34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Geçen Temmuz ayında eşiyle gittiği Karabağlar İlçesi’ndeki müzikholde gözaltına alınan, götürüldüğü karakolda polis memurlarından yediği dayak görüntüleri ortaya çıkan Fevziye Cengiz, eşi Murat Cengiz ile birlikte, öğle saatlerinde, Konak’taki Emniyet Müdürlüğü binasına gitti. Avukatıyla birlikte Hukuk Şube Müdürlüğü’ne giren Fevziye Cengiz’in, açığa alınan polis memurlarıyla ilgili yürütülen idari soruşturma kapsamında ifadesine başvuruldu. Hızlı adımlarla emniyete giden Fevziye Cengiz’in saçlarını da boyattığı dikkati çekti.
Soruşturmanın detayları da ortaya çıkmaya devam ederken, polis memurlarının yargılanacağı 17’inci Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki davayla ilgili, Cumhuriyet Savcısı tarafından atanan bilirkişilerin de yanlı rapor tutarak soruşturmayı etkilediği ileri sürüldü. Bilirkişi olarak atanan polis memurları M.D., M.K. ve Ü.D.’nin, kamera görüntülerinin sadece bazı yerlerinden fotoğraflar alarak, soruşturma evrakına yorumlarını ekleyip Cumhuriyet Savcısı’na teslim ettiği dile getirildi. Soruşturma evrakındaki bilirkişi raporlarında, polisin kadını dövmesinden çok, kadının gösterdiği mukavemet yorumlarının yer aldığı ortaya çıktı. Fevziye Cengiz’in avukatlarının da, soruşturmayı yanlış yönlendirdikleri gerekçisiyle bilirkişiler hakkında da dava açmak için hazırlık yaptığı kaydedildi.
DELİL FOTOĞRAFLAR DOSYADA
Fevziye Cengiz’in olaydan sonra kendi cep telefonundan çektiği, yüzündeki izleri gösteren fotoğraflar da dava dosyalarında delil olarak yer aldı.
Fotoğraflarda, adli tıp uzmanının, basit ekimoz dediğinin aksine Cengiz’in sağ yanağındaki derin izler dikkat çekti.
‘GEREKEN YAPILACAK’
Raporu veren Dr. A.T. ile ilgili konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdener Özer ise, olayın mutlaka araştırılması ve incelenmesi gerektiğini belirterek konuyla ilgili toplantı yapacaklarını, ortada doktor tarafından işlenmiş suç söz konusuysa disiplin yönetmeliği gereğince işlem yapılacağını belirtti.
Özer, “Türk Tabipler Birliği’nin Disiplin Yönetmeliği çerçevesinde gerekeni yapacağız. Ama bu sadece inceleme aşamasında. Sonuçla ilgili gelişmeleri önümüzdeki dönemde kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.
Görüntüleri izlediğini ve buna ’darp edilmemiştir’ raporu vermenin mümkün olmadığını savunan Özer, “Biz hekimimizin nasıl bir rapor verdiğini bilmiyoruz. Bu konuda yorum yapamayız ama tabii ki görüntülerden darp edilmemiş kişi izlenimi alınmıyor. O nedenle ben mesleki etik değerlere bağlı olarak raporunu verdiği inancındayım. Soruşturmanın sonucunu paylaşacağız” dedi.
‘YEMİNİMİZİN GEREĞİDİR’
’Darp raporu’ verilmemesinin ortaya çıkmasının ardından polislerin doktorlar üzerinde baskısının olup olmadığı yönündeki soruya da yanıt veren Özer, şöyle konutu:
“Bizim bu konuyla ilgili, bu durumda bir hastaya nasıl yaklaşılması gerektiği aşikar. Kanıta dayalı tıp verileri içinde bunu yapıyoruz. Bunun bir protokolü vardır ve bunu uyguluyoruz. Eğer bir hekim Hipokrat yemini ettiyse bu protokole uymak zorundadır. Olayı tam bilmiyorum. Polis baskısıyla olup olmadığı konusunda bir şey söylemem doğru değil. Ama bir hekimin her türlü baskıya karşı boyun eğmeden yapması gereken hizmeti ve değerlendirmeyi yapmak zorundadır. Yeminimizin gereğidir. Etik açıdan da bu böyledir.”
Olayla ilgili CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ise, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından cevaplanması istemiyle TBMM’ye bir soru önergesi verdi. Olayın, Türkiye’de sistem sorunu olduğunu dile getiren Köktürk, tutanakların çarpıtılmasının, emniyetin hangi noktaya geldiğinin bir göstergesi mi olduğunu, savcılar ve hekimlerle ilgili geniş kapsamlı bir soruşturma yapılıp yapılmayacağını sordu.
PKK İLE İLGİLİ KORKUNÇ GERÇEKLER!