34,3191$% -0.35
36,7849€% 0.46
43,4836£% 0.06
2.827,20%-0,33
2.562,50%0,02
9.389,62%-0,33
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, koronavirüs salgınının yayılmasıyla ilgili açıklamasında, “Başlangıçta yurt dışından gelenler tehlike oluşturuyordu. Devamında İstanbul’dan taşraya gidenler virüsü yaymaya başladı” iddiasında bulundu.
Soylu’nun virüsün yayılma kaynakları arasında umreden gelenleri saymaması dikkat çekti. Oysa virüs salgının en önemli kaynaklarından biri, hiçbir kontrolden geçmeyen, sadece ateş ölçümüyle yurda alınan binlerce umreciydi.
NELER OLDU?
Koronavirüs salgının Türkiye’deki tanımlı ilk vakası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 10 Mart gecesi duyurulmuştu.
Türkiye bu tarihten önce salgının başladığı kimi komşu ülkelere ya da salgının merkezi konumundaki ülkelere gidiş-gelişi durdurmuştu. Ancak Suudi Arabistan bu ülkeler arasında yer almıyordu.
Salgının Türkiye’ye giriş kaynaklarından olan Suudi Arabistan, 27 Şubat tarihinde, yani Türkiye’de ilk vakanın açıklanmasından günler önce umre alımlarını resmen durdurduğunu duyurmuştu.
Ancak o tarihte Suudi Arabistan resmi olarak bir vaka açıklamasında bulunmamıştı. 1 Mart tarihinde ise Suudi Arabistan resmen ilk vakasını açıklayacaktı.
1 MART’TA DÖNÜŞLER BAŞLADI, TEK ÖNLEM TERMAL KAMERA
Yine aynı tarihte, yani 1 Mart’ta umreden dönüşler başladı. Ancak bu tarihte ülkeye girişler sırasında alınan tek önlem “termal kameralar” oldu. Yani o tarihte eğer taşıyıcıysanız ve semptom göstermiyorsanız, havalimanından kolayca evinizin yolunu tutabiliyordunuz.
O gün ülkeye dönen bir umreci, alınan önlemi şöyle açıklıyordu:
“Biz de umre seferlerinin iptal edildiğini Medine’de öğrendik. İstanbul Havalimanı’na geldikten sonra burada kontrol edildik. Burada bir cihaz ile kontrol edildik. Birtakım sıkıntılarımızın olup olmadığını sordular. Ateşimizin öksürüğümüzün olup olmadığını sordular”
UÇUŞLAR ONLAR DURDURDU, GELİŞLER KONTROLSÜZ DEVAM ETTİ
Birçok ülke için uçuş yasağı kararı alan Türkiye, Suudi Arabistan konusunda oldukça “sabırlı” davrandı. Ülkeler arasında uçuş yasağı kararı da şaşırtıcı olmayan bir şekilde 9 Mart’ta Suudi Arabistan tarafından alındı ve Türkiye’ye uçuşlar resmen durduruldu.
Ancak bu tarihlerde de Türkiye tarafından yapılan tek önlem uygulaması her gün uçak dolusu umreciye “14 gün evden çıkmayın” talimatı vermek ve ateş ölçümü yapmak oldu.
Buna karşın umrecilerin birçok ilde “kutsal topraklardan geldi” diye ziyaret edildikleri, yemekler verdikleri ortaya çıkmıştı.
Umrecileri ziyaret edenler arasında AKP’li ve MHP’li isimler de vardı.
13 MART’TAKİ AÇIKLAMA VE KIRILMA
Tarihler 13 Mart’ı gösterene kadar yetkililer bu konuda karantinaya yönelik tek bir ciddi adım dahi atmayınca Anadolu’nun birçok yerine ve büyük kentlere çok sayıda umreci dağılmış oldu.
10 Mart’ta Türkiye’nin resmen açıklanan ilk vakasından sonrası halkta hassasiyet ve tepkiler artarken, Diyanet Başkanı Ali Erbaş, tam da bu sırada 21 bin umrecinin ülkeye döneceğini açıkladı
13 Mart’ta yapılan bu açıklama büyük tepki çekerken, oluşan tepki sonrası “hızla” önlem alma yoluna gidildi.
AKLA GELEN TEK ÇÖZÜM
Bu süreçte yetkililerin aklına gelen ilk çözüm binlerce öğrenciyi gece yarısı devlet yurdundan atıp, yerlerine umrecileri yerleştirmek oldu. Günlerdir ülkeye gelen uçak dolusu umreci ateş ölçümü ve 14 gün tavsiyesiyle evlerine yollanırken, bu tarihten sonraki kafileler öğrenci yurtlarına yerleştirildi.
