Bana Dinden Bahset programında Salat kavramına değinen ve Kur’an’da sadece üç vakitten bahsedildiğini kaydeden Eliaçık hoca, ” Salat kavramı Kuran’da yardımlaşmayı ve destekleşmeyi ifade eder. Kur’an’ın bel kemiği cümle şudur: Onlar Salat’ı ikame eder ve zekatı verirler. Bu klasik anlayışta, ‘Onlar beş vakit namazı kılarlar ve kırkta bir zekatı da verirler’ şeklinde algılanmış ve şu anda hocalar da hep böyle söylüyor. Halbuki burada maksat beş vakit namaz ve kırkta bir zekat değildir. ‘Onlar salatı ikame eder ve zekatı verirler’ cümlesi sık sık geçer iki üç sayfada bir. Onlar yardımlaşmayı, dayanışmayı ve destekleşmeyi ayağa kaldırır, uygular ve ihtiyaçtan fazlasını da verirler. Zekat, ihtiyaçtan fazla olan şeyi vermek demektir. Zekat malı fazla olan demektir. Kur’an’ın ilkesi bu. Siz bunu tutup ‘Onlar beş vakıt namaz kılar ve kırkta bir zekat verirler’ dediğiniz zaman ne oluyor? Bu sure mahvoluyor” dedi.
NAMAZLARINIZ SİZİ KURTARMAYACAK!
Kur’an’da ritüel anlamında namazdan sadece on yerde bahsedildiğini vurgulayan Eliaçık hoca, ” Namaz’dan başka bir yerde bahsediyor. Kur’an’da Salat kelimesi ona yakın yerde güneş ile, ay ile, gece ile gündüz ile beraber kullanılıyor. Bunlarla ritüel anlamında namaz kastediliyor. Namaz vardır. Ağlayarak yere yatmaktan, secde etmekten bahseder kitap, bunlar vardır. Salat 120 yerde ise yardımlaşma, dayanışma ve destekleşme anlamındadır. Sahabe sabah toplanıyordu, Allah’tan destek istiyorlardı, iki rekat namaz kılıyorlardı, arkasından birbirileri ile konuşuyorlardı sonra o moral ve destekle günlük rutin işlerini yapıyorlardı. Hava kararırken tekrar toplanır, iki rekat namaz kılar, herkes ihtiyaç fazlasını bölüşür ve paylaşırdı. Kuran’ın belkemiği ayeti böyle uyguluyorlardı. Peygamberimiz Mekke’de sabah ve akşam namaz kılmıştır. Medine’de Cuma için öğlenleri de toplanılmış ve burada da kılmıştır, üç olmuştur. Bazen aralarda da sık sık her hüzünlü ve sevinçli anında da secde etmiştir. Bu sonraki yıllarda ikindi vakti secde ettiği görüldüğü için ‘Bu ikindi namazı’, kuşluk vakti secde ettiği görüldüğü içinde ‘Bu Kuşluk namazı’ denerek, üç vakte eklenmiştir. Ama Mekke’de sabah ve akşam kılınıyordu. Dolayısıyla diğerleri sonraki yıllarda eklendirilerek beş oldu. Suudi Arabistan’da altı, İran’da üç, Yemen’de iki, Türkiye’de beş vakit uygulanıyor. Kur’an’da da vakit belirtilmiyor. İki vakit ile yedi vakit arasında değiştiğini görüyorsunuz. Bu iş en az iki en fazla yedi arasında değişiyor. Bu vakitler arasında istediğiniz kadar kılın. Ama şunu unutmayın ki, bunlar nüsuktur bunlar sizi kurtarmayacaktır. İsterse elli vakit kılın sizi kurtarmayacaktır. Allah’ın egosunu şişirmek için kılınmaz namaz. Böyle bir af yok. Bir işin yanlış olduğunu anlar ve bunu yapmazsan o afolmuş demektir. Yaptığınız kötü iş hele hele kul hakkıysa yandınız. Onu mazluma soracaktır Allah. Onunla helalleş demiştir. Dolayısıyla kıldığınız namazlar kul hakkını kurtarmaz. Kul hakkı namazdan, hactan, herşeyden önemlidir” şeklinde konuştu.