34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
43,4559£% -0.34
2.836,84%0,10
2.562,19%-0,20
9.389,62%-0,33
Emekli Müftü Kamil Hayati Aydın, Aydınlık’a yaptığı açıklamada yasanın önceden planlanan pek çok şeyin ürünü olduğunu söyledi. Aydın, şöyle konuştu: “Aslında nikahı kıymak için özel bir din görevlisine ihtiyaç yok. Ama karşılıklı iki kişinin güvencesi için yapılan sözleşme nikah adını almıştır. Günümüz şartlarına baktığımız zaman müftülere nikah kıyma yetkisinin verilmesinin arkasında neler var diye sorgulamak gerekiyor. Şimdiye kadar yaptıkları her şey toplumu din kalıbına sokarak cumhuriyetten uzaklaştırma çabası dahilindeki çalışmalar. Müftülere nikah yetkisi vermek de Cumhuriyet rejimine, laikliğe, Atatürk ilkelerine karşı yapılan çalışmaların bir ürünüdür ve devamıdır. Arkasında yatan niyet hiç samimi değil. Amaçları yavaş yavaş cumhuriyeti yıkmak, akılları sıra bir dini yönetime, şeriat idaresine geçmek.”
Emekli müftü Aydın, bu yasanın laik bir sistemle yönetilen cumhuriyet rejimine yönelik gerici bir din uygulaması olduğunu belirterek, “Televizyonlarda hoca kılıklı adamlar çıkıp ‘6 yaşından itibaren kız çocukları evlendirilebilir’ diyor. Kendilerine ruhsat çıkarmak için Hz. Ayşe 9 yaşında evlenmiş diye yalan söylüyorlar. 9 değil 18 yaşında evlenmiştir. Küçük çocukların evlendirilmesini meşrulaştırmak için müftülere nikah yetkisi veriyorlar. Bu kadar şaibe ve gericiliğin olduğu ortamda nikah yetkisi kesinlikle müftülere verilmemeli. Müfredat değiştirildi, Atatürk çıkarıldı cihat eklendi. Ardından bu yasa. Akıllı olan niyetin ne olduğunu anlar. Tek niyet dinci ve gerici bir nesil yetiştirmek” diye konuştu.
‘YENİ NESİL DİNDEN UZAKLAŞIYOR’
Emekli Müftü Kamil Hayati Aydın: “Bunlar dindar ve kindar bir nesil yetiştirmeye çalışıyorlar. Ama bu yobazlıklar bu bağnazlıklar yeni nesli dinden iyice uzaklaştırıyorlar. Genç nesil hızla dinden uzaklaşıyor. Bunlar yalan yanlış işler yaptıkça din de artık işlerine yaramayacak hale geliyor. Onların amacı aslında din değil kendi zihniyetlerine itaat eden askerler yetiştirmektir. Bunu din yoluyla yapmaya çalışıyorlar. Laik devleti ortadan kaldırmaya çalışmasalar, cumhuriyet ilkelerine uygun yapsalar nikahı kimin kıydığı hiç önemli olmazdı.”
DİN DERSİNİN MÜFREDATI BOŞUNA DEĞİŞMEDİ
İLAHİYATÇI YAZAR CEMİL KILIÇ:
Bu yasa ile şeriat devletine giden süreçte bir adım daha atılmış olacaktır. Konunun kendine özgü bir hadise olduğu düşünülmemelidir. Bu konu şerî devlet sistemi için gerekli görülen bir düzenlemedir.
Yeni neslin şerî kanunlara alıştırılması için seçimli dini derslerin ve zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin müfredatına konulan konular, toplumun koşar adım şeriata doğru sürüklenmekte olduğunu gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığı seçimli dini derslerin yeni müfredatına “talak” ve “nikah” konularını da koydu. Zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerindeki cihat gibi konular da, kapsamlı bir planın işletilmekte olduğunu ortaya koyuyor. Din derslerinde talak ve nikahın konu edilmesi, şerî evliliği ve şeriata uygun boşanma usullerini öğrencilere öğretmeyi amaçlamaktadır. Müftülere nikah yetkisi de göstermektedir ki, yapılmak istenen şerî düzenlemeler biribiriyle paralel bir biçimde ilerliyor.
Müftülere nikah yetkisinin verilmesi şerî evlilik ve şerî boşanma usullerini resmileştirecek, din ve mezhep devleti olma yolunda Türkiye’yi karanlık bir tünele sokacaktır.
İNSANLARI TEK TİP İNANCA ZORLAMAKTIR
İLAHİYATÇI ŞAHİN FİLİZ:
Müftülükler ve imamlar doğrudan başbakanlığa ya da cumhurbaşkanlığına bağlı. 80 milyon Türkiye’nin farklı inanışları ve mezhepleri var. Müftülerin nikah kıyması için tarafların müslüman olması ve İslam inancına bağlı olması gerekir. Siyasi yönetimin amacı, tek tip bir inanışa uygun bir nikah modeli oluşturmaktır. Bu yasa kabul edilirse insanlar tek tip inanca göre evlenmeye zorlanmış olacak. Bu da sosyal ve dini bir kargaşaya sebep olur. Müslümanlar arasında bile ayrılığa sebep olacak gereksiz ve yanlış bir uygulama olur. Resmi nikaha da şüphe düşüren bir uygulama olur. Devletin yaptığına güvenmiyorum, müftülerin nikahına güveniyorum diyen insanlar ortaya çıkabilir. Devlete ve laikliğe duyulan güvenin zedelenmesi gibi bir durum ortaya çıkar. Her şeyi dine göre yapma ve yürütme politikası var. Siyasetin rüzgarına göre değişen dinin politikaları kalıcı hale getirildiği zaman Türkiye’yi karanlığa sürükleyecektir. Müftünün kıydığı nikaha karşı gelmek küfür sayılacak. Zaten insanlar dinle kandırılmaya çok meyilli. Ailelerin zorlamasıyla küçük yaşta evlendirilenlerin sayısı git gide artacak. Farklı düşünen insanları ayrıştıracak, ve onlara baskı uygulayacak bir politika. Anadolu’nun her yerinde müftüler insanlara müdahale eder hale gelecek. Yetki bizde neden nikah kıymıyorsunuz gibi müdahalelere başlayacak. Diyanet İşleri Başkanlığı Atatürk’ün kurduğu dönemdeki teşkilat gibi değil. Cemaat ve tarikatların, korsan dincilerin etkisi altında. Bu yasa kabul edildiği zaman bu korsan dinciler, müftülerin yetkisiyle yasallaşmış olacak. Cemaat ve tarikatlerin toplumdaki baskısını arttıracak, müftüler yoluyla düşüncelerini topluma empoze edecekler. Müftülere yetki vermek işin ucunu kaçırmaktır. Dinci yobazlara devletin yetkisini ellerine geçirme fırsatını verecekler.
DÖRT EŞİN ÖNÜNE NASIL GEÇECEK
İlahiyatçı Yazar Cemil Kılıç: “Nikah yetkisi müftülere verildiği zaman, şeriat izin veriyor denilerek dört eşle kayıt dışı evlenme de söz konusu olabilir. Müftülere nikah kıyma yetkisinin bu şekilde istismarın önüne nasıl geçileceği meçhuldür.”
KİM BU EKRAN TERÖRİSTLERİ?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.