İşte o sözler:
” İslam dünyasının yöneticileri, kendilerini sorgulatmamak için suçu sürekli batıya atarlar. Batının yöneticileri de kendi suçlarını örtbas etmek için suçu sürekli dışarıda ki teröre atarlar. Şimdi bu karşılıklı tahterevallidir. Bizim bu oyuna gelmemiz gerekiyor. Fikir adamları ,yazarlar, bu siyasetçilerin tahterevallisinden biraz dışarı çıkıp öze ve derine inmek durumundalar.
Şimdi ben İslam dünyasının sorunu ile ilgileniyorum. Şiddetin İslam dünyasındaki kökleri nedir? Varsa eğer Kur’an’da ki kökü nedir? Acaba Kuran ve Müslümanların inandığı Allah mı kendisine inananları yeryüzünde şiddete yönlendiriyor? Ben bununlailgileniyorum, ciddi ciddi ilgileniyorum. Buna batılıların etkisini de başkaları konuşsun, şu anda burada benim buna vaktim yok.
Dolayısıyla baktığımız zaman, ben sorun kökeninı şurada görüyorum: İslami teoloji açısından tek tipçiliğin, IŞID’ciliğin, selefi radikalciliğin yani dini dünyadan doğan şiddetin panzehri çoğulculuktur. Müslümanların şöyle düşünmesi gerekir: Allah tektir, geri kalan her şey çoktur ve rengarenktir.
Oysa selefi Müslüman şöyle düşünüyor: Allah tek mi! Tek. O zaman din de tek, devlet de tek, önder de tek, lider de tek, bayrak da tek, yorum da tek, görüş de tek, fikir de tek, teşkilat da tek, tek, tek, tek… gidiyor.
Bu tekçilik siyah ve beyaz düşünmeye sebebiyet veriyor. Siyah ve beyaz düşünce olunca kendi dışındakini simsiyah görüyor ve onu yok etmeye yönelik şiddet eğilimleri buradan besleniyor. Şöyle düşünse; Allah tekdir, tek olan sadece Allahtır! O’nun dışında yarattığı dünya ya bakın rengarenk.. Yedi milyar insan birbirine benzemiyor… Bir milyon tür birbirine benzemiyor.. Dağlar, taşlar, ovalar, çiçekler herşey rengarenk kardeşim, Allah tekçiliği sevmiyor. Allah yarattığın da çokluk görmek istiyor. İslam tasavvufunda bu, şu özlü cümle ile ifade edilir; Kesrette vahdet; vahdetde kesret vardır.
Yani biz vahdet aleminde değiliz, kesret alemindeyiz. Allah’tır vahdet aleminde olan. O zaman buradan demokrasi de çıkar, özgürlükçülük de çıkar, hoşgörü de çıkar ve şiddetin panzehiri budur. Vahdet de kesret, kesret de vahdet… Yani Birlikte çokluğu çoklukta birliği görmek. Allah tektir ama yarattığı her şey çokluktur, rengarenktir.
Şimdi bakın, Mısır’da Amerika olmasa Bu tekçi kafa ile bu yönetimler iktidara geldiği zaman emin olun batılılar hiç dokunmasa bile bu tekçi kafalar İslam dünyasına kan ağlatırlar. IŞİD Musul’u ele geçiriyor, ilk yaptığı şey kadınlar örtünecek, namaz kılmayana kırbaç, Alevi, Rafizi’yi kes. Tekçi kafa, tekçi, çoğulcu düşünemiyor.”