Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan’ın başkanlığını yaptığı Assos Antik Kentindeki Kazılarda elde edilen bulgularla, geçmiş dönemlerdeki sosyal hayata dair bilgiler de gün yüzüne çıkıyor. Bu yazın Assos’un Batı Kapısında yürütülen çalışmalarda, kente girmek için bekleyen kişilerin oturması için taş banklar yapıldığını, bu bölgede de vakit geçirmek için oyunlar oynandığına dair bulgular elde edildi. Çalışmalar, bugün ‘3 Taş’ olarak bilinen oyunun, 2 bin 300 yıllık bir geçmişi olduğunu ortaya koydu.
Prof. Dr. Nurettin Arslan, bu yılki kazıların kentin en önemli kapısı olan ve batı tarafında yer alan iki tarafı büyük kulelerle desteklenmiş ana girişinde yapıldığını belirterek, “Bu kazılar sırasında, bu ön giriş zemininin taşlarla döşeli olduğu ve bu taşlar üzerinde de iki adet oyun çizildiğini gördük. Bu oyun, daire şeklinde ve merkeze 8 tane çizgiyle bağlanmış. Günümüzde ‘3 Taş’ olarak bilinen oyunun bir benzeri. İki kişiyle ve üçer taşla oynanıyor. Burada amaç, bir oyuncunun 3 taşı aynı açı üzerine getirmesi prensibine dayanıyor. Genellikle o dönemde insanların taş yerine seramik parçaları ya da bunun için pişmiş topraktan yapılmış küçük yuvarlak objeleri kullandıklarını da biliyoruz. Bazen küp şeklinde kemikten yapılmış pullar da kullanılabiliyor. Günümüzde biz bunu, bu daha çok kare şeklinde biliyoruz. Çapraz mektup şeklinde. O dönemde değirmen tipi dedikleri bir oyun. Bu oyun çizilmesi kolay olduğu için de kentin tüm açık alanlarında bu oyunlardan görmek mümkün” dedi.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, antik kent kapının önünde oyunun bulunmasını şöyle yorumladı:
“O dönemde, özellikle şehrin kapıları akşam hava karardığı zaman kapatılıyor. İnsanlar şehre geldikleri zaman burada beklemeleri gerekiyordu veya boş zamanları değerlendirmek isteyebilirlerdi. Bunun için en güzel yöntemlerden birisi de oyun oynamak. Burada bekleyen kişiler, bu alanlarda bu tür oyunları oynadıklarını biz biliyoruz. Bunun dışında şehrin diğer bölgelerinde açık alanlarda, kamusal alanlarda benzeri oyun çizimlerinin var olduğu bilinmekte. Roma döneminde, daha karmaşık oyunların taşlar üzerine çizildiğini, farklı kentlerdeki örneklerini bilmekteyiz.” (Burak GEZEN/ÇANAKKALE)