DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

a

“TEVHİD, ALLAH’I DEĞİL YERYÜZÜNÜ BİRLEMEKTİR”

İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık, İslam dünyasında tevhid kavramının gökyüzü ile ilişkilendirildiğini oysa bunun tamamen yeryüzüne yönelik olduğunu belirtti. Eliaçık, " Sanki gökte bir sürü tanrı çarpışıyor, biz onlardan sadece birini kabul edip diğerlerini reddettiğimizde tevhid oluyor. Yok böyle birşey" dedi.

 ” Tevhid malum birleme demektir. Peki neyi birleyeceğiz?” diye soran Eliaçık, devamında sorunun cevabını şu sözlerle dile getirdi: ” Biz daha çok bu birlemeyi tanrının birliği olarak anladık. Sanki gökte bir sürü tanrı çarpışıyor, biz onlardan sadece birini kabul edip diğerlerini reddettiğimizde tevhid oluyor. Gerçekte öyle bir şey yok. Bu göğün değil; yeryüzünün parçalanmışlığını ifade ediyor ve yeryüzündeki birlemeyi ifade ediyor. Kur’an’da İlah, Melik, Rabb kavramları hep insanlardan kimilerine karşı söylenir. Firavun İlah ve Rabb olduğunu iddia ettiği söylenir. Hahamları Rabb edinenler olduğundan bahsedilir. Şu halde tevhid yeryüzündedir, insanlarla ilgilidir.”

Aslolan’ın yaratıcıyı birlemek değil yeryüzündeki hegemonya ve imtiyazları ortadan kaldırarak, bir ve eşit hale getirmek olduğunu kaydeden Eliaçık, ” Konu yeryüzü ve insanlarla ilgili olunca bakalım, geleneksel “kast sistemi” ile yeryüzünde en katı “sınıflı toplum” yapısını oluşturan Hindistan’da dört bin kadar tanrı olması acaba tesadüf mü? Tesadüf değil, çünkü “çok tanrılılık” ile “çok sınıflılık” arasında kopmaz bir bağ var. Biri diğerinin ifadesinden başka bir şey değil. Bu durumda, “Cahiliye döneminde 360 put vardı” demek, her kabilenin üç-dört (bazen sekiz-on) putu/totemi olduğu için en az 60-70 kabile (sınıf/kast) vardı demektir. İşte bu kabile sistemi, Hind kast sisteminin 7. yüzyıl Arabistan’ındaki ifadesiydi. Bu durumda bir toplumu soy, sop, dil, ırk, renk, kavmiyet, milliyet, mülkiyet hatta cinsiyet bakımından kabilelere (sınıflara/kastlara) bölüp parçaladığınız ve bunlar üzerinden hegomonyalar ürettiğiniz zaman “şirk” koşmuş oluyorsunuz. Halbuki halklar (şuûb) ve kabileler (kabâil) hegomonya ve üstünlük taslamak için değil; kendini ötekinde açma ve geliştirme (teârüf) ve hayırlarda yarış için vardır. Hegemonya ve imtiyazları ortadan kaldırıp bir ve eşit hale geldiğiniz zaman da tevhid etmiş oluyorsunuz. Kur’an’da “ekber” tabiri iki yerde kullanılır; Allah’ın ekber oluşu ve Hacc-ı ekber… Allah yerine Hacc gelmiş. Yani Allah sınıfsız halkta tecelli eder… Tevhid’ın gerçek anlamı budur!” diye konuştu.  İSLAM ÖZKAN – TÜRKİYE SÖYLEŞİ (TAGHRİBNEWS) 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

SİYASET DE DAHİL 4 S’NİN PANZEHİRİNİ AÇIKLADI!

HIZLI YORUM YAP