Bugün gazetesinden Seda Şimşek’e konuşan İdris Naim Şahin, “İstanbul’da benim dönemimde değil, 2010’da gerçekleşen bir olaydı. Küçükçekmece’de otobüse molotof kokteyli atılması sonucunda 18 yaşındaki Serap Eser kızımız hayatını kaybetmişti. Otobüse molotofkokteyli atarak, otobüsü kundaklayan kişilerin ne yazık ki istihbarat elemanı olduğu bilgisini edindim. Aynı zamanda istihbarat elemanıydılar” dedi.
SERAP’A MOLOTOFU ATAN İSTİHBARATÇI
KCK içindeki MİT elemanlarıyla ilgili söylediklerinizin, somut bir örneği var mı?
Operasyonlarda Antep’te, Urfa’da ve diğer şehirlerde yakalanan, sayıları onlarla ifade edilebilecek, Milli İstihbarat’ın bir şekilde bağlantılı olduğu eleman oldu. Başbakanımız da çok üzerinde durmuştu, Serap kızımız. İstanbul’da benim dönemimde değil, 2010’da gerçekleşen bir olaydı. Küçükçekmece’de otobüse molotof kokteyli atılması sonucunda 18 yaşındaki Serap Eser kızımız hayatını kaybetmişti. Otobüse molotofkokteyli atarak, otobüsü kundaklayan kişilerin ne yazık ki istihbarat elemanı olduğu bilgisini edindim. Aynı zamanda istihbarat elemanıydılar.
Ne oldu onlara, korundular mı?
Hayır, “istihbarat elemanı” diye korunmadılar, yargılandılar. Belki ben yanılıyorumdur ama terör örgütü ile istihbarat teşkilatının benim çok hayırlı, iyi niyetli değerlendiremeyeceğim ta 1970’li yıllardan günümüze kadar devam eden, 40 yılı aşkın bir irtibatı olduğu kanaatini taşıyorum. Bu bazen aşka dönüşüyor. Ben buna “Ada aşkı” diyorum, bazen platonik aşka dönüşüyor. Şimdi o aşk, mektuplaşma döneminden nikâh masasına doğru gidiyor. Öcalan’ın tabiriyle, üçüncü gözün, hakem devletin veya hakem uluslararası kuruluşun da nezaretinde kayıt altına alınarak anlamlı ve derin müzakereye doğru gidiyor.