DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

a

DİCLE’DE SULAR DURULMUYOR!

Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde dün karşıt görüşlü öğenciler arasında çıkan olaylar bugünde devam etti.

 Kendilerine Bilge Gençlik Kulubü adını veren öğrenciler Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlediği etkinlik öncesi namaz kılarken, etkinliğin yapılacağı salona yürümek isteyen gruba polis izin vermedi. Bunun üzerine tarlalardan gitmek isteyen öğrencilere polis havadan ve karadan gaz bombası ile müdahalede bulundu.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde dün kendilerine Dicle Üniversitesi Bilge Gençlik Kulübü adını veren öğrencilerin Kutlu Doğum Haftası’nda düzenleyecekleri etkinlik için bildiri dağıtmak ve afiş yapıştırmak istemesi üzerine iki karşıt grup arasında kavga çıkmıştı. Dün polisin gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale ettiği öğrencilerin taşlı sopalı kavgasında 1’i polis 4 kişi de yaralanmıştı.
Dünkü olayların ardından bugün üniversite güne gergin başlarken, polis kampus içinde sıkı güvenlik önlemleri aldı. Batman, Şanlıurfa ve Mardin’den çok sayıda çevik kuvvet polisi ile zırhlı araçlar destek amaçlı Dicle Üniversitesi kampüs alanındaki Mimarlık, İlahiyat ve Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi girişlerinde güvenlik önlemi aldı.

TEKBİR GETİRİP, TOPLU HALDE ÖĞLEN NAMAZI KILDILAR
Bilge Gençlik Kulübü tarafından Dicle Üniversitesi Konferans Salonu’nda, Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında, “Peygamber Efendimiz” konulu konferans düzenlendi. Çevre illerden de gelenlerle birlikte yaklaşık bin kişi, salona girmeden önce salon önünde öğlen namazını kıldı. Namaz kılanlar arasında çarşaflı kadınlar ve sakallı sarıklı olanlar da dikkat dikkat çekti. “Kutlu Doğum Haftası’nı kazasız belasız geçirmeyi bize nasib eyle” şeklinde dua eden kalabalık, daha sonra konferansın yapılacağı salona geçip, ilahiler eşliğinde tekbir getirdi.

HAVADAN VE KARADAN GAZ BOMBALI MÜDAHALE
Diyarbakır Emniyet Müdür Yardımcısı Süleyman Hançerli ile öğrenci temsilcileri arasında yaşanan görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine öğrenciler, alkışlarla dışarı çıkıp bahçede toparlanmaya başladı. bu sırada Hançerli, megafonla öğrencilere bir kaç kez uyarıda bulunarak, “Sevgili öğrenciler, kamu düzeni adına yürümenize izin verilmeyecek. Yürümek isteyen öğrencilere müdühale edilecek. Sizden yürümemenizi ve dağılmanızı rica ediyoruz” dedi.
Yürüyüşe izin verilmemesi üzerine öğrenciler, önce İlahiyat Fakültesi tarafındaki tarladan yürümeye çalıştı. Güvenlik güçlerinin engellemesi üzerine geri dönen öğrenciler bu kez de İdari İktisadi Bilimler Fakültesi tarafına geçerek, tarladan, konferansın yapıldığı salona doğru yürümeye başladı. Konferans salonu yakınına gelen öğrencilere, karadan TOMA ve Akrep ve panzerlerle tarlada müdahale edildi. Havadan polis helikopteri ve yerden de polislerin gaz bombalarıyla müdahale ettiği öğrenciler, saatler süren koşuşturmadan sonra, kampüs alanındaki fakültelere ve tarlalara doğru kaçtılar.
Konferansın yapıldığı salona doğru gelen bazı sol görüşlü öğrencilere polis copla müdahale ettiği görüldü. Kampus içinde olaylar yer yer devam ederken, polisin aldığı önlemler de sürüyor.
Dicle Üniversitesi’nde yaşanan olaylardan sonra aralarında BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Batman Milletvekili Ayla Akat, Diyarbakır Milletvekilleri Nursel Aydoğan, Emine Ayna, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in de aralarında bulunduğu, BDP’nin kadın örgütlenmesi olan Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), akşam saatlerinde BDP il binası önünde bir basın açıklaması yaptı.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Hizbullah’ın yeni dönem için Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olacaklarına dair özeleştiri verdiğini belirterek, “Biz burdan hükümeti uyarıyoruz. Gerçekten, bu süreç ve Dicle Üniversitesi’ndeki saldırılarla ilgili özel bir şey ifade etmek istiyoruz. Hizbullah’ın yeniden böylesi bir provokatif bir saldırı içerisinde olamasının, özellikle 90’lı yıllarda Kürdistan’da yaşanan kirli savaşı, Hizbulah’ın yaptıklarını yeniden canlandırmaktadır. Kürt halkı açısından bu tarih, karanlık bir tarihtir ve büyük trajedilere neden olmuştur. Hizbullah, yeni dönemde bir özelleştiri vererek Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olacağını ifade etmiştir. Ama bugün farklı başka bir süreç içerisine girmiştir. Buradan uyarıyoruz onları; 90’lı yıllarda yaşananların bugün yeniden gün yüzüne çıkması, bunu Kürt halkına yeniden aynı acıları yaşatmanın hatırlatılması bile büyük bir zülümdür. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bu çevreleri uyarıyoruz. Eğer bu gençler onlardansa, bunu biran önce durdurmaları ve bir özeleştiri vermelerini, aksi durumda kendilerinin sorumlu olacaklarını ifade etmek istiyoruz” dedi.

DİYARBAKIR EMNİYETİ’NİN SİCİLİ TEMİZ DEĞİL
Dünden beri Dicle Üniversitesi’nde gerçekleşen saldırıların, öğrenci olmayan ve Diyarbakır dışından gelen kişilerin neden olduğunu öğrendiklerini ifade eden Tuncel, şöyle dedi:
“Dünden beri Kürt öğrencilere yönelik gerçekleşen olayları protesto etmek üzere sayın Aysel Tuğluk ve Mülkiye Birtane arkadaşımız oradaydı. Saldırıyı protesto ederken başka bir saldırıyla karşı karşıya kaldılar. Bu saldırıyı kınıyor, sorumlularının yakalanmasını istiyoruz. Şimdiye kadar BDP’li kadın vekillere yönelik saldırılar cevapsız kalmıştı. Hükümet ve İçişleri Bakanlığı, bu davaları sonuçsuz bırakmıştı. Umarım bu kez öyle olmaz. Emniyet birimleri saldırıları önleyeceklerine, ne yazıkki öğrencilere yönelik saldırı gerçekleştiriyor. Diyarbakır emniyetinin bu konudaki sicili ne yazıkki temiz değil. Sadece üniversitede değil, Dicle Nehri’nde cesedi bulunan Murat İzol ve bir çok faili meçhul cinayet son günlerde Diyarbakır’da yaşandı. Başbakan, ‘bizim dönemde faili meçhul cinayetler işlenmedi’ diyor ama malesef Diyarbakırda çok var. Emniyet birimleri, Kürt öğrencilerine yönelik bu yaklaşımından vazgeçmelidir. Yoksa son dönemde yaşanan tüm faili meçhul cinayetlerden Diyarbakır emniyetini sorumlu tuttuğumuzu ve tüm bu sürecin takipsi olacağımızı söylüyoruz.”

“BİRİLERİ KÜRT-TÜRK ÇATIŞMASI ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR”
Türkiye’de barış sürecinin en aktif çalışanları olacaklarını dile getiren Tuncel, şunları söyledi:
“Aysel arkadaşımızın durumu iyidir. Kendisi de iyidir ama o halde buraya çıkmak istemedi. Daha önce Ayla Akat, Pervin Buldan ve Sevahir Bayındır arkadaşlarımız da yaralandı. Ama bütün bu soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandı. Bu ülkede, Kürt kadınlarına saldırabilirsin, ayağını kırabilirsin, kadınların örgütlü mücadelesini engellebiilirsin. Devlet bu konuda her türlü olanağı sağlıyor. Rektör de bir kadınmış. Kadın rektörün bu olayları engelleyeceğine, olayların bu noktaya getirilmesi de ayrı bir sorun. Buradaki saldırıların ilk olmadığını ve tek olmadığını biliyoruz. Türkiye’deki üniversitelerde okuyan Kürt öğrencilere yönelik çok ciddi saldırılar olduğunu, tesadüf olmadığını da biliyoruz. Birileri Kürt-Türk çatışması çıkarmaya çalıştığını biliyoruz. Özellikle Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreçle birlikte bu saldırıların arttığını da biliyoruz. Hükümete ve İçişleri Bakanlığı’na seslenmek istiyoruz. Bu üniversitelerde ortaya çıkan faşist saldırları engellemek sizin sorumluluğunuzdadır. Bugüne kadar saldıranlar değil, saldırıya uğrayan öğrenciler hakkında soruşturma açıldı, hatta bir çok Kürt öğrencileri okuldan atıldı, yada kaydını almak zorunda bırakıldı. Böylesi bir ortamda nasıl bir barıştan, nasıl bir çözümden bahsedebiliriz. Siz eğer üniversitelerde Kürt öğrencilere yönelik saldırıları engellemezseniz, bu sürecin sağlıklı yüremesinin hiç bir koşulu da yoktur.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

AKİL DENEN İNSANLARA SUÇ DUYURUSU!

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.