Sevgi ve Merhameti sonsuz Allah’ın adıyla,
O seni bir öksüzken (YETİM) bağrına basmadı mı?
Arayışlar içindeyken sana yol göstermedi mi?
Zor zamanda sana arka çıkmadı mı?
Şu halde öksüze kahretme.
İsteyeni azarlama.
Rabbinin nimetini an ve bıkmadan, usanmadan anlat!
(DUHA SURESİ / 6-11)
O seni bir öksüzken bağrına basmadı mı?: Yani insanlar yalnız, garip ve öksüz bir halde iken bile Allah’ın kendilerine verdiği nimeti düşünmelidirler. Olumsuz şartlarda daima işin olumlu yanlarına bakarak isyanlarda olduğu zamanlarda bile nimetler üzerine düşünerek hallerine şükretmelidirler. Böyle yaparlarsa aynı anda nimet içinde olduklarını göreceklerdir. Nimetin ve sıkıntının Allah’ın günleri döndükçe dönüp durduğunu göreceklerdir. Allah, tüm öksüzlerin, bütün gariplerin yoldaşıdır. Başını yaslayacağı bir ana göğsü bulamayanları bağrına basar. Allah, sahip çıkar onlara. Sana da öyle yaptı ey öksüz Muhammed!
Zor zamanda sana arka çıkmadı mı?: Harfi harfine: Yoksulluk içindeyken seni zengin etmedi mi? Bu ayet, Hz. Peygamber’in bildiğimiz anlamda yoksulluk içindeyken zengin edildiğini, ilk mesajlarda şehrin zenginleri için kullanılan tabirler ile yapıldığı anlamına gelmiyor.
Bilakis bir önceki ayette geçen (harfi harfine) ‘Seni dalalette bulup hidayete erdirmedi mi’ ifadelerinin, bildiğimiz anlamda dalalet ve hidayet anlamında kullanılmayıp bir an için ne yapacağını, nereden başlayacağını bilememek anlamında ‘şaşkınlık’ ve peşpeşe ayetler göndererek, ‘Kalk uyar, Rabbini tekbir et, pisliklerden uzak dur’ anlamında yol gösterme manasına geldiği gibi, arayışlar içine girip, kimsenin aldırış etmediği o zor zamanlarda Hira mağarasına çıktığın o yalnızlık günlerinde senin arayışına cevap vererek, ‘Seni desteklemedi mi, arka çıkmadı mı’ anlamına geldiği anlaşılıyor.
Çünkü biliyoruz ki, Hz. Peygamber hiçbir zaman bildiğimiz anlamda ‘zengin’ olmamıştır. Zengin bir yaşam sürmemiş ve zenginlik içinde ölmemiştir. Öldüğünde üzerinde mülkiyet yoktur. Yedi dirhemi dahi ölüm yatağında Hz. Aişe’ye infak ettirmiştir. Dünya malı olarak hiçbir miras da bırakmamıştır. Şu halde buradaki ‘zengin etme’ ilahi destek ve vahiy yardımıdır.
Görüldüğü gibi sure Hz. Peygamber’in şahsında benzer durumlar yaşayan herkese ilahi bir teselli olarak okunmalıdır. İnsan şu dünya hayatı boyunca zaman zaman sabah aydınlığı gibi mutlu ve rahati zifiri gece karanlığı gibi mutsuz ve sıkıntılı anlar yaşayabilirler. Bir çıkış yolu bulamayıp isyanları oynayabilir. Bazen bu ilahi yardımı ve adaleti sorgulayacak noktalara bile ulaşabilir; Çarmıhta son nefesini verirken İsa’ya ‘Rabbim beni niçin terk ettin’ dedirtebilir. ‘Yine hicran ile çılgınlığım üzerimde bugün’ diyen Mehmet Akif’e şu sözleri söyletebilir:
” Ya Rab, bu ne hüsrandır, İlahi, bu ne zillet?
Mazlumu nedir ezmede, ezdirmede mana?
Zalimleri adlin hani öldürmedi hala!
Cani geziyor dipdiri… Can vermede masum!
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkum?”