Üstelik atılan tek skandal adım bu da değildi.
Umreden dönenlerin aynı uçakta diğer yolcularla birlikte yolculuk yaptığı ve bu sırada hiçbir önlem alınmadığı da ortaya çıkmıştı.
Bu yolculuklardan birinde Samsun’a uçan bir yurttaş, uçakta çok sayıda umre yolcusu olduğunu, hiçbirinde maske bulunmadığını, sık sık öksürdüklerini ve tek bir önlem dahi alınmadığını söyleyecekti.
SOYLU HAKLI MI?
Soylu, virüsü İstanbul’un taşraya yaydığını ileri sürerken, alınmayan önlemler nedeniyle umreciler tarafından virüsün yayılması konusunda tek kelime etmedi.
Oysa Türkiye’nin açıkladığı ilk vakadan hemen sonra, 14 Mart’ta yapılan diğer vaka duyurusunda Sağlık Bakanı, vakanın umreden gelen bir kişide tespit edildiğini dile getirmişti.
Yine CNN Türk‘te Başak Şengül‘ün sunduğu programda konuşan Prof. Dr. Mustafa Çetiner, Samsun’da umreden gelen dedesinden virüsü kapan bir ‘süper bulaştırıcı’ olduğunu ve virüsün bu nedenle onlarca kişiye bulaştığını söylemişti.
Rize’de, Kütahya’da ve birçok Anadolu kentinde onlarca umrecinin hiçbir kontrolden geçmeden evlerine gittiği bilinirken, buna benzer daha birçok vakanın gündem dahi edilmeden sümenaltı edildiğini tahmin etmek güç değil.
Kısacası Bakan Soylu ve iktidar partisi, umre kaynaklı salgın konusunda sorumluluk almamak için hedef şaşırtmaya devam ediyor.
EVDE KARANTİNA OLMAZ
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, binlerce umrecinin, “Evden çıkmayın” denilerek ve kağıt imzalatılarak evlerine gönderilmesi ile ilgili olarak “Akrabaları bu vatandaşları ziyarete gitti, aileleri eve girip çıktı. ‘Evde karantina olmaz’ dedik, sözümüzü dinletemedik. Bu vatandaşların da izole edilmesi gerekiyordu” dedi. Bülbül, umrecilerin tümünün karantina altına alınmasına ilişkin Sağlık Bakanlığı ile defalarca görüşüldüğünü ancak çağrılarının yanıtsız kaldığını söyledi.
UMRECİLER VE İRAN SINIRI
Türkiye’deki salgının birinci kaynağının umreciler olduğunu söyleyen Bülbül, “Salgının ikinci kaynağı ise İran sınırı ve dolayısıyla Türkiye’de bulunan düzensiz göçmenler. İran sınırı geç kapatıldı, İran’dan havayolu ile gelen yolcular, hiçbir tedbir uygulanmaksızın içeri sokuldu” ifadelerini kullandı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
UÇAKTA YAŞANANLARI BİREBİR ANLATMIŞTI?
66 kişilik umre yolcusu ile aynı uçakta seyahat eden M.G.’nin anlattıkları da alınmayan tedbirleri ve ihmalkârlığı gözler önüne sermişti.
Kafilenin tamamına yakının yaşlılardan oluştuğunu ifade eden M.G., uçakta öksürük sesinin bir an olsun kesilmediğini belirterek, “Kabin ekibi krizi yönetemedi. Yakıt alındığını ve Samsun’a dönüleceğini söylediler. Yarım saat daha bekledikten sonra uçuş yapamayacağımız, bekleme salonuna alınacağımız söylendi. Uçağa 03.00’te tekrar alınacağımız, 03.30’da ise harekete geçeceğimiz bildirildi. Bekleme salonu oldukça gergindi. Saat 03.45 gibi uçuşun iptal olduğunu, biletlerimiz iade edilebileceğini ifade ettiler. Bileti, ertesi günkü uçuşa ertelenenlere konaklama ayarlandı ancak o uçakta sadece üç kişilik yer kalmıştı. Sayılarından tam emin değilim ama çoğunluğun takmadığını söyleyebilirim. Yaşlılardı ve çok öksürüyorlardı. Şirket ya da umre kafilesinden direkt bir açıklama, bilgilendirme gelmedi. Ben ve başka yolcular da durumun üstüne gidince İstanbul’da sağlık kontrollerinin yapıldığını söyledi havayolu şirketi fakat bu kontrolün içeriğinin kocaman bir soru işareti olduğunu düşünüyorum” demişti.
COV 19 öldürmüyor