34,1026$% 0.24
38,1457€% 0.1
45,5889£% 0.48
2.874,39%1,62
2.621,87%1,39
9.900,25%-0,76
İşte Yalçın’ın o yazısı:
Türkiye’de…
Harp Okullarında…
Harp Akademilerinde…
“Tannenberg Savaşı” mutlaka irdelenirdi. Şöyle:
Birinci Dünya Savaşı’nın henüz başlarında 166 bin kişilik 8’inci Alman Ordusu
-bugünkü Polonya’da- Rusya’nın 210 bin kişilik 1’inci ve 206 bin kişilik 2’nci
Ordusu tarafından çembere alındı.
Almanlar için hayli zor durumdu. İlk etapta başarısız General Pritwitz görevden
alındı. Yerine General Hindenburg getirildi.
Emekli olmasına rağmen görevi kabul eden Hindenburg’un tek isteği vardı:
“Yarbay Walther Nikolai yanımda göreve başlasın!”
– 1926 yılında MAH (MİT) kuruluşunda da bulunan- Yarbay Nikolai’nin uzmanlık
alanı psikolojik harp idi.
Yarbay, hemen biyolojik istihbarat çalışmalarına başladı. Rus 1’inci Ordu
Komutanı General Rennenkamf ile Rus 2’nci Ordu Komutanı General Samsonov’un
karakter raporunu yazdı:
Rennenkampf; aşırı ihtiyatlı, evhamlı, savunmacı, çekingen ve aşırı kıskançtı.
Samsonov; cesur, atak, cüretkar, enerjik ve eğlenceye düşkün çapkındı.
Yarbay Nikolai eşsiz bir psikolojik hareket başlattı:
General Samsonov’un el yazısını taklit ettirerek General Rennenkampf’ın eşine
aşk mektubu yazdırdı. Ardından güya Rus posta teşkilatı bayan Rennenkampf’ı
evde bulamayınca mektubu eşine gönderdi!
Yetmedi. Alman Nikolai, Rus 1’inci Ordu’nun şifrelerini çözdürüp General
Rennenkampf’ın kulağına gidecek aşk dedikoduları çıkarttı. Yani…
Aşırı kıskanç Rennenkampf psikolojik olarak darmadağın edildi. Ve: Alman 8’inci
Ordusu, General Samsonov komutasındaki Rus 2’nci Ordusu’na taarruza
kalkıştığında yerinden kıpırdamadı! Samsonov’un yardım çağrısına kulağını
kapadı; karısıyla aşk yaşadığını sandığı bir adama nasıl güvenebilirdi?
Sonuçta:
200 bin askerini kaybeden Ruslar Tannenberg Savaşı’nda Almanlara yenildi.
Ruh hali
Diyebilirsiniz ki:
“Gündemde cumhurbaşkanları adayları varken, Tannenberg Savaşı da nereden
çıktı?
Tannenberg Savaşı, psikolojik harbin önemini ortaya çıkardı.
Tannenberg Savaşı, biyolojik istihbaratın önemini ortaya çıkardı.
Psikolojik harp sadece savaş meydanlarında olmaz; politikada da sık kullanılır.
Önceki gün…
TBMM oturumunu izleyen Erdoğan’ın yüzü çok asıktı.
Sadece o gün değil… Baskın seçim kararını açıkladıktan sonra Erdoğan’ın yüzü
hep düşük. Gergin olduğu her halinden belli. Hele…
TBMM’deki 23 Nisan Resepsiyonu’nda meclis’te konuşan CHP’li Özgür Özel’e tepki
göstererek, “Ben aşağıda olsaydım ona sadece ağzının payını değil ona verilmesi
gereken dersin en büyüğünü verirdim” demesi ruh halinin çarpıcı örneği!
Erdoğan’ın psikolojisini ne bozdu/bozuyor?
Demek işler yolunda pek gitmiyor!
Peki…
Erdoğan, kendi dışında herkese kızıyor ama asıl kendine kızması gerekmiyor mu?
Örneğin…
Şöyle kaba hesap yapalım:
Bir yıl önce…
Erdoğan’ın isteğiyle Cumhurbaşkanlığı referandumu yapıldı; parlamenter sistem
yıkıldı.
Peki, 16 Nisan 2017 referandumu olmasaydı ve Türkiye yine 24 Haziran 2018’de
genel seçime gitseydi sandık sonuçları ne olurdu:
Büyük ihtimal Meclis’te iki parti olurdu: AKP ve CHP!
Öyle yüzde 51’i arama zahmeti olmadan AKP, -tıpkı 3 Kasım 2002 seçiminde olduğu
gibi- yüzde 34 oyla bile kahir ekseriyeti alıp iktidarda oturmaya devam ederdi.
Erdoğan yine “tek adam” olurdu ve OHAL’i de arkasına alarak yapmadığını
bırakmazdı!
O halde…
Hep sorduğumu tekrarlayayım; 16 Nisan referandumuna ne gerek vardı?
Erdoğan’ı kim kandırdı?
Erdoğan’ın sinirini bu mu bozuyor?
Gül manevrası
Erdoğan’ın yaptığı siyasi hata tek değil:
Sırf MHP için seçim pusulasını tuhaflaştırarak, muhalefete “sıfır baraj”
olanağı vermesini nasıl değerlendirmek lazım?
İnsan ister istemez düşünüyor:
Önce liberaller ve sonra FETÖ ile ilişkileri bozulduktan sonra ardı ardına
politik yanlışlık yapması tesadüf mü? “Akıl hocalarını” mı kaybetti?
Ya da şöyle sormalıyım:
“Üst Akıl” desteği olmayınca mı bu kadar büyük yanılgılara imza atıyor?
Tüm bunlar Erdoğan’ın sinirlerini mi bozuyor?
Bakınız:
Siyasette psikolojik harbi en iyi kullanan Saadet Partisi (SP)!
Abdullah Gül aday olur veya olmaz. Ama SP, Gül’ü öyle bir noktaya taşıdı ki, Gül
“bayrak açmış” gibi görünüyor.
Ve, “Gül alternatifi” Erdoğan’ı sinirlendirmeye yetti!
Erdoğan’ın 24 Haziran’a giden süreçte “yol kazaları” yapacağının emareleri
şimdiden emareleri görülüyor; soğukkanlılığını çabuk kaybediyor. Vs.
Erdoğan gururunu yenip özeleştiri yapacağına sinirlenerek daha büyük
yanlışlıklara savruluyor.
Hâlâ… Herkese karşı yalnız kendisi haklı!
Erdoğan’ın bu psikolojisi muhalefetin çok işine yarayabilir.
Tıpkı…
Rus Orduları tarafından kuşatılan Alman Ordusu’nun imkansızı başarıp zafer
kazanması gibi, muhalefet bloku da bu seçimde büyük başarı kazanabilir.
Yeter ki Erdoğan’ın bozulan psikolojisinden yararlanmayı akıl edebilsinler!
MUHALEFET 'CUMHUR İTTİFAKI'NI SOLLADI!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.