34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, devlet içerisindeki hukuk dışı yapılanmalarla ilgili bir döneme ışık tutacak, çok önemli açıklamalarda bulundu. PKK ile mücadelede “devletin zaman zaman hukuk dışı infazlar yaptığını” iddia eden Avcı, kedisiyle ilgili dava dosyalarındaki delilleri de emniyetteki 1-2 yıllık çaylak polislerin topladığını söyledi. Zaman zaman duygusallaşan ve gözleri dolan Avcı, özel hayatıyla ilgili iddialara ise komplo diyerek karşı çıktı!
Örgüt üyesi iddiaları, bir dönem ismi gündemden hiç düşmeyen Hanefi Avcı’yı mahkemede ağlattı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki görülen “Devrimci Karargah Örgütü” davasında savunması alınan Avcı, iddianamedeki suçlamalar ve sanıklarla bir alakası olmadığını iddia etti. Dosyadaki delillerin, emniyetteki 1-2 yıllık polisler tarafından toplandığını söyleyen Avcı, bu polislerin tutanaklarla yanlış yaptığını ileri sürdü. Avcı, şöyle devam etti:
”Dosyadaki suçlamalar ve deliller maddi gerçeklere aykırıdır. Necdet Kılıç’a ait telefonun dinlendiğini açıklayarak soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğim öne sürülüyor. Kitabımda yer alan telefon numarasıyla ilgili dinleme kararının süresi, kitabım yayınlandığında bitmişti. O tarihte, o telefonlar hakkında bir dinleme kararı yoktu. İkametim için alınan arama kararıyla eski makamımda da arama yapılıyor. Arama tutanaklarının altında imzası olan polisler 1-2 yıllık polistir. Tutanaklarda hata yapmalarını normal karşılamak gerekir. Bu kadar derin konularda yaptıkları açıklamaların doğru olamayacağının takdirini mahkemeye bırakıyorum. Davaya ilişkin 40 klasör evrak var. İlgisi olmayan evraklar konulmuş, anlaşılmaz ve okunamaz hale getirmek için her şey yapılmış. Bu soruşturmayı yürüten kişilerle aramızda hukuk ve ceza davaları var. Bu davalar devam ediyor. Haklarında şikayetçi olduğum için disiplin tahkikatları açıldı. Aramızdaki husumet nedeniyle hakkımdaki tahkikatı belli şekilde yürütmüşlerdir.”
“DEVLET İÇİNDEKİ ÖRGÜTLENMELER İNFAZLAR YAPTI”
Mahkemedeki savunmasında terörle mücadelede, özellikle 1990’lı yılları işaret ederek, devletin o dönemde kirli ilişkiler içerisinde bir takım çevrelere hukuk dışı infazlar yaptırdığını anlatan Avcı, bu tür faaliyetlere şiddetle karşı çıktığını söyledi. Görev yaptığı hiçbir dönemde bu tür infaz yapmadığını söyleyen Avcı, devlet içindeki örgütlenmelerle ilgili ilk açıklamayı da kendisinin yaptığını anlattı. İşte Avcı’nın bir döneme ışık tutan o sözleri;
”Bunu anlamak için geçmişe gitmek lazım. Terörle ilgili yıllarca görev yaptım. Herkes beni tanımaz ama MİT, asker, polis beni iyi tanır. Bir dönem PKK olaylarından dolayı devlette zor dönemler yaşandı. ‘Onların anlayacağı dilden konuşalım’ anlayışı benimsendi. Bazı insanlar, ‘hukuk dışı mücadele gerekir’ diyorlardı. Buna şiddetle karşı çıkanlardan biri bendim. Bazı yerlerde infazlar yapılıyordu ve bu geleneksel hale geliyordu. Ben hiçbir zaman infaz yapmadım ve infazda bulunmadım. Vicdanım rahat, görevimi yaptım. Susurluk olayından sonra, ilk kez ‘devlet içinde örgütlenmeler var’ diyen benim. Bu açıklama nedeniyle büyük tepki aldım, dışlandım, görev yerim değiştirildi. Bana, ‘örgüt mensubu gibi davranıyorsun’ dediler. Örgütü durdurabilirsiniz, ama çetecilik devlete sızarsa bunu durdurmak zor olur. 28 Şubat oldu. 2 belge hazırlayarak, TSK’nın hukuk dışına taştığını üstlerime bildirdim. Bu nedenle uzun süre zahmet çekeceğimi biliyordum. Raporu yazmam gerekiyordu, yazdım. Bu benim görevim. Bugün de olsa yazarım. 28 Şubat dolayısıyla mağdur edildim.”
”BUNUN BEDELİ BÖYLE Mİ OLMALI?”
Hiçbir fikre karşı olmadığını, insanların istedikleri düşünceye göre örgütlenebileceğine inandığını belirten Avcı, devletin yasa dışı örgütlenmesine karşı olduğunu anlattı. Ergenekon’a karşı yeni bir derin yapının kurulmasına karşı olduğunu anlatan ve zaman zaman duygusal anlar yaşayarak gözleri dolan Avcı, geçmişti kendisine “cemaatçi” denilerek baskı uygulandığını iddia etti. Hukuk dışılığın geleneksel hale dönüştüğünü dile getirmek için kitap yazdığını söyleyen Avcı, cemaatin arka planda yönlendirmeci olmasının, gelecekte felaket olacağına inandığını söyleyerek, ”28 Şubat’a, Susurluk’a niye karşıysam, buna da öyle karşıyım” dedi.
HAKİM’DEN MUSTAFA BALBAY’A FIRÇA…