34,4830$% 0.05
36,3447€% -0.04
43,6013£% -0.06
2.956,77%0,75
2.668,75%0,76
9.367,77%3,72
21 Kasım 2024 Perşembe
Saldırıda Komiser Furkan Hakan Aşkın ile polis memurları İbrahim Gümüştekin ve Mehmet Tozun yaralandı. Olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından yaralı polis memurları 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne, Komiser Aşkın ise Seferihisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Polis memurlarının hastanedeki tedavilerinin sürdüğü belirtildi.
HUSUMETLİLERİ SANMIŞ
Olaydan kısa bir süre sonra İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, saldırıyı gerçekleştiren M.S.Ç.’yi suç aletiyle birlikte gözaltına aldı. Eski muhtar adayı olduğu öğrenilen M.S.Ç.’ye çevredekilerin linç girişiminde bulunduğu anlar bir vatandaşın cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Gece boyunca düzenlenen operasyonlarda 11 şüpheli daha gözaltına alındı. M.S.Ç.’nin polisteki ilk ifadesinde sivil polis ekibini aralarında husumet bulunan gruptan sandığı için saldırıyı gerçekleştirdiğini söylediği öğrenildi.
OLAY GÜVENLİK KAMERASINDA
Öte yandan polis ekiplerine düzenlenen saldırı güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, Turabi Caddesi’nde bulunan marketin önüne bir otomobilin gelmesi ve o sırada ihbar üzerine sokakta bulunan polis memurlarının vurularak yere yığılması yer aldı.
‘MAHALLE GECEYİ GERGİN GEÇİRDİ’
Olayın meydana geldiği Turabiye mahallesi de geceyi gergin geçirdi. Polis ekiplerine düzenlenen saldırının ardından sokağa çıkan vatandaşlar, ‘Polise kalkan eller kırılsın’ sloganlarıyla yürürken şüphelilerin iş yerine saldırdı. Vatandaşlar, iş yerlerine taş ve sopalarla saldırarak zarar verirken, polis ekipleri ortamı yatıştırmaya çalıştı.
Şüphelilerin işlemlerinin sürdüğü bildirildi.
HUSUMETİN NEDENİ PORNOGRAFİK GÖRÜNTÜ
İzmir’in Seferihisar ilçesinde dün akşam silahlı çatışma ihbarına giden sivil polis memurlarına açılan ateş sonucu 2’si ağır, 3 polisin yaralandığı olayın ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Seferihisar’da yaşayan Pamirler ve Çelikler adlı 2 grup arasında başlayan dostluğun sonradan husumete dönüştüğü belirtildi. İnşaat ve galericilik işiyle uğraşan 2 grup arasındaki dostluğun Pamirler grubundaki bir kişiye ait pornografik görüntülerin çevreye yayılması, bu görüntüleri de Çelikler grubundan bir kişinin yaydığının söylentisi üzerine husumetin başladığı öğrenildi.
Dün akşam saatlerinde şüpheli bir kişinin belinde silah bulunduğu ihbarı sonrası olay yerine giden polis ekipleri, Sedat Ç.’nin üzerini aradı. Bu sırada Sedat Ç.’nin ağabeyi Mehmet Salih Ç., iddiaya göre, arama yapan sivil polislere belindeki ruhsatsız tabancayı çıkarıp, ateş etti. Olayın ardından polis tarafından yakalanan şüphelilerden 8’inin Pamirler, 6’sının da Çelikler grubu üyesi olduğu belirtildi.
Öte yandan olayda yaralanan 3 polisin hastanedeki tedavileri sürüyor. Yaralı polislerin durumunu iyi gittiği, hayati tehlikeyi atlattığı bildirildi.
