34,4909$% 0.04
36,3403€% 0.08
43,6393£% 0.22
2.850,69%0,50
2.570,76%0,34
9.389,62%-0,33
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alınmasını yorumluyor.
“Faizler Erdoğan’ın elinde” başlıklı yorumda şu satırlar göze çarpıyor:
“Erdoğan’ın motivasyonunun (görevden alma) nedeni, safları sıkılaştırmak ve daha fazla gücü garanti altına almak istemesi. Çünkü yurt dışı ve yurt içinde baskı altında. Özellikle de Rusya’dan füze alımı nedeniyle yaptırım tehdidinde bulunan Amerikalıların baskısı altında. Erdoğan mücadele etmek zorunda olduğunda en iyi ve en tehlikeli haline bürünüyor. Kendiliğinden gönüllü olarak geri çekilmesi beklenmiyor. Daha ziyade ülkesini uçuruma sürüklüyor. Merkez Bankası Başkanı’nın görevinden alınması bunun başka bir işareti.”
Alman gazetelerinde yer bulan bir başka konu ise Yunanistan’daki erken genel seçimler. StuttgarterNachrichten seçimleri Yeni Demokrasi Partisi’nin kazanmasını ve iktidardaki Syriza’nın yenilgi almasını yorumluyor:
“Görevinden ayrılacak olan Başbakan Tsipras son olarak seçmenleri basit seçim hediyeleri ile kandırmayı denedi, ikramiye ödemeleri yaptı ve emekli aylıklarının artırılacağını vadetti. Yunanistan’da bile böylesine sadakaların etkisini gösterdiği zamanlar geride kaldı. Yunanistan’daki seçim sonucu özellikle şu anlama geliyor: Popülizmin reddedilmesi. Seçimin asıl anlamı bunun içinde gizli. Sadece Yunanistan için değil, bütün Avrupa için.”
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
“Avrupalıların, İran’ın nükleer programı konusunda yaşanan sorunda arabuluculuk yapabileceği yönündeki beklentisi giderek azalıyor. Hem ABD hem de İran’ı, ahenge giderek daha az hareket alanı tanıyan bir yüzleşme mantığı yönetiyor. Washington’da azami bir baskı dile getirilirken, Tahran belli ki nükleer anlaşmanın ihlal edilmesi nedeniyle Avrupalıların daha fazla çaba için harekete geçmesini umuyor ve bunun manevra alanını daralttığının farkında değil. İran nükleer anlaşmayı ne kadar şiddetli ihlal ediyorsa, Avrupalılara bu konuda bir tarafın yanında yer alması için yapılan baskı da o kadar artıyor. Bunun hangi taraf olduğu açık. Öyle ya da böyle Donald Trump’ın yanı.”
Süddeutsche Zeitung’un ABD-İran gerginliği ile ilgili yorumu ise şöyle:
“Sonuçta bu çatışma sadece İran ve ABD arasında çözülebilir. Ancak Beyaz Saray’daki Şahinler, İran’daki ekonomik kriz ve nadiren görülen protestoları rejimin iflas edeceğinin işareti olarak yanlış yorumladıkları sürece bu ihtimal dışı. Ve Tahran’daki güçlü sertlik yanlıları, Suriye, Irak ve Yemen’deki başarılar ve Trump’ın tecrit edici tepkileri nedeniyle Amerika’yı bölgeden nihai olarak çıkarabileceği hayaline devam ettiği sürece de…”
Devletin Kasasından 800 Milyon TL!