Pehlivan, “Yatması gerektiği söylenmiş. Yatan insan ölür. Eğer bu şekilde tedaviye devam etseydi bütün kemikleri kırılır, felç olurdu. Biz sadece etrafındaki sis perdesini kaldırdık.” ifadesini kullandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasının 202. duruşmasında Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Veli Küçük, Tuncay Özkan ve Danıştay saldırısının faili olan Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık duruşmada hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanlarından Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Hurşit Tolon ve Levent Ersöz’ün de aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, tanık olarak çağrılan gazeteci-yazar Can Dündar ile bir dönem AK Parti milletvekilliği de yapan ve merhum Başbakan Bülent Ecevit’in tedavi sürecinde yer alan doktor Mücahit Pehlivan’ın hazır bulunduğunu söyledi. Başkan Çalmuk, önce Pehlivan’ın dinleneceğini belirtti. Bu açıklamanın ardından söz alan tutuklu sanık Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, “Tanık, AK Parti Milletvekilliği yaptığı için davanın tarafı konumundadır ve tanıklık yapamaz.” dedi. Başkan Çalmuk ise “Tanıklarımızı hangi partiden seçmemiz gerekiyor avukat hanım. Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Yetki bendedir.” diyerek bu talebi reddetti. Helvacı’nın, “Doktor-hasta mahremiyeti olması nedeniyle isterse tanıklık yapmayabilir.” talebi üzerine ise Başkan Çalmuk, tanık Pehlivan’dan tanıklık yapmak isteyip istemediğini sordu. Çalmuk, “Doktor-Hasta mahremiyeti kapsamında bazı konuları söylemeyebilirsiniz.” açıklamasını yaptı. Pehlivan ise tanıklık yapacağını ifade etti.
Pehlivan, Ankara Demiryolları Hastanesinde Ortopedi uzmanı olarak görev yaptığı 2002 yılı Eylül ayı başlarında, arkadaşı olan Başbakan Ecevit’in koruma müdürü Recai Birgün’ün, kendisine bir hasta göstermek için ricada bulunduğunu söyledi. Birgün’ün, “Muayene etmeni istediğim kişi başbakandır ancak çok gizli bir konu olduğu için aramızda kalması gerekmektedir.” dediğini aktaran Pehlivan, Başbakanlık konutuna da gece saat 23.00 – 24.00 sıralarında gizlice girerek muayene yaptığını söyledi.
‘GİZLİCE ECEVİT’İN RÖNTGENİNİ ÇEKTİM’
Başbakanı önce elle muayene ettiğini belirten Pehlivan, “Sırt bölgesinde bir ağrı vardı. Kısa bir süre önce taburcu edildiği Başkent Üniversitesi Hastanesi doktorlarının tavsiyesi üzerine çelik korse takıyordu. Ayrıca 7 aylık kortizon tedavisi uygulanması gerektiği söylenmiş. Sakat arabası gibi bir araba kullanıyordu. Çoğunlukla yatması gerektiği söylenmişti. Başkent Üniversitesi Hastanesi’nden alınan ve içinde röntgenler bulunan bir sağlık dosyası vardı. Onu da inceledim. Taburcu edilirken hazırlanan rapor olması gerekirdi ama öyle bir rapor yoktu. Sorduğumda beyefendi bu rapor konusunu sormamı istemedi. Röntgen çekilmesi gerekiyordu. Benim ofisimde bulunan röntgen cihazlarını da gizlice gece vakti konuta getirip röntgenini çektim. Sekizinci omurgasında kırık gördüm. Ankara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Hastanelerinden Kardiyolog ve Nörolog uzmanlardan oluşan bir heyet oluşturup, konuta gizlice getirdik. Heyet olarak da bir inceleme yaptık ve -7, -8 derecede kemiklerinin helva gibi yumuşadığını, cam gibi kırılgan bir hal aldığını gördük. Derhal kortizon tedavisine son verdik. Fosomaks isimli bir ilaca, bir de hormon ilacı katarak beyefendiye uyguladık. Korