35,2653$% 0.29
36,7552€% 0.19
44,2189£% 0.1
2.990,81%0,45
2.633,18%-0,02
10.005,93%0,57
Tutuksuz sanık Tuğgeneral Zeki Es, “Bugün olsa bugün de aynı emri verirdim. 2 uzman çavuşu göndermeseydim, daha çok şehit verseydik vicdanım rahat olmazdı. Şimdi vicdanım rahat” dedi.
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Tuğgeneral Zeki Es, Kurmay Albay Rıza Atilla Erdoğan, Kurmay Binbaşı Hakan Alaçam ve avukatları ile müdahil olarak şehit askerlerden Deniz Demirci’nin annesi Raziye Demirci, babası Halil Demirci ve avukatları katıldı.
Sanık Tuğgeneral Zeki Es, 13 Ekim’de tamamlanarak mahkemeye sunulan bilirkişi raporuna karşı beyanda bulundu.
Meşru savunma
Bilirkişi raporunun, “Anti-Personel mayınların kullanımı, depolanması ve imhasıyla ilgili” Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası Ottowa Anlaşmasına göre hazırlandığını savunan Es, “Ottowa anlaşması, yerleştirildikleri yerlerde 30-40 yıl boyunca etkisini sürdüren mayınları kapsayıp, savaş sırasında geçerli olan bir anlaşmadır. Biz, terör riskine karşı savunma amacıyla ömürleri yaklaşık 1 ay olan mayınları kullanıyoruz. Ayrıca mayınları, sivillere kapalı, terör riski çok yüksek yerlere koyuyoruz. Bu meşru savunmadır” ifadesini kullandı.
Ottowa Anlaşmasının ardından, askeri talimatnamelerde güncelleme yapılmadığını ileri süren Es, anlaşma ile iç güvenlik talimatnamelerinin uyuşmadığına dair örnekler verdi.
Çukurca’da mayın patlamasının meydana geldiği bölgeyi harita üzerinde anlatan Es, terör örgütünün internet sitesinde, Çukurca’daki olayla ilgili mayınların terör örgütü üyelerince döşendiğine yönelik bilgilerin yer aldığını kaydetti.
Hantepe’nin görevinin, Irak’tan Türkiye’ye girebilecek teröristleri kontrol etmek olduğunu belirten Es, son derece dağlık ve kayalık olan bölgede, tuzaklama yapılmadığı ve sensör sistemleri kurulmadığında olay olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu kaydetti. Es, “Bizim başımıza gelen olaydan sonra herkes tuzakları, erken uyarı sistemlerini kaldırmıştır. Bundan sonra birçok olay meydana gelmiştir. Bu çok büyük bir sorumluluktur” dedi.
Tuzaklamalarla ilgili üstlerini ve astlarını bilgilendirdiğini ifade eden Es, “Yeterli koordinasyonun yapılmadığı yönünde iddialar var. İç güvenlik harekatlarında bu operasyon kadar iyi koordine edilmiş başka bir operasyon yoktur. 25 Mayıs’ta emir yayınladım, ‘Hantepe’nin çevresinde tuzaklamalar var, dikkat edilecek’ diye. Koordinasyonda hiçbir sıkıntı yok. Tuzaklamaların yerleriyle ilgili koordinatlar verildi” diye konuştu.
Patlama meydana geldikten sonra tümen komutanının kendisini aradığını ve 9 dakika 46 saniyelik bir görüşme yaptıklarını belirten Es, bu konuşmanın 2 dakika 6 saniyesinin internette servis edildiğini, 7 dakika 40 saniyelik bölümünün yayınlanmadığını söyledi.
“Vicdanım rahat”
Patlamanın ardından bir karışıklık yaşandığını, bunun üzerine 2 uzman çavuşu olay yerine gönderdiğini anlatan Es, “Bugün olsa bugün de aynı emri verirdim. 2 uzman çavuşu göndermeseydim, daha çok şehit verseydik vicdanım rahat olmazdı. Şimdi vicdanım rahat. Olay yerine hiçbir müdahale olmadı” ifadesini kullandı.
Raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin, terör bölgesinde görev yapmadığını, bu nedenle olayı değerlendirecek bilgi ve tecrübeye sahip olmadığını iddia eden Es, raporun içinde, eksik ve yetersiz incelemelerin bulunduğunu ileri sürdü. Bilirkişi heyetinde amir-memur ilişkisi olduğunu savunan Es, yeni bir bilirkişi heyetinin tayin edilmesini talep etti.
Kurmay Albay Rıza Atilla Erdoğan da bilirkişi heyetinin yetersiz olduğunu, iç güvenlik harekatı tecrübesi olan yeni bir bilirkişi heyetinin tayin edilmesini istedi.
Kurmay Binbaşı Hakan Alaçam da bir kişinin suçları için somut delillerin ortaya konulması gerektiğini belirterek, bilirkişinin doğru bir hareket tarzı ortaya koymadığını savundu.
Sanık avukatlarından Yurdakan Yıldız da bilirkişi raporunu “NATO ya da Brüksel karargahlarında hazırlanan” bir rapora benzediğini ileri sürerek, “Bilirkişi Güneydoğu’daki olayları bilmiyor. Oturdukları yerden bir rapor yazmışlar. Brüksel’den yazılsa bu kadar güzel olurdu” dedi.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KORKUNÇ PLANI