Panel öncesi Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Pampal, Kahramanmaraş merkezli depremlerden 11 ilin etkilendiğini ve Doğu Anadolu Fayı ile Çardak Fayı’nın deprem üretmeye devam ettiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman en büyük depremlere kaynaklık eden Doğu Anadolu Fayı’nın üzerinde. Ayrıca Kahramanmaraş’ın ilçeleri, en büyük ikinci depremi üreten Çardak Fayı’nın üzerinde. 6 Şubat’ta birisi 7.8, diğeri 7.6 olmak üzere 2 büyük deprem yaşandı. Bu faylar kırıldı. Ancak bu fayın çevresinde bu kadar büyük deprem üretmeyecek ancak deprem üretme potansiyeli olan başka faylar var. Bu faylar maalesef kırılmaya devam ediyor. Özellikle fayların uç kısmına transfer edilen stres nedeniyle Malatya, Sivas, Adıyaman ve Suriye’de depremler oluyor. Bu depremler olmaya devam edecek. Daha büyüklerini de bekleyebiliriz ancak ne zaman olacağını bilemeyiz.”
“ADANA’DAKİ FAYLAR 6 ŞUBAT’TAKİ KADAR YIKICI DEĞİL”
Adana’da bulunan Akçalıuşağı ve Bozdoğanuşağı faylarının 5 ile 6 büyüklüğünde depremler üretebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Adana’da en son Kasım ayının başında Kozan ilçesinde 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Son durumları kontrol etmek için Adana’ya geldik. Adana’da Akçalıuşağı ve Bozdoğanuşağı fayları var. Bu faylar, Kozan, Saimbeyli ve Feke gibi yerleşim alanlarına yakın. Bu faylar kırılıyor. Bu faylar 6 Şubat’taki kadar yıkıcı deprem üretecek faylar değil ama 5-6 büyüklüğü arasında deprem üretebilecek faylar” diye konuştu.
Tüm Türkiye’nin depreme hazırlanması gerektiğini ve yapı stokunun yüzde 80-90’ının depreme dayanıklı olmadığını anlatan Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Ülkemizi bir seferberlik ruhuyla depreme hazırlamamız lazım. Bunun içinde bir kentsel dönüşüm yasası çıktı. Bu yasa gelişerek devam ediyor. Ülkemizdeki yapı stokunun yüzde 80-90’ı depreme dayanıklı değil. Bu çerçevede yapı stokunu güçlendirmekten başka çaremiz yok. Riskleri azaltmamız lazım. Tehlike var, tehlike büyük ama tehlike her yer için var. Türkiye’nin santimetrekaresi yok ki tehlikeden muaf olsun. O halde yapacağımız tek bir şey var oda vatandaşlarımızı bilgilendirip, bilinçlendirmek. Tüm yapıları depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Öyle ayrı, gayrı değil, herkesin bu işin altına elini koyması lazım. Çünkü deprem gelirse kimseyi ayırmıyor. El ele verip bu problemi çözmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL YIKILIRSA TÜRKİYE ALTINDA KALABİLİR”
Beklenen İstanbul depremi hakkında da konuşan Prof. Dr. Süleyman Pampal, 7 ve üzeri bir depremin meydana geleceğini anlatarak, “7 ve 7,5 arası bir deprem bekliyoruz. 7,2 civarında bir depremin olmasını temenni ediyorum. Bu temenniyle olacak bir şey değil ama üst sınır ve alt sınıra baktığımızda alt sınıra yakın olsa keşke. İstanbul’un yapı stokunu dikkate aldığımızda sonuç çok kötü olabilir. İstanbul yıkılırsa Türkiye altında kalabilir. Hepimiz kalabiliriz. Onun içinde İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana diyerek şehirleri ayırmadan tüm Türkiye’yi depreme hazırlamalıyız” dedi.
Akıncılar Mahallesi’nde, 28 Mart’ta saat 19.00 sıralarında Elif İpek, Nazlı Aksu’ya ait park halindeki 35 BKH 044 plakalı otomobilin sileceklerini park yerini uygunsuz bulduğu gerekçesiyle kaldırdı. Bu sırada sileceklerin orta soket kısmı yerinden çıktı. Bunun üzerine İpek ve yanındaki bir erkek ile Aksu arasında tartışma çıktı. O anlar, bir iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı. Nazlı Aksu, avukatı Tamer Atabay’ın aracılığıyla konuyu yargıya taşıdı. Soruşturma sonrası hazırlanan iddianamede Elif İpek için ‘Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek veya zarar vermek’ suçundan 4 aydan 3 yıla kadar hapis istendi.
