Geçtiğimiz günlerde ölümleri arasında sadece bir hafta olan yaşlı bir çiftin cenazesine gittim. Geçen hafta da California’da karısından sadece saatler sonra hayatını kaybeden bir adamla ilgili haberi okudum. Tüm bu yaşananlar, bu şekilde ölümlerin ne sıklıkta olduğunu merak etmeme sebep oldu – ve de arkasındaki sebebi. Geçen ay Galler’de Margaret William öldüğünde, eşi cenaze töreninde okunacak şiirleri seçti. 60 yıldır evliydiler ve aşkları sönmemişti. Bahçeye hala el ele tutuşarak çıkıyorlardı. Margaret’in ölümünden bir hafta sonra, Edmund da hayatını kaybetti. Kederi içinde, kalbi yaşamayı bırakmıştı. Margaret’in cenazesi eşi ile ikisinin cenazesi oldu. Yan yana iki tabut, yaşarlarken olduğu gibi ölümde de birleşen iki insan. Edmund’un karısı için yazdığı ve tören için seçtiği şiirler, ikisi için de okundu.
Aynı ay, yine Galler’de 101 yaşındaki Clifford Hartland hayatını kaybettiğinde, bacağı kırıldığı için hastaneye kaldırılan karısı Marjorie’nin dönmesini bekliyordu. Kızları Christine o akşam annesinin keder içinde kendisini aradığını ve annesine beraber geçirdiği mutlu yılları düşünmesi gerektiğini söyledi. Uykuya dönen Marjorie aynı gece saat 01’de çiftin 76. yıl dönümlerinde hayatını kaybetti.
Don ve Maxine Simpson çifti, California, Bakersfield’de hemen hemen aynı zamanlarda öldüler. Don 90, Maxine 87 yaşındaydı. Bir bowling salonunda 1952 yılında tanışıp aynı yıl evlendiklerinden bu yana hep beraberdiler. Önce Maxine öldü, 4 saat onra da yanıbaşındaki Don.
‘BERABER GİTTİLER’
Benzer bir hüzünlü sahne, Nisan ayında Ohio Nashport’ta Kenneth ve Helen çiftiyle gerçekleşti. İkisi de 90’lı yaşlarındaydı ve 70 yıldır evlilerdi. Helen’in ölümünden 15 saat sonra Kenneth da hayatını kaybetti. Kızları yerel bir gazeteye şunları söyledi: “Biri gittiğinde diğerinin de onu takip edeceğini biliyorduk. Beraber gitmelerini istedik, öyle de oldu.” Aile, çiftin 70 yıl boyunca aynı yastığı paylaştığını, bir keresinde bir feribotta kendilerine ranza verildiğinde, alttaki tek kişilik yatakta sarılarak yattıklarını söylüyor. Burada sanki benzer bir durum varmış gibi duruyor.
JAMA Internal Medicine tıp dergisinde bu yılın başlarında yayınlanan bir araştırmada, sevdiği bir insanı kaybeden birinin yas içinde olmayan bir kontrol grubuna göre kalp krizi ya da inme geçirme olasılığının iki kat fazla olduğu ortaya kondu.
Araştırmacılardan biri olan Londra Üniversitesi’nden Dr Sunil Shah BBC’ye “Sevilen birinin kaybı için duyulan acıyı tarif ederken sıklıkla ‘kırık kalp’ tabirini kullanırız ve çalışmamız gösteriyor ki sevilen birinin kaybı kalbin sağlığı üzerinde doğrudan etki sahibi” dedi.
Bazı insanlar “kırık kalp sendromu” diye birşeyden bahsediyor. Daha bilimsel ismi ise kardiyomiyopati ya da takotsubo kardiyomiyopati. İngiltere Kalp Vakfı’na göre bu “kalp kasınızın birden zayıflaması ya da sersemlemesi ile ortaya çıkan geçici bir durum. Kalbin odalarından biri olan sol ventrikül, şekil değiştiriyor” deniyor. Bu durum bir şok nedeniyle gelişebiliyor.
Vakıf “Takusubo kardiyomiyopati ile teşhis edilen insanların üçte biri hastalanmadan önce önemli bir duygusal ya da fiziksel stres yaşamış oluyorlar” diyor. Bu stres yakın birinin kaybı olabilir ya da başka türden bir şok olabilir. İş arkadaşlarının eşşek şakasına maruz kaldıkları için çok korkan ya da büyük bir grup insan önünde konuşma yapacağı için strese giren ve bu nedenle kardiyomiyopati geçirdiği belgelenmiş hastalar var. Hormonların, özellikle de adrenalinin birden salınmasının kalp kasını sersemlettiği sanılıyor.
KALP KRİZİNDEN FARKLI
Bu durum kalp krizinden daha farklı. Kalp krizinde kalbe gelen kan kısıtlanmış oluyor, muhtemelen tıkanmış damarlar nedeniyle. Johns Hopkins Üniversitesi tarafından kardiyomiyopati hakkında yayınlanan en çok sorulan sorular listesinde şunlar yazılı: “Kalp krizlerinin büyük kısmı tıkanıklıklar ve kalbi kanla besleyen koroner damarlarda meydana gelen pıhtılar nedeni ile olur.”
Hastanenin web sitesindeki listede aksine kardiyomiyopati geçiren hastaların çoğunluğunda “normal koroner damar yapısı var ve ciddi tıkanıklık durumu ya da pıhtı mevcut olmadığı” yazıyor. Bu rahatsızlığı geçiren birçok insan iyileşiyor, stres yok oluyor ve kalp doğal şekline geri dönüyor. Fakat yaşlılar ya da başka bir kalp rahatsızlığı bulunan bazı kişilerde kalbin şeklindeki bu değişiklik, ölümcül bir kalp krizini tetikleyebiliyor.
Bilimsel isimdeki takotsubo ifadesi Japonca’daki ahtapot yakalamak için kullanılan yuvarlak tabanlı, dar boyunlu gemilerden geliyor. Ani gelişen stres -kalbin pompalama işlevini yerine getiren- kalbin sol ventrikülünün bir kap şeklinde balon gibi şişmesine neden oluyor.
New England Journal Of Medicine isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, eşlerden birinin hastaneye kaldırılmasını takiben de ölüm riskinin arttığına dair deliller var. Bu arada 2011 yılında yayınlanan başka bir araştırma eşin ölümünden altı ay geçtikten sonra diğer eşin ölüm riskinin de azaldığını ortaya koyuyor.
Araştırmacılar eşlerin karşılıklı olarak birbirlerini besledikleri evliliklerin strese karşı tampon görevi gördüğünü söylüyor. Eşler ayrıca birbirlerini takip ederek sağlıklarına dikkat etmeleri konusunda daha doğru davranışlar için eşlerini teşvik ediyor – ilaçların zamanında alınması çok fazla alkol içilmemesi gibi.
Kırık kalp sendromunun arkasında ne gibi bilimsel nedenler yatarsa yatsın sonuç hüzünlü. Elbette aileden iki sevilen insanı birden kaybeden geriye kalanlar var. Ama ayrıca birbirlerine derin bir şekilde bağlı iki insanın hayatı beraberce terk etmesinin getirdiği bir rahatlama da var.
Edmund Williams’ın eşi için yazdığı şiirde “birbirine dolanmış iki aşıktan” ve “zamanın sonunun sonuna” çıkılan bir yolculuktan bahsediliyor. Eğer altta yatan bir hastalık da varsa, elbette takotsubo kardiyomiyopati doğru isim, ama “kırık bir kalp yüzünden ölmek” çok daha açıklayıcı.
(BBC Türkçe)