34,4423$% 0.3
36,3388€% 0.27
43,5164£% -0.21
2.839,27%0,19
2.564,38%-0,11
9.389,62%-0,33
Sevgili okurlarım, Türkiye’de acayip bir seçim kampanyasına tanık oluyoruz. Böylesi bugüne kadar hiç görülmedi.
Bir yanda, aynı zamanda partisinin genel başkanı olan bir cumhurbaşkanı ve onun küçük ortağı MHP…
Onların adı Cumhur İttifakı.
Öbür yanda ise Millet İttifakı’nı oluşturan CHP-İYİ Parti ikilisi.
Recep Bey-Devlet Bey ikilisi onları “Zillet ittifakı” olarak tanımlıyor!
Anlamı alçaklık!
Millet sözünden zillet’i türetmeyi bile içlerine sindirmişler.
★★★
İktidar olmanın gücünü kullanan Cumhur’cuların seçim çalışmaları olanca hızıyla sürüp gidiyor.
–Okullarda seçim propagandası.
-Camilerde seçim propagandası… Minarelere bile hiç utanıp sıkılmadan asılan AKP bayrakları.
-Alabildiğine din sömürüsü ve din ticareti.
-Mitinglerine, meydanlar kalabalık görünsün diye devlet parasıyla, kamu olanaklarıyla taşınan kitleler.
–Üzerinde hiçbir kısıtlama olmadan konuşup muhalefete ve gerektiğinde bütün dünyaya posta koyan bir “Tarafsız (!)” cumhurbaşkanı.
-Piyasaya ilk kez bu seçimde sürülen “Beka (!)” sorunu. Yani muhalefet partileri başarılı olursa milletçe yok olacağız! Türkiye çökecek!
-Bu olanlara göz yuman, görmezden gelen ve toplumda iktidarın arka bahçesi olarak tanımlanan bir Yüksek Seçim Kurulu.
-İktidarın emir ve hizmetine sokulmuş olan yandaş medyanın televizyon kanalları, internet siteleri ve gazeteleri.
-Kendilerinden yana olmayan kişi ve kuruluşlar üzerinde kurulan her türlü baskı.
-İktidar kesimi için her türlü yalan ve iftira mubah.
Sevgili okurlarım, Türkiye işte bu koşullarda seçime gidiyor!
Şimdi size bu konuda somut bir örnek vereyim.
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. (Özelleştirme İdaresi’ne bağlı) bir kamu kuruluşu.
Çeşitli şeker fabrikalarının sahibi, Türkiye’nin bu alanda uyguladığı şeker politikalarının sorumlusu.
Bu kuruluşun bütün çalışanlarına bir genelge gönderildi.
Genel Müdür ve yönetim kurulu üyesi Ergün Yılmaz imzasıyla gönderilen genelgede çalışanların “Tasarrufa uyması” öngörülüyor.
Cumhurbaşkanlığı öyle istemiş.
★★★
Ancak yazının sonuna doğru genelgemiz iyice renkleniyor ve çalışanların TRT dışındaki televizyon kanallarını izlemelerine yasak getiriliyor:
“…2019 yılında her türlü gereksiz aboneliklerin iptal edilmesi, TV’lerin kaldırılması, kablo tv aboneliklerinin iptal edilerek uydu alıcısı sistemine geçilmesi, yalnızca TRT haber kanalının/kanallarının izlenebilmesine yönelik sistem ayarlamasına gidilmesi esas olacaktır. Bilginize sunar, gereğini rica ederim.”
★★★
Her şeyi görmüş duymuştuk ama televizyon izlemeye yasak getirildiğine ilk kez tanık oluyoruz.
Bunun anlamı nedir?
Gayet açıktır.
Sistem ayarlamaları öyle yapılacak ki çalışanlar sadece iktidarın borazanı olan TRT’yi izleyebilecek!
Kamu kurumlarında particilik işte bu boyutlara varmış durumda.
Sadece particilik mi?
Değil…
Asıl neden korku.
Seçimde başarısız olmaktan korkuyorlar. Korkunun da ötesinde panik yaşıyorlar…
Ülkemizin şeker fabrikaları birer birer satılıyor, binlerce kişi işsiz bırakılıyor…
Ve bu yüzden böylesine kara mizah örneklerini binlerce personele hitaben, hiç sıkılmadan yayınlamak zorunda kalıyorlar.
“Siz sadece TRT izleyin, gerisini bize bırakın” demeye getiriyorlar.
Aman, çalışanlar dikkat etsin… Hiç kimse TRT dışında bir kanala bakmasın!
Mont Pelerin Cemiyeti