34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
İşte 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın 15 sayfalık ifadesi…
Futbol’da şike soruşturması kapsamında “Örgüt faaliyeti kapsamında birden fazla kez şike eyleminde bulunmak ve bu eylemleri organize etmek” suçlamasıyla çıkarıldığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın 15 sayfalık ifadesine Taraf ulaştı. Yıldırım, kendisini şöyle savunmuş:
Ben savcılık huzurunda sorulan sorulara ayrıntılı olarak cevap vermeye çalıştım ancak bir kısım sorulara tam olarak cevap veremedim. Özellikle ifade zaptında 18 numaralı olarak sorulan 02.05.2011 günü Mali Genel Kurul öncesinde muhalif bir kısım kişilerin gazeteye ilan vermesi üzerine muhalefetin önüne geçebilmek amacıyla Sedat Peker grubuyla bağlantılı oldukları söylenen Bülent İbrahim İşcan ve Abdullah Başak’ı yönlendirdiğim, bu şahısları kongre sırasında dövdüreceğim ve dışarı attıracağım şeklinde talimat verdiğim iddiasına ilişkin olarak; benim böyle bir fiilim hiç bir şekilde olmamıştır. Bu şahıslar Fenerbahçe kongre üyesidirler. Ben muhalif gruba kongreye gelerek varsa eleştirileri mali konularda, burada yapmalarını bildirdim. Bana Amatör Şube için sponsorlardan temin edilen 40 bin dolarla ilgili parayı nereden bulduğumu sormuşlar. Ben bu paranın nereden bulunduğunu değil nereye harcanacağının sorulması gerektiğini bildirdim. Bunun dışında adları geçen İbrahim İşcan ve Abdullah Başak’ın söz edildiği gibi Sedat Peker grubuyla bir bağlantısı olup olmadığını ben bilmem. Herhangi bir şekilde kongreden dışarı attırmam ya da dövdürmem gibi bir eylemim olmadı.
ÖRGÜT FAALİYETİ İÇİNDE DEĞİLİM
Ben bu dosyada şike ve teşvik pirimi suçlamasıyla suçlanırken bununla ilgisi olmayan yukarıda bahsettiğimiz olayla ilgili sorular soruldu. Bu dosyayla bu hususların bir ilgisi yoktur. Benim anladığım kadarıyla hakkımdaki iddiayı bir örgüt faaliyeti dahilinde göstermek hatta bunu silahlı bir örgüt olarak göstermek amacıyla bu konularda soruşturmaya dahil edilmiş diye düşünüyorum. Bu soruya ben bu şekilde savcılıkta ayrıntılı cevap vermedim. Bu iddiaların bir dayanağı ve bir aslı yoktur.
HAKEMLERLE GÖRÜŞTÜM AMA…
Savcılıkta 19 sıra numarasıyla sorulan Fenerbahçe-Kayseri maçıyla ilgili olarak benim maçın hakemi olan Fırat Aydınus’u uyarması için MHK Başkanı Oğuz Sarvan’a Federasyon Başkanı aracılığıyla uyarmaya çalıştığım iddiası da doğru değildir. Ben şampiyonluk amacıyla müsabakaya çıkan takımımızın iyi hakemler tarafından yönetilmesi amacıyla girişimlerde bulundum. Ancak bu haklı bir girişimdir. Hakemleri etkilemek anlamına girmez. Yani objektif olarak yönetilmesi açısından…
FİFA HAKEMLERİNİ İSTEDİM
Ben FİFA hakemi olan hakemlerin maçlarımızda görev almasını talep etmiştim. Zaten federasyonda oynadığımız bu önemli maçlarımız için FİFA, hakemlerini görevlendireceğini söylemişti. Bu diğer şampiyonluğa oynayan takımlar için de geçerlidir. Bu nedenle Cüneyt Çakır’ın da dahil olduğu sekiz FİFA hakemin bu maçta görevlendirilmelerini talep ettim. Bir art niyet ya da kayırma isteği değildir.
BENİM VARIM YOĞUM FENERBAHÇE
Kamuoyunda son bir iki aydır benim Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’le dargın olduğumu ve konuşmadığımı da bilmektedir. Onun kanalıyla hakemleri etkileme düşüncem olamaz. Kaliteli hakemleri istememin bir art niyet olarak görülmesi ve bu konuda suçlanmam da anlayabildiğim bir şey değildir. Ayrıca ben her ne kadar “örgütsel bir oluşum içerisinde bir kısım eylemleri yaptığım” iddiasıyla suçlanıyor olsam da buna dayanak olarak alınan telefon görüşmeleri başkanı olduğum Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sorunları ve bu yönde yapılması gerekenlerle ilgilidir. Bunun dışında yasadışı olarak kabul edilebilecek diğer şahıslara direktif verme, yönlendirme gibi bir faaliyette olmadım. Ben başkanı olduğum spor kulübünü çok daha kötü bir vaziyetten alarak yaklaşık 13 yıldır kendi cebimden para vermek suretiyle şu anda kamuoyu tarafından da bilinen seviyelere getirdim. Bu süre buyunca çabam hep başkanı olduğum spor kulübünün gelişmesi yönünde olmuştur.
BAŞBAKAN’LA DA GÖRÜŞÜYORUM
Konuştuğum şahıslardan Şekip Mosturoğlu avukattır. Benim kendisine herhangi bir direktif ya da bilgi vermem mümkün değildir. Şike ya da teşvikle ilgili olarak birlikte çalıştığım arkadaşlarıma hiçbir yönlendirme yapmadım. Daha alt kademede şahısların benim bilgim haricinde bir kısım telefon tespit tutanaklarına geçen beyanları da kabul etmiyorum. Zaten kendileriyle iddia edildiği yönde herhangi bir konuşmam da yoktur. Benim yukarıda mesai arkadaşı olarak bahsettiğim arkadaşlar yönetim kurulu üyeleri ve personel olarak görev alan arkadaşlarımdır. Onlarla yaptığım görüşmeler de hiçbir şekilde iddia edilen suçla ilgili değildir. Ben gerektiğinde Başbakan ile ya da Cumhurbaşkanı ile görüşüyorum. Kulüp Başkanı olarak kendileriyle görüşüp ayrıldığımda daha sonra yaptığım telefon görüşmeleri ya da yanlarında yaptığım telefon görüşmeleri kanunsuz olarak kabul edilse onların dahi bu organizasyon içinde olduklarını iddia etmek gerekir. Bu da akla uygun bir şey değildir.
HIRSIZ BİLE ŞAŞTI KALDI BU İŞE!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.