34,6775$% 0
36,4318€% -0.13
43,6643£% -0.08
2.931,98%0,03
2.632,86%0,07
9.636,12%-0,25
11 Ağustos 2016’da ifadesi alınan Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli pilot binbaşı, ortaokulda ‘FETÖ’nün yurtlarında eğitim gördüğünü ve önce Kuleli Askeri Lisesi’ne, ardından Harp Okulu’na gittiğini belirterek, 1996’da Fethullah Gülen’in yanına götürüldüğünü söyledi: “Mezun grubu olarak İstanbul’daki FEM Dershanesinde yanına gittik. Bize hiçbir şey söylemedi. Yanında misafiri vardı. Yarım saat kadar oturup çıktık.”
‘BU AKŞAM SENİNLEYİZ’
Gülen’le ilgili düşüncesinin Ergenekon ve Balyoz sürecinde değişmeye başladığını dile getiren binbaşı, darbe girişiminden önceki günlerde yaşananları “1 Temmuz’dan itibaren ailemle Akçay Tatil Kampı’nda tatil yapıyorduk. Kamp 21 Temmuz’da bitiyordu. 13 Temmuz günü beni Tabur Komutanı Binbaşı Deniz Aldemir aradı ve yeni CH 47 helikopterlerinin geldiğini, teslim töreni yapılacağını, Cumhurbaşkanının da katılacağını, bu nedenle Cuma günü görevde olmam gerektiğini söyledi. Daha sonra törenin ertelendiğini duydum. ‘Pazar günü ailemle birlikte gelsem olur mu?’ diye aradığımda Aldemir, bunun olmayacağını, Cuma günü birlikte olmam gerektiğini söyledi. Ailemi tatil kampında bırakıp perşembe akşamı otobüse bindim ve cuma sabahı mesaideydim. Murat Bolat bana kimsenin duymayacağı şekilde ‘Bu akşam seninle gece uçacağız, hazırlık yaparsın’ dedi. Ben de yorgun olduğumu, yoldan geldiğimi, uçamayacağımı söyledim. Altı aydır gece uçmadığım için normalde tazeleme uçuşu yapmam gerekir. Tazeleme uçuşu yapmadığımı, yaptıktan sonra hazır olacağımı söyledim. ‘Tamam ben seni tazelerim’ dedi” ifadelerini kullandı.
‘ÇOK KAN AKACAK’ DEMİŞ
Yeni Şafak’tan Osman Özgan’ın haberine göre, alay komutanına gitmek üzere Aldemir’in arabasına bindiklerini ve Aldemir’in kendisine “Ben senin hizmetten olduğunu biliyorum ama uzatmayacağım, bu gece faaliyetimiz olacak. Mesela ben Cooger helikopteriyle Hakan Fidan’ı alacağım, sen de Murat Bolat’la uçacaksın. Çok kan akacak” dediğini söyleyen binbaşı, taburdaki herkesin normal bir günmüş gibi davrandığını söyledi.
‘YAŞ ÖNCESİ FAALİYET OLABİLİR’
15 Temmuz günü saat 13.55 gibi izin almadan mesaiyi terk ettiğini ve 14.20’de MİT’in kapısına geldiğini belirten binbaşı, orada yaşananları şöyle anlattı:
“Kapıdaki görevliye kimliğimi göstererek ‘TSK içindeki paralelcilerle ilgili bilgi vermek için geldim’ dedim. Kimliğimi aldı telefon görüşmesi yaptı. 14.30’u biraz geçe beni içeri aldılar, güvenlik kapılardan geçtik ve toplantı odasına vardık. Gelen iki kişiye ‘Bir helikopter Hakan Fidan’ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum’dedim. Bana ne olabileceğini sordular. Ben de büyük bir faaliyet olabileceğini hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. Bu kişi bana ‘Hakan Fidan’ı almaktan kasıt ne?’ diye sordu. Ben de ‘Çok kan akacak’ dediklerine göre bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını kendilerine söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ’cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor, bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim.”
‘ÜZERİME DİNLEME CİHAZI TAKTILAR’
Binbaşı, üzerine dinleme cihazı takılmasını kabul ettiğini belirtirken, 19.00 gibi nizamiyeye döndüğünü, daha sonra Aldemir’i iki kez aradığını ancak açmadığını söyledi. Deniz isimli komutana gece uçuşu olup olmadığını sorduğunu ancak “Yok, alay komutanı izin vermedi” dediğini söyleyen binbaşı, “MİT’çilerden ‘Bu numaradan bize ulaşabilirsin’şeklinde mesaj gelmişti, mesajda kendisini ‘pastacı’ olarak tanıtmıştı. Ben de o numarayı arayarak, ‘gece uçuşu yokmuş, ancak beni arabayla eve bırakacak, o esnada onu konuşturup bir şeyler öğrenmeye çalışacağım’ dedim. ‘Tamam sen niyetini anlamaya çalış’ dediler” dedi.
MASALARIN ÜSTÜNDE MÜHİMMAT
Binbaşı, şöyle devam etti:
“Deniz Aldemir yanımdayken Murat Bolat’ın aradığını ve ivedi çağırdığını söyledi. Beni orada bırakarak gitti. Yarım saat sonra tekrar geldi. ‘Uçuşumuz var hemen gidiyoruz’ dedi. Ben kendisinden bilgi almak amacıyla ‘Şu telefonlarımızı kapatalım, tam olarak ne yapacağız bilgi verir misin’ dedim. O da ‘Komutan ne görev verirse onu yapacağız’ karşılığını verdi. Hızlı hızlı arabayı sürdü. Orta genel maksat taburu pilot bekleme odasına gittik. O sırada bir kısım personelin orada toplandığını gördüm. Bir kısmı uçmaya hazır şekildeydi, bir kısmı sivildi. Sivil olanlar Albay Vedat Seven, Albay İsmail Yolcu idi. Üniformalı olanlar ise Albay Osman Çayır, Yarbay Halil Gül, Yarbay Ümran Taş, Binbaşı Deniz Aldemir, Yarbay Murat Bolat, Başçavuş Ertan Derin idi. Murat Bolat’ın emrindeki helikopterlerin hepsi dışarıda diziliydi. Halil Gül, ‘Helikopterleri çalıştırıp Akıncı’ya gideceğiz’dedi. Masaların üzerinde çelik yelekler, gece görüş gözlüğü, silahlar, mühimmatlar vardı.”
‘İKİ SAAT ANKARA’DA DOLAŞTIK’
MİT’e askerlerin Akıncı’ya geçecekleri bilgisini verdiğini ve karşılığında kendisine “Tamam derhal kaşlayı terk et ve kesinlikle uçuşa katılma. Seni bıraktığımız yere gel, seni oradan aldıracağız” dendiğini söyleyen binbaşı, “Karanlıktan istifade sağdan soldan nizamiyeye ulaştım. İlk minibüse binip MİT’in beni bıraktığı yere gittim. 15-20 dakika sonra MİT’ten gelip beni aldılar. MİT’e gidemedik orada çatışma olduğunu söylediler. İki saate yakın Ankara içerisinde dolaştık” diye konuştu.
Saat 23.30 sıralarında kendisini dolaştıran MİT görevlisinin talebi üzerine Özel Kuvvetler Hava Alayı’nda görevli Binbaşı Dursun Varlı’yı ve Binbaşı Gencay Böyük’ü aradığını ancak ikisine de ulaşamadığını söyleyen binbaşı, 00.30 sıralarında eve gittiğini dile getirdi.
’03:00’TE BAŞLASAYDI…’
Binbaşı, darbe girişiminin 03.00 sıralarında başlasaydı başarılı olabileceğini söyledi:
“Ben Skorsky helikopter kullanıyorum. Ankara içerisinde bu helikopteri kullanan 100’e yakın pilot vardır. Beni bu önemli görev için niye seçtiler onu bir türlü anlamış değilim. Kendilerinden olduklarını düşündüğüm personelin bir kısmını çağırmamışlar. Kendilerinden olanları sakladıkları için göreve çağırmadıklarını düşünüyorum. Eğer planlandığı gibi gitseydi, saat 03.00 gibi başlasalardı başarılı olabilirlerdi diye düşünüyorum.”
SÖZCÜ'YE 'ALGI' OPERASYONU!..