35,2686$% 0.24
36,8381€% 0.25
44,2720£% 0.08
2.982,18%0,16
2.631,88%-0,08
9.949,01%0,33
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, birinci bölge milletvekili adaylarıyla birlikte Hasan Sağlam Öğretmenevi’nde muhtarlarla kahvaltı yaptı. Bakan Günay, “Sizi demokrasinin simgeleri olarak selamlıyorum” diyerek başladığı sözlerini, “Bugün burada söylediğimiz sözlerden yaptığımız, vaatlerden yüz yüze geldiğimiz zaman mahçup olmamaya çalışacağız. Siyasi yarış geçip gidiyor. İnsanlık kardeşlik hep kalıyor” diyerek, sürdürdü.
27 MAYIS CUMHURİYET’E SON VERDİ
Günay, “Muhtarların sıkıntılarını biliyorum. Bu sıkıntı Türkiye’de demokrasinin yukardan aşağıya kurulmuş olmasından kaynaklanıyor. 27 Mayıs’ta çok partili demokratik hayatımızın en talihsiz günlerinden biriydi. O darbe Cumhuriyet’e son verdi. Atatürk, Cumhuriyeti ve TBMM’yi kurmuştu. Meclis’in içinden devletin başkanı seçiliyordu. 27 Mayıs’ta sadece halkın seçtiği meclise değil cumhuriyete de son verildi” dedi.
PARLAMENTODA ÇOKLU TEMSİL OLSUN
Bakan Günay, yeni anayasa yapma çalışmalarından söz ederek şunları söyledi:
“Ben istiyorum ki parlamentoda çoklu bir temsil olsun. Muhalefet partileri de parlamentoda temsil edilsin. Öyle kimisi baraj altında kaldı, kimisi geçti olmasın. Mümkün olduğu kadar her siyasi parti parlamentoda temsil edilsin. Az veya çok. Biz 300’ün üzerinde gireriz onlar 30’un altında girer ama her siyasi görüş girsin ve her siyasi görüş, görüşünü söylesin. Bir parti grubundan çıkan bir anayasa değil milletin iradesinden çıkan bir anayasa yapmalıyız. Meclisten ne kadar çoklukla geçerse geçsin mutlaka halkın onayına sunmalıyız. Meclisin yaptığı anayasa halkoyuna gitmeli, özgür ortamda tartışılmalı ve halktan aldığı destekle hepimizin ortak bir anayasa olmalı ve bu anayasa talimatname gibi hayatımızın her alanına karışan bir anayasa olmamalı. Özgürlüğü ve örgütlenmeyi kolaylaştıran örgütlü toplumun kendisini ifade etmesini sağlayan bir anayasa olmalı.”
MUHTARLARIN BELEDİYEDE OTURACAĞI BİR MASA BİLE YOK
Bakan Günay, yerel yönetimde belediyelere, il genel meclis üyelerine ve muhtarlara yeniden bakılması gerektiğini söyledi. bu sistem kurulduğunda ülkenin nüfusunun 20-30 milyon olduğunu belirten Günay, mahallesinin nüfusu bir ilin nüfusu kadar olan muhtarlar bulunduğunu söyledi. Günay, “Belki bu ölçeklerin biraz daraltılması lazım. Bu ölçeklerin seçmenle seçileni birbirine tanış kılacak kadar makul ölçeklere inmesi 10 bin nüfus kadar inmesi lazım. Seçilmişliğin mahalle sınırları içinde kalmaması öteki yerel birimlerde de bir anlamı olması lazım. 35 bin nüfusu, 10 bin seçmeni olan bir yerde binlerce oyla seçilen bir muhtarın belediye binasında oturacağı kabul göreceği birine telefon edeceği bir masası bile yok. Öyle değil mi? ‘Biz neyi temsil ediyoruz o zaman ben neyi temsil ediyorum’ diye sormak lazım. Oradaki yerel yönetime karşı bir temsil gücüm yok mu? Sorumluluk varsa yetki de olmalı” dedi.
BAKANI SİNİRLENDİREN SORU
Kültür ve Turizm Bakanı, muhtarların yeni bir statüye kavuşturulması gerektiğini belirterek, “Saygınlık mutlaka gerekiyor. Biz bunu hukuk sistemi içinde yeniden koyacağız. Muhtar özerkliği temsil ediyor. Halkın doğrudan seçtiği insanlara yeni bir statüye kavuşturmak zorundayız” dedi.
Bakan Günay’ın bu sözlerine masada oturan bir kadın muhtar, “Neden kavuşturmadınız o zaman” diye bağırdı. Bu çıkış üzerine sinirlenen Günay, “Her şeyin zamanı var. Anayasa yeni değiştirmeye çalışıyorsunuz. Madımak Oteli’nde kebapçıyı çıkardık kültür merkezi yaptık, Her şey bir anda olmuyor. Bu ülkede nice birikmiş sorunlar var. 12 Eylül anayasasını değiştirelim derken tüm partiler karşımızda bir cephe oluşturdu. Önümüzde çok büyük sorunlar var. Biz bunu adam adım aşmaya çalışıyoruz ama arkadaşlar yasa değiştirmek zor değil, zihniyet değiştirmek zor” dedi.
Bakan Günay, bu sözleri söylerken arka masalardan gelen tepki konuşmalarını, “Kendi aranızda konuşmaya son verirseniz daha iyi olacak. Hep beraber konuşmayalım” diye çıkıştı.
YAĞMUR 15 DAKİKA YAĞINCA BELEDİYELİN DAMI AKMAYACAK
Bakan Günay, ekonomiyi toparlamaya çalıştıklarını ekmeği büyüttüklerini öne sürerek, sözü dün İzmir’de şiddetli yağan yağmura getirdi ve şunları söyledi:
“Yoksul evde kavga bitmez. Sofranın nimetini artırmaya çalıştık. İzmir’in varoşlarında geziyorum. Ve ne yazık ki çok işsizlik var, buranın yatırıma ihtiyacı var. EXPO’yu getirmeye çalışıyoruz. Altı ayda 30 milyon insanın gelmesi demek. 2010 yılında Shangay’a 70 milyon insan geldi. Bir yandan bunu yapmaya çalışıyoruz bir yandan İzmir’de bu kentsel dokuyu iyileştirmeye İzmir’i yaşanılır bir şehir haline getirmeye, 15 dakika yağmur yağınca belediyenin damının akmayacağı bir kent haline getirmeye çalışıyoruz. Sofrada ekmek yetmeye başladı.”
YAZICIOĞLU KAZASINDA TELEFONU KİM AÇTI?