34,1026$% 0.24
38,1457€% 0.1
45,5889£% 0.48
2.874,39%1,62
2.621,87%1,39
9.900,25%-0,76
İşgal günleri…
İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal etrafında Ankara’da toplananları -Osmanlı’ya
isyan eden- Celalilere benzeterek “Kemali” diye isimlendirdi.
İngiliz istihbarat raporlarına göre Vahdettin, ulusal direnişçilere “Kemalist”
diyordu.
Dönemin Alemdar-Yeni Sabah gibi saray yandaşı gazeteler de “Kemali Çeteler”
diye yazıyordu.
Fakat…
“Kemalist” isimlendirmeyi ilk yapan işgal döneminde -Yunan parasıyla yayın
yapan- Fransız gazetesi “Le Bospkore” sahibi ve yazarı Michel Paillares oldu.
Hatta -sanırım Türkçe’ye çevrilmeyen- “Le Kemalizme Devan Les Allies”
(Müttefikler Karşısında Kemalizm) adlı kitap yazdı.
Avrupalılar, 1919 yılından itibaren bağımsızlıkçı Kuvay-ı Milliye’ye “Kemalist
hareket” ve daha sonra meydana getirilen ulusal orduya “Kemalist ordu” adını
verdi. TBMM Hükümeti’ne ise “Kemalist hükümet” dediler.
ABD farklı değildi. Anadolu mücadelesini New York Times gibi gazeteler
“Kemalist hareket” diye yazdı hep.
Cumhuriyet sonrası “Kemalist” nitelemesini Türk basınında ilk kullanan 1927
yılında Yakup Kadri oldu. Hakimiyeti Milliye gazetesindeki makalesinde
“Kemalizm”in bir şahsa, bir hizbe ait olmadığını daha geniş anlamı olduğunu
yazdı.
“Kemalizm”, vatanseverliğin, bağımsızlığın, halkçılığın ve devrimciliğin adıydı.
Keza…
“Kemalizm” ulusal egemenlikti. Demokrasinin mektebiydi.
“Kemalizm”, Türkiye Cumhuriyeti’nin parolasıydı.
Gerçekçi ve dinamik oluşuyla ulusun yolunu çizen “Kemalizm” tarihin seyrinden
süzülüp bugünlere geldi.
Hiç de kolay olmadı…
O Yıllar
Üstadımız Oktay Ekşi gazeteciliğe Ankara’da 1952 yılında başladı.
Yeni yazdığı “Gazetecilikte Geçen O Yıllar” adlı kitabını okudum. Yakın tarihe
ilişkin çok bilgi edindim…
CHP’nin, iktidarı 1950’de kavgasız-gürültüsüz terk etmesiyle, DP
milletvekilleri İsmet İnönü’ye saldırmaya başladı. Amaç, CHP liderinin itibarını
zedelemekti…
Neler yapmadılar:
-(İçyüzünü “Saklı Seçilmişler” kitabımda yazdığım) ABD’nin tarımsal Marshall
Yardımı’nı koordine eden DP kurucusu Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, “İsmet Paşa II.
Dünya Savaşı’na girmemizi önleyerek, milletin erkekliğini öldürdü” dedi.
-DP Bolu Milletvekili Zuhuri Danışman, “tarihte İnönü Zaferi diye bir şey
yoktur. Olan küçük bir çatışmadır onda da kuvvetlerimiz yenilmiştir” dedi.
-DP Tokat Milletvekili Ahmet Gürkan, “Ömer İnönü arabasıyla bir genci öldürdü,
hakkında adli işlem yapılmadı” dedi.
TBMM dışı da hareketliydi:
-DP İzmir Belediye Başkanı Rauf Onursal, “İsmet Paşa’yı sınır dışına sürmek
gerek” dedi. (CHP’li Belediye Başkanı Muzaffer Akalın’ın makam odasını
Jandarmalar basıp duvarda asılı İsmet İnönü resmini indirip el koydu. Emir
“yukarıdan” idi; ve el konulan resim baş aşağı taşınacaktı!)
İnönü’nün halkla buluşması engellendi; taş atarak alnından yaraladılar.
Yandaş basın durur mu:
Cumhurbaşkanı İnönü’nün ziyaret ettiği fabrikadan hediye edilen elbiselik
kumaşın parasını ödemediğini yazdı! (Henüz İnönü’nün her aldığının kaydını
tuttuğunu, faturaları sakladığını bilmiyorlardı!)
Bu arada işsiz kalan CHP’li bakanlar iş arıyordu. Örneğin… Maliye Bakanlığı
yapmış Mülkiye mezunu İsmail Rüştü Aksal, Hukuk Fakültesi’nde ara dersleri
verip duruşmalarda stajyerler için ayrılmış taburede oturup dava takip ediyordu!
“Gardropçuluk” DP döneminde başladı; “Atatürk, Atatürk” diyerek aydınlanma
faaliyetlerini yok ettiler:
-Köy Enstitülerini kapattılar.
-Halkevleri’ni kapattılar.
-Ulus gazetesini kapattılar.
-CHP’yi kapatmak için DP milletvekillerinden Tahkikat Komisyonu kurdular. Sadece
Atatürk’ün mirası olan CHP’nin İş Bankası hisseleri değil; CHP’nin 274
taşınmazına da el koydular. CHP genel merkez binasız bırakıldı. Tüm baskılara
rağmen yurdun dört yanında partililer kiralarını ödeyerek CHP levhasını astı.
CHP direndi.
Ey CHP’li
CHP hep direndi…
İl başkanları katledildi, direndi.
Partililer işkencelerden geçirildi, direndi.
Askeri darbeyle partisi kapandı, direndi.
Genel başkanı, milletvekilleri hapsedildi, direndi.
Peki… Birçok parti kurulup, iktidar olup, yok olurken…
CHP her zorlu dönemden nasıl başarıyla çıktı?
Çünkü CHP…
Cephede savaşmış parti.
Kurtuluşu gerçekleştirmiş kurucu parti.
Büyük dönüşümü sağlamış parti.
Ve mücadeleci parti…
CHP’nin “Kemalizm” gibi büyük tarihsel temeli var.
Bu nedenle diyorum ki:
CHP’liler!
Makamın-koltuğun-paranın ve siyasi ihtirasın kölesi “profesyonel
politikacılara” gerekli dersi verin.
Şeytani hilekarlıkla partiye sızanlara gerekli dersi verin.
“Kemalizmi”, pragmatist demogojiye kurban edenlere gerekli dersi verin.
Biliniz ki, her yerde olan hiçbir yerde olamaz. Kökünüzü unutmayınız.
“Kemalizme” inançsızlık yıkım getirir.
CHP, kendi tarihinden, devriminden korkmamalıdır, utanmamalıdır.
Batı’nın köhnemiş siyasi-ekonomik rüzgarlarında savrulmamalıdır.
CHP’ye “Kemalist ruh” yeter!
Yarını inşa edecek olan ülkü “Kemalizm”dir.
Kendinize güveniniz. Yapabilirsiniz.
İşte o zaman yine…
Bugünün yenilmişleri, yarının yenenleri olacaktır.
Türkiye kazanacaktır…
CUMA GÜNÜ İÇİN FLAŞ TEKLİF!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.