Bahtiyar Aydın’ın ölümüyle ilgili iddianamenin ardından tekrar gündeme gelen emekli korgeneral Hasan Kundakçı Türkiye gazetesi muhabirinin sorularını cevapladı.
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesiyle ilgili açılan dava, Lice’de yaşananları 20 yıl sonra yeniden gündeme getirdi. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı hazırladığı iddianamesinde Lice baskınının hayal olduğuna ve Aydın’ın ‘içeri’den vurulduğuna işaret ediyor. İddianamede Bahtiyar Paşa’nın dönemin Asayiş Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı ve yardımcısı İlker Başbuğ tarafından çatışma alanına gönderildiği ifade ediliyor. ‘Tamburalı Paşa” lakaplı Hasan Kundakçı, kitabında anlattıklarıyla ve suikast iddialarıyla ilgili sorularımızı cevapladı:
İddianamede çatışmanın tamamen kurgu olduğu anlatılıyor. Siz ise kitabınızda çatışmaya bizzat iştirak ettiğinizi belirtiyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz?
Biz Eylül 1993’ten itibaren Diyarbakır kuzeyinde büyük bir operasyon başlattık. Operasyon emrini de ben verdim. Bu operasyon özellikle Şenyayla, Lice-Kulp, Dicle gibi bölgeleri kapsıyordu. Bahtiyar Paşa’nın şehit olduğu haberini Şenyayla’ya giderken telsizden aldım. Yanımda da yardımcım İlker Başbuğ vardı. Süratle o bölgeye gittim. Ben Lice’ye ulaştığım zaman atışlar karşılıklı devam ediyordu.
Bahtiyar Paşa’nın oraya gitme emrini sizin veya İlker Başbuğ’un verdiği şeklindeki iddia için ne diyorsunuz?
Şimdi, operasyon onun birlikleri tarafından yapılıyor. Bahtiyar Paşa elbette gidecek oraya. Operasyon nerdeyse birlik komutanı da ordadır.
Sizin emir vermenize gerek yok mu?
Gerek yok tabi. Bu gayet normal ya. Bu operasyon olduğunda birlik komutanları görevlerindeydi. O bölgenin komutanı da Bahtiyar Paşa görev aşkıyla dolu bir insandı. O da kendi birlik komutanlarının hepsini oraya getirmişti. Operasyon yapılıyordu. Maalesef Bahtiyar Paşa’yı orada kaybettik. Lice’ye geldiğim zaman çatışmalar 300-400 metreden karşılıklı atışlarla sürüyordu. Ben de inmek istedim. Aşağıdan arkadaşlar “İnmeyin, çok fazla atış geliyor” dediler. Köyün batısında bir okul vardı, oraya indik. Çatışmalar akşam durdu. Yani operasyon normaldir. Operasyonu ben Eylül ayından itibaren emrettim.
İddianamede, ölenlerin tamamının sivil olduğu, hiç ölü terörist ele geçirilmediği bilgisi var.
Orada, hiçbir ölü terörist görmedim. Ama birkaç teröristin vurulduğunu sanıyorum. Bizim bölgeye de gelmeye çalışmışlardı. Askerler atış yaptılar.
Siz hiç görmediniz ama öyle mi?
Ölü görmedim ben. Lice-Kulp güneyinde oldukça fazla terörist ölmüştü o gün. Onu tabi şu anda hatırlamam mümkün değil.
Sizin aşağıya inmenize engel olmak isteyen Albay Eşref Hatipoğlu, Bahtiyar Paşa’nın öldürülmesiyle suçlanıyor. Aklınızda bir şüphe var mı?
Çatışmalar devam ediyordu.
Bu bir kurgu olabilir mi, sizi de yanıltmış olabilirler mi?
Bahtiyar Paşa ile Eşref Hatipoğlu arasında çok iyi ilişkiler vardı. Birbirlerini çok severlerdi. Yani bir kurgu olabileceğine asla ihtimal vermiyorum. Bahtiyar Paşa haftada birkaç sefer görüştüğüm çok temiz, dürüst bir komutanımızdı. Eşref Hatipoğlu da ona bağlı, onu çok seven bir insandı.
Bahtiyar Paşa’nın ölümüne sebep olan silahın akıbetini biliyor musunuz?
Ona silah atılan yer orada değil ki. Karşı taraftan Kanas’la gelmiş kurşun.
Ama bir tane silah var ortada, bununla öldürüldü diye teslim etmişler, sonra silah kaybolmuş, daha doğrusu yakıldı deniyor iddianamede.
Böyle bir kanıt olsa arkasını bırakmazdık. İşi ortaya çıkarırdık. Böyle bir şey olmadı. Duymadım da yani.
Lice olayı bir baskın olarak anlatıldı, baskın mıydı?
Baskın değildi, operasyondu.
Ama PKK’nın ilçeyi bastığı şeklinde anlatıldı. Siz de kitabınızda evlerin altındaki mazgallardan ateş edildiğini anlatıyorsunuz. Bir çatışma oluyor şehir merkezine kadar giriyorlar ortada bir tane bile PKK’lı cesedi yok. Siz de görmedim diyorsunuz. Garip değil mi?
Çatışma çok yakın bir mesafeden değildi. Uzak mesafedeydi. 350-400 metre mesafedendi.
Madem öyle uzaktaydılar, Lice şehir merkezi niye o kadar yakılıp yıkıldı?
Karşılıklı atış yapılıyordu. Ellerinde roketler var. Bizim elimizde de havanlar var. Onlarla da atış yapılıyordu.
Peki böyle bir çatışma oluyor ve sadece bir Tuğgeneral’in şehit olması sizce de garip değil mi?
Çatışmaya girildiği zaman insanın ne olacağını bilemezsin. O bakımdan şans bu, kader bu, kime ne geleceğini bilemezsin. Kader!
Talep gelirse ifade vermeye gider misiniz?
Tabii…
Bahtiyar Paşa’nın ölümünde JİTEM suçlanıyor. Siz JİTEM faaliyetlerine şahit oldunuz mu, bilginiz var mı?
Ben JİTEM falan kabul etmem. O bölgede köylüden oluşan bir istihbarat ağı vardır.
JİTEM’i hiç duymadınız mı?
Ben JİTEM’i hiç duymadım. Jandarma İstihbaratı vardı. O da o zaman oradaki köylülere dayalıydı.