34,4912$% 0.31
36,3981€% 0.26
44,0103£% 0.29
2.838,58%0,18
2.564,50%-0,09
9.420,42%1,29
Sevgili okurlarım, Türkiye’de 31 Mart günü yerel seçimler yapılacak. Belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri ve muhtarlar seçilecek.
Türkiye’de şu anda 30 büyükşehir belediyesi, 51 il ve 921 ilçe-belde belediyesi var.
Demek ki 31 Mart günü bizler vatandaş kimliğimizle bin’den fazla belediye başkanını, binlerce belediye meclisi üyesini seçeceğiz.
Bunlar arasında doğal olarak çok sayıda namuslu, dürüst, halka hizmet edecek insanlar olacak.
Ama bazıları seçildikten sonra particilik, hırsızlık ve hatta bölücülük yapacak…
Bunlar kaçınılmaz gerçekler.
★★★
İktidar koalisyonunun iki lideri olan Recep Bey ve Devlet Bey geçtiğimiz haftalarda ortaya bir konu attılar:
“Bu seçimler ülkemizin beka (var olma veya yok olma) sorunudur!..”
Bendeniz bu ifadenin neresinin doğru olduğunu bir türlü çözememiş olan milyonlarca saf seçmenden biriyim!
Falanca ilimize, filanca ilçemize belediye başkanı seçilecek.
Bunun beka sorunu ile ne ilgisi olabilir!
Eğer ülkemizin beka sorununa ters düşecek bir belediye başkanı olursa, yasalar açık.
Tutarsın kulağından, gereken ne ise onu yapar ve cezasını verirsin.
★★★
PKK’nın terör eylemleri 1980’li yıllarda başlamıştı. Türkiye Cumhuriyeti, bu akıl almaz eylemlerde yaklaşık dokuz bin evladını toprağa verdi.
Kentlerimizi, ilçelerimizi bile silahlı güçleriyle ele geçirdiler. Çok zorlandık…
Uğradığımız maddi zararı soracak olursanız, kaç milyar dolar olduğunu devlet bile bilmiyor.
Ülkeyi yönetenler dahil hiç kimse, bir tek Allah kulu bile o en karanlık yıllarda “Ülkemizin beka sorunu var” demeyi akıl etmedi!
★★★
Geçmişte, özellikle Atatürk ve İnönü döneminde içeriden ve dışarıdan başımıza ne işler açıldı…
Milli Mücadele yapılırken nice isyanlar çıktı.
Stalin, Doğu Anadolu ile İstanbul’un Rusya’ya verilmesini istiyordu.
İkinci Dünya Savaşı Trakya’da kapımıza dayanmış, ülkede kıtlık başlamıştı.
Sonraki yıllarda ekonomik krizler yaşandı.
Çeşitli zamanlarda nice seçimler yapıldı…
Ama devleti yönetenlerin ağzından bir gün bile olsun “Beka sorunumuz var” diye bir şey duymadık.
Devlet adamlığının gereği neyse onu yaptılar ve bütün sorunların üstesinden alınlarının akıyla gelmeyi başardılar.
★★★
Şimdi günümüze baktıkça utanıyorum…
Adına “Beka sorunu” denilen ve günümüzde sokaklara düşürülen kavram bu kadar ucuz mu!
Şunun şurasında yerel seçimler yapılacak. İktidar ve devletin düzeni hiçbir biçimde değişmeyecek.
Bazılarımızın istediği, bazılarımızın istemediği belediye başkanları seçilecek.
Bunun “Türkiye’nin bekası” ile nasıl bir ilgisi olabilir!
Seçim çalışmalarını bu mecraya kadar indirgemiş olmaları gerçek bir ayıptır.
Sokaktaki adam bunu söyleyebilir de hele biri cumhurbaşkanı olan iki parti başkanının bunu yapması, doğrusu hiç yakışık almadı.
★★★
Gerçekten düzeysiz bir seçim kampanyasına tanık oluyoruz.
Şimdi gündeme idam cezasını getirdiler!
Kardeşim, siz 17 yıldan bu yana iktidardasınız.
Niçin anayasadan çıkardınız idamı!
(Apo 1999 yılında İmralı’da yargılanıyordu ve biz o sırada AB hülyalarıyla yaşıyorduk. Bir süre sonra idam cezası kaldırıldı ve Apo asılmaktan kurtuldu. Bugünkü iktidar ise sonraki dönemlerde idam cezasını anayasadan tümüyle çıkardı.)
Şimdi durup dururken niçin yine idamı gündeme taşıyıp savunmaya kalkışıyorsunuz?
Ne dedi Recep Bey…
“Parlamento böyle bir kanunu kabul ederse ben onaylarım!..”
Sanki böyle bir yasanın, kendisinin izni olmadan gündeme gelmesi mümkünmüş gibi!
★★★
Şunu herkes çok iyi bilsin…
Gerek “Beka” ve gerekse “İdam” olayını siyasete taşıyanlar sadece ve sadece “Siyasi mühendislik” yapmaya ve halkı gıdıklayıp oy devşirmeye kalkışanlardır.
İyi de, bu gibi tartışmaların yeri ve zamanı, şimdi konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan yerel seçimler öncesi midir!
★★★
Şimdi bir gerçeği daha bilmekte yarar var…
İdam cezası, ‘Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenen suçlar’ hariç, 2002 yılında DSP-MHP-ANAP koalisyonu tarafından kaldırıldı.
Devlet Bahçeli o hükümette başbakan yardımcısı idi ve bu yasa tasarısında kapı gibi imzası var.
2004 yılında ise AKP artık tek başına iktidar olmuştu. Anayasa yine değiştirildi ve idam cezası anayasadan tümüyle çıkarıldı.
Devlet Bey, 2007 seçimleri öncesinde kürsüden ip fırlattı ve Erzurum’da Recep Bey’e seslendi;
“Tek başına iktidar olan sensin. Apo’yu neden asmadın? Oğluna gemi alacak paran var da onu asacak kadar ip mi alamıyorsun. Haydi as…”
Ve elindeki ipi fırlattı. Güzel bir şov yapmıştı!
★★★
Ancak başbakan Recep Bey bu suçlama karşısında sessiz kalamazdı. O da ertesi gün Mersin mitinginde Devlet Bey’e bindirdi:
“Dün Erzurum’da elinde iple dolaşıyor, bana ip gönderip ‘Al da idam et’ diyor. Gayet aktörlük yanı var. O zaman iktidarda sen vardın. Bu işi halletseydin ya, niye etmedin? Burası bir hukuk devleti. Artık idamlar ağırlaştırılmış müebbet hapse döndü. Böyle bir dönemde ip atmak, (Devlet Bey’in) kanunlara ne kadar uzak olduğunun bir gerçeğidir. Bunlardan haberi yok. Ne olup bitiyor haberi yok!”
★★★
Bakalım Devlet Bey şimdi bu konuda konuşursa şöyle diyecek mi…
“Eyy Recep Bey, idamı anayasadan çıkaran tek başına sen değil miydin? Şimdi nasıl oluyor da idam cezasının yeniden getirilmesine böyle açıkça destek veriyorsun?”
Sevgili okurlarım, bizde siyaset işte böyledir.
Dün birbirlerine açıkça posta koyup suçlayanlar bugün aynı safta yer alıp ittifak kurarlar, birbirlerine sonsuz destek verirler.
Onların tuzu kurudur, gerektiğinde sütre gerisine çekilmeyi iyi bilirler. Dün söylediklerini unuturlar!
“Beka sorunumuzu, idamları” kara kara düşünmek veya tartışmak da yine bizim gibi saf vatandaşlara kalır!
Şamar oğlanı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.