K., “Sürekli olarak, ’ben orada çalışmıyordum, müşteri idim. Şikayetçi değilim, bırakın beni gideyim’ diyordu. Yaz olması nedeniyle omuz-sırt bölümleri açık bir kıyafeti vardı. Eteğini kaldırarak bacaklarını gösterdi, ’bak bir şeyim yok’ dedi. Soyunmak istemedi. Tespit ettiğim muayene bulgularını raporuma yazdım. Psikiyatrik muayene isteyip istememe tereddütü oluştu. Bu nedenle alkol raporu istedim. Alkol oranı yüksek çıkınca da sağlıklı bir psikiyatrik muayene olamayacağı düşüncesiyle bu muayene talebinde bulunmadım” dedi. Savcının Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporla kendisinin verdiği rapor arasındaki çelişkileri sorması üzerine Dr. A.K, “Olay bana çok taze intikal etti. O an itibariyle bir kısım izler oturmamış olabilir. Muayeneden sonra da meydana getirilmiş olabilir. Ben görevimi eksiksiz yaptım. Suçlamayı kabul etmiyorum. Düzenlediğim rapor doğrudur. Olay basına intikal ettikten sonra çıkan bir haberde müşteki benden şikayetçi olmadığını söylemiştir” karşılığını verdi.
ODAYA GİREN POLİSLERE DE DAVA
Savcı Sular, olay günü Karabağlar Polis Merkez Amirliğinde görevli polis memurları Ş.Ü. ve C.İ.’nin müştekinin dövülmesini görmelerine rağmen bu olayı yetkili makamlara bildirmediklerinin tespit edildiğini; polisler darp olayını görmediklerini söylemiş olsalar da kamera kayıtlarında müştekinin dövüldüğü odayla girip çıktıklarının belirlendiğini bildirerek, polislerin ’suçu bildirmeme’ suçunu işlediklerini ifade etti. Polis memurları hakkında TCK 278/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası istemiyle Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Savcı, ayrıca doktor hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik, polis memurları hakkında işkence yapmak suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Fevziye Cengiz’in avukatı Hanife Yıldırım, bu karara itirazda bulunacaklarını söyledi.
Polis merkezindeki dayak görüntülerini rapor eden İzmir Emniyet Müdürlüğü Bilgi İşlem Şubesi’nde görevli komiser yardımcısı M.D., polis memurları M.K. ve Ü.S. hakkındaki ’delilleri karartma’ suçundan 9 ay ile 7.5 yıl arasında hapis cezası istemiyle açılan dava ise 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Bu dava dosyası da “işkence” davasının görülüdüğü 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenmesi için istendi.