Firavunlukta beterin beteri isimli bir yazı kaleme alan hocamız, dayanak olarak her zaman ki gibi kutsal kitabımız Kur’an’ı gösterdi. Kur’an’ın bilinen firavunlardan daha kötü ve şerir firavunların olabileceğine vurgu yaptığını kaydeden hocamız makalesinde şu görüşleri dile getirdi:
” Kur’an bize gösterdi ki, bilinen firavunlardan daha kötü ve şerir firavunlar da olabilir. Bu ikinciler, çevrelerinde bir tane olsun uyarıcı barındırmayan, yaşatmayan firavunlardır.
Tarih ve zaman da bize gösterdi ki, bu ikincilerden de şerir firavunlar çıkacaktır. Biz bunlara ‘beterin beteri firavunlar’ veya ‘firavunlukta beterin beteri azmışlar’ diyoruz. Bunların belirgin niteliklerini tarihin ve zamanın verilerine bakarak şöyle sıralayabiliriz:
1. Yalancılık: Kadim firavunlar, en şerir zulümleri de dahil, yaptıklarını raiyyelerine açıkça söyleyerek yaparlar; yalan söylemezler, yani zulümleri içinde bir ‘mert’ yanları vardır. O halde hem eski firavunların zulümlerini işleyen hem de raiyyesine yalan söyleme zilletine tenezzül eden bir zalim, sadece firavun olmakla kalmaz, firavundan da şerir olur.
2. Talancılık: Kadim firavunlarda hırsızlık ve talancılık yoktur. Beterin beteri firavunların bir alameti ve karakteristiği de aynı zamanda talancı olmalarıdır. Bunlar, halkı soyan talancılarla işbirliği yapmak, onları bu talanlarında koruyup gözetmek, bu vesileyle Karun takımının mal-mülk vurgunlarından, para havuzlarından aslan payı almak gibi düşüklüklere de tenezzül ederler. Yani bunlar firavunluk kulvarının kendi içinde de ayrı bir düşüşü temsil ederler.
3. Musaları Konuşturmamak: Firavun, aynı zamanda din gücünü ve kurumunu temsil eden sihirbazlarını Musa’ya karşı halkı aldatmaları için seferber ederken, Musa’ya da halkın önünde onlarla tartışma imkânı veriyordu. ‘Beterin beteri firavun takımı’, işte bu noktada da kadim firavunları geride bırakan tağutluklar sergilemekteler. Bu ikinciler, kendi sihirbazlarını yani (halkı aldatma ekiplerini) bütün imkânlarla teçhiz ederek ortaya sürerken Musa fikriyatının sözcülerine konuşma ve kendilerini ifade etme şansı asla vermezler.”