Usame Bin Ladin Somali’deki İslamcı Eş Şebab grubunun El Kaide’ye katılmasını istemiyordu.
2011’de Pakistan’ın Abbottabad bölgesinde öldürülmesinden sonra ele geçirilen bir mektupta Bin Ladin, “suçları belli olmayan kişilere gereksiz ağır cezalar uyguladıkları” için Eş Şebab liderlerini eleştiriyordu.
El Kaide’nin yeni lideri Ayman ez Zevahiri ise Eş Şebab’ın eksikleriyle pek ilgilenmiyor. Bin Ladin’in ölümünün üzerinden bir yıl bile geçmeden Zevahiri, Eş Şebab’ı örgüte kabul etti.
Birleşmiş Milletler’de El Kaide ve Taliban İzleme Ekibi’nin eski koordinatörü Richard Barnett, “Zevahiri bu şekilde, daha geniş kesimlere ulaşabileceklerini düşünüyor.” diyor.
tıklayın Eş Şebab’ın katılması El Kaide’de yeni bir liderlik anlayışı olduğunu gösterdi. Zevahiri ve destekçileri, önceki liderlik kadrolarından çok daha kapsayıcı ve hırslı.
Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politikaları’nda araştırmacı Daniel Green El Kaide’nin “bir tür bayilik uygulamasına” başladığını söylüyor.
Avustralya’nın eski polis istihbarat uzmanı Leah Farrell ise bütün kolları hesaba katıldığında El Kaide’nin her zamankinden çok daha büyük bir örgüt haline geldiğini ifade ediyor.
‘Yozlaşmamış ve acımasız olmak’
Yeni üyelerin kabul edilme nedeni basit. Farrel, Zevahiri ve yandaşlarının uzun süredir Batılılara karşı saldırı gerçekleştirmediğini, bu nedenle, örgütün dünya sahnesindeki yerini korumak için başka yollara başvurduğunu ve üyelik kriterleri konusunda daha esnek davrandığını söylüyor.
Eş Şebab’ın 21 Eylül’de Kenya’daki alışveriş merkezine yaptığı saldırıda 60 kişi ölmüş, böylece El Kaide uzun süre haberlere konu olmuştu.
Bu arada El Kaide bağlantılı başka bir grup olan Irak ve Şam’da İslami Devlet Örgütü de Suriye’nin Türkiye sınırındaki Azaz kentinde denetimi ele geçirdi.
Endonezya ve diğer ülkelerdeki militanlar Zevahiri’nin dikkatini çekmeye çalışıyor. Farrell, “Tabiri caizse el sallayıp ‘Biz de katılabilir miyiz lütfen?’ diye soruyorlar.” diyor.
Militanlar El Kaide’ye katılmak istiyor; çünkü bu durumda örgütlerinin dönüşüm geçireceğini düşünüyor.
Barnett, birçok militan için El Kaide adının “yozlaşmamış ve acımasız olmayı ifade ettiğini” söylüyor.
Daniel Green, “Bu örgüte katılmakla sokakta itibarınız olur.” diyor. “Ama bu, ölüm nedeniniz de olur aynı zamanda.”
Washington merkezli New America Foundation adlı düşünce kuruluşu, son dokuz yılda Pakistan’da 1600 militanın insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırılarda öldürüldüğünü ifade ediyor.
El Kaide’nin birçok üst düzey liderinin ölümü tıklayın insansız hava araçları yoluyla oldu.
El Kaide her zamankinden daha büyük
Hem örgüte üye alınırken uygulanan kriterlerin gevşetilmesi hem de 2011’de Beyaz Saray tarafından hazırlanan raporda El Kaide tanımının genişletilmesi nedeniyle bugün bu örgüt her zamankinden daha büyük.
American Enterprise Institute’ten Katherine Zimmerman, Eylül ayı raporunda, “El Kaide çekirdeği” dediği Zevahiri ve yandaşlarının yanı sıra örgütün başka kollarının da olduğunu söylüyor. Bunlar arasında Irak’ta El Kaide, İslami Mağrip’te El Kaide ve Arap Yarımadası’nda El Kaide ve Somali merkezli Eş Şebab da yer alıyor.
Ayrıca El Kaide’nin örgütle resmi bağları bulunmayan destekçileri de var.
Londra merkezli düşünce kuruluşu Quilliam Vakfı için kaleme aldıkları Eylül ayı raporunda Noman Benotman ve Jonathan Russell, “Dünya çapında El Kaide’nin amaçlarına ve ideolojisine bağlılığını ifade eden 100 binden fazla partizan bulunduğunu” söylüyor.
El Kaide alt geçitler, alışveriş merkezleri gibi yerlere düzenlediği saldırılarla adını duyurduğu gibi üye kazanmaya da devam ediyor.
Zevahiri, Batılı yetkililerin El Kaide’yi asla yok edemeyeceğini söylüyor.
BM koordinatörü Richard Barnett, El Kaide’nin “örgütün ötesinde bir şey olduğunu, bir fikri ifade ettiğini” belirtiyor.
Barnett, “Bütün çaba örgüt yapısının yok edilmesine yönelik; insanların bu örgüte katılma nedenleri üzerinde durulmuyor.” diyor.
Tara McKelvey