Davanın İzmir 18’inci Asliye Mahkemesi’nde 12 Kasım’da görülen 2’nci duruşmasında ifadesine başvurulan Nazlı Aksu, “Olay günü oğlumu pide almaya göndermiştim. Pencerede onu bekliyordum. Sanıkla yanındaki bir erkeğin aracımın önünden geçerken silecekleri sert bir şekilde kaldırdıklarını görüp, yanlarına gittim. Sileceklerimi neden kaldırdıklarını sordum. Aramızda tartışma çıktı. Olay nedeniyle sileceğimin soketindeki diş kırılmıştı. Sonradan bunu 1000 TL’ye yaptırdım. Zararımın tazminini istiyorum. Şikayetçiyim, sanığın cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
‘KESİNLİKLE SİLECEĞİ KIRMADIM’
Sanık Elif İpek ise savunmasında kendisine yöneltilen suçlamayı reddettiği için Aksu’nun zararını karşılamayı kabul etmediğini belirtip, “Kesinlikle sileceği kırmadım. Nasıl kırıldığını da bilmiyorum. Ben sadece uyarmak için sileceği kaldırdım. Kırmak isteseydim kırardım. Ben sağ sileceği kaldırmıştım. Kendisi ifade ederken, sol sileceğin dişinin kırıldığını söyledi. Bu hususun da dikkate alınmasını talep ediyorum. Beraatimi istiyorum” dedi.
1 YIL HAPİS CEZASI VERİP, PARAYA ÇEVİRDİ
Mütalaasını veren duruşma savcısı, sanık Elif İpek için iddianamede istenilen cezayı talep etti. Mütalaanın ardından hakim, Elif İpek’e TCK’nın 151/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değeri, suç sebep ve saikleri, göz önüne alınarak 1 yıl hapis cezası verdi. Hakim, ardından da bu cezayı 100 gün karşılığı, 5 bin TL adli para cezasına çevirdi. Haksız tahrik indirimi de uygulanmadı.
‘MALA ZARAR VERME SUÇU OLUŞMASI İÇİN BİR ŞEYİN KIRILMASI GEREKMİYOR’
Kararı değerlendiren Aksu’nun avukatı Tamer Atabay, “Mala zarar verme suçu oluşması için bir şeyin kırılması kesinlikle gerekmiyor. Zarar görmesi, yerinden çıkması ve tahriş olması da yeterli. Dolayısıyla halkın dikkatli olması gerekiyor. Silecek kaldırmak ülkemizde yaygın. Yine bu yargılamada olduğu gibi hapis cezasıyla karşı karşıya kalınabilir” dedi. (DHA)
Cambridge, FETÖ’cü okulun öğrencilerinin tüm sınav sonuçlarını iptal etti.
Türkiye’de kaçacak delik arayan FETÖ’cüler yurt dışında bazı ülkelerde hala örgütlenmelerine devam ediyor.
FETÖ’cüler örgütlendikleri ve mürit yetiştirdikleri ülkelerden birisi de Kenya. FETÖ’cülerin Light International School (Işık Uluslararası Okulu) ismiyle faaliyet gösterdiği okulda dünya çağında bir yaşandı.
FETÖ’cüler orta öğretim ölçeğinde dünyanın en önde gelen İngilizce yeterlilik sınav sorularını çaldı. FETÖ’cüler, Cambridge’in IGCSE (Uluslararası Ortaöğretim Genel Sertifika Programı) sınavına soktuğu tüm öğrencilerin sıanv sonuçları iptal edildi.
Cambridge, iptalin gerekçesini resmi olarak açıklamadı. Peopledaily.digital ve Kenya’daki haber sitelerine göre; sınavda toplu kopya çekiip usulsüzce sorular ele geçirildi.
TÜRKİYE’DE BELKİ DE YÜZBİNLERCE KİŞİNİN HAKKINA GİRDİLER
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) , Türkiye’de birçok sınavda organize şekilde soru çalarak haksız başarılar elde etti. Askeri sınav soruları üniversite giriş sınav sorularına kadar tüm soruları çalıp üyelerini devlette kritik pozisyonlara sokup paralel bir yapılanma kurdu.
Yüz binlerce yurttaş FETÖ’cüler hırsızlığı nedeniyle mağdur oldu.
Genç, 2009’da AKP’lilere şunları söylemişti:
“Benden iyi biliyorsunuz. Amerika’ya giden özellikle AKP’nin milletvekilleri Fethullah Gülen’e gidip ziyaret ediyorlar. Şimdi bu Fethullah Gülen’in, bir gün bu meclisi açalım. Kimdir bu arkadaşımız? Ne yapmak istiyor Türkiye’de? Bunun bu sermayesi nereden geliyor? Acaba Türkiye’deki resimdeki rolü nedir? Bunları bir araştıralım. Niye bunda çekiniyorsunuz? Peki yarın en büyük zararını siz çekeceksiniz. Ben çekmem, benim zaten düşüncelerim belli. Benim düşüncelerim belli olduğu için araştıralım. Türkiye için çok büyük bir tehlikeye gelmiş. Ben burada belli bir, 30 senedir bu parlamentodayım. Yahu siz bir defa hiç biriniz benim kadar deneyim sahibi değilsiniz ki. Ben diyorum ki Türkiye’de burada bir tehlike var. Bu tehlikeyi görelim. Türkiye’de rejim gidiyor. Türkiye çok ciddi bir dönüşüm içinde.”
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Daire Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün, Rize’nin Hemşin ilçesinde geçen hafta meydana gelen 4,7 büyüklüğünde kaydedilen depremle ilgili de “6 Şubat depremleri, o kadar büyük boyutta bir enerjiyle ortaya çıktı ki yakın coğrafyadaki bütün deprem üretebilecek kırık hatlarında bir anormalliğin ortaya çıkmasına neden oldu” ifadesini kullanmıştı. Prof. Dr. Hasan Sözbilir Karadeniz Bölgesini “deprem tehlikesi bilinenden daha yüksek” diyerek uyardı.
Rize Hemşin’de 15 Kasım’da saat 12.02’de yerin 12,85 kilometre derinliğinde 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in, Hemşin’in yanı sıra çevre ilçe ve illerden de hissedilen depremle ilgili yaptığı açıklamalar dikkat çekti.
Sözbilir, 15 Kasım’da saat 10.46’da meydana gelen 4.9 büyüklüğündeki Doğanşehir-Malatya depreminin, artçı depremlerin komşu fayların tetiklenmesinde rol oynadığını göstermesi bakımından önemli olduğunu belirterek “4.7 büyüklüğündeki Hemşin (Rize) depremi de deprem tehlikesi göreceli düşük olan Doğu Karadeniz gibi bölgelerde de diri fayların varlığını göstermesi bakımından önemlidir.
Doğanşehir- Malatya depremi 6 Şubat depremlerinde kırılan Çardak-Doğanşehir Faylarının kuzey ucunda gerçekleşti. Burası aynı zamanda Malatya Fayı’nın güneydeki segmentini oluşturan Akçadağ Fayı üzerindeki bir deprem. Bu da Malatya Fayı’nın 6 Şubat depremlerinden sonra etkilendiğini ve küçük ölçekli depremler üretmeye başladığını göstermektedir” dedi.
Prof. Dr. Sözbilir, Doğu Karadeniz’de deprem tehlikesinin bilinenden daha yüksek olduğuna dikkat çekerek bölgenin yeni veriler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Hemşin-Rize depremi Karadeniz Fayı ile Kuzeydoğu Anadolu Fayı arasında sıkışan Doğu Pontid yükselimiyle ilgili bir deprem niteliği taşıdığını belirten Prof. Dr. Sözbilir, “Bu bölgede, Dokuz Eylül Üniversitesi olarak 2014-2018 yılında yaptığımız çalışmalarda Trabzon ile Rize arasında potansiyel diri fay sınıfında değerlendirilebilecek fay hatları haritalamıştık.
Bu bölgede gerek deniz kıyısı boyunca gerek deniz içinde ve gerekse de daha güneyde dağlık alanda çok sayıda fay saptamıştık. Bu fayların bir kısmı potansiyel diri fay sınıfında değerlendirilebilir. Bu durumda Doğu Karadeniz bölgesindeki deprem tehlikesinin bilinenden daha yüksek olduğu ve bölgenin yeni veriler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir” değerlendirmesi yaptı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.