34,6454$% -0.02
36,6068€% 0.59
43,9174£% 0.71
2.937,30%0,21
2.635,68%0,16
9.639,77%0,04
İşte Bulut’un Y. Çağ’daki çarpıcı yazısı:
” Tayyip Erdoğan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin “Erdoğan,
partisini kurarken icazet almak için Pensilvanya’ya gitti” iddiaları üzerine suç
duyurusunda bulundu, ayrıca tazminat davası açtı.
Erdoğan, konuyla ilgili olarak “Cezaevinden çıktıktan sonra biz kime gittik
biliyor musun? Pensilvanya’ya değil, halkımıza gittik ve 81 vilayette dev bir
kamuoyu araştırması yaptırdık. 42 bin donörle görüşme yaptık. O bilimsel
görüşmenin sonucunda amblemimize varıncaya kadar, adına varıncaya kadar,
partimizin kurulmasının gereğini, milletimizden aldığımız icazetle kararını
verdik. Ey İnce, biz bir yerlerden gelen talimatla değil, milletimizden
aldığımız talimatla bu adımı attık.” dedi.
***
Erdoğan’ın parti kurmadan önce Pensilvanya’ya gittiği iddiasını, Muharrem İnce
ispatlamalıdır.
Fakat bugün herkes kabul ediyor ki, Pensilvanya’da ikamet eden Fetullah Gülen,
önceleri, NATO programı olan komünizmle mücadele çerçevesinde ve Türk istihbarat
birimlerinin kontrolünde çalışırken, sonraları CIA kontrolüne girmiştir.
Siz bu süreçte, hiçbir resmi sıfatınız olmadığı halde doğrudan ABD
yetkilileriyle, Yahudi kuruluşlarının liderleriyle hatta daha da ötesi
İstanbul’da görevli CIA ajanları ile görüştüyseniz ve bu görüşmeler, o günlerde
basında yer aldıysa, partiyi kurmadan önce Fetullah Gülen ile görüşüp
görüşmemenizin bir kıymetiharbiyesi olabilir mi?
***
Erdoğan, “Şimdi ispat edeceksin, söyleyeceksin. Ben Pensilvanya’ya gitmişsem
kimle gitmişim? Söyle bakalım, ispat et. Yanımda birileri varmış. Kim varmış?
İspat et. İspat etmezsem namertsin” diye iddialı konuşuyor.
İyi de 1996 yılında Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nda Graham Fuller ile
görüşen Abdullah Gül değil miydi?
Daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz
ile görüşen, Graham Fuller ile temasa geçen, Amerika’nın Adana Konsolosu
Elizabeth Shelton, İstanbul Başkonsolosu Caroline Hagins, ABD Büyükelçilik
Müsteşarı Silwer Lawrens ve CIA görevlisi Kenny Bob ile görüşen Tayyip Erdoğan
değil miydi?
AKP’yi kurmadan önce 18 Temmuz 2001’de İsrail büyükelçisi David Sultan ile
görüşen kimdi?
***
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, “Öteden beri Türkiye’yi uydusu gibi görmek
isteyen ülkeler var. Onlar bu şahlanışa, bu dik duruşa engel olmaya çalıştılar.
Darbe teşebbüsleri yaptılar, muhtıralar verdiler, ortalığı yakıp yıktılar,
terörü azdırdılar” diyor.
Doğru da, Türkiye’de rejimi değiştirmek için, ABD ve AB ile iş birliği yapan,
hatta “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınan” kimdi?
Hem daha AKP kurulmadan hemen önce, ABD’deki temaslardan sonra bir lobi şirketi
üzerinden gönderilen gizli belgeyi parti programı yapan kimdir?
Ve bütün bu programlar gereği, Türkiye’nin de haritasını değiştiren Büyük Orta
Doğu Projesi Eş Başkanlığı görevi verilen kimdir?
Bunlar da millet iradesinin gereği miydi?
Şimdi, aynı oyunu, muhalefet üzerinden oynuyor olabilirler.
Fakat önce başımıza gelenleri doğru tespit edelim!
Türkiye’de artık Kemalizm’in modasının geçtiğini ve Fazilet Partisi’ndeki
“Yenilikçi Hareket”in “Ilımlı İslâm”a liderlik yapacağını söyleyen, yani icazet
veren Graham Fuller değil miydi? Tabii ki milletin eğilimlerini de ölçerek böyle
diyordu ama sonuçta siyasi yasakları ortadan kaldıran da ABD Büyükelçisi değil
miydi?
***
Recep Akdağ, “Birbirine benzemez 2-3-4 grubun bir araya gelmesinin bu ülkenin
geleceği açısından bir faydası olmayacağı açıktır” diyor. Peki, Türk
milliyetçilerinin partisi ile her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına
alanların partisi birbirine çok mu benziyor acaba? Bunun ülkenin geleceğine ne
faydası olacak? AKP ve MHP bu konuyu izah edemediği için halk muhalefete
yöneliyor!”
MARANKİ ÖYLE BİR KIVIRDI Kİ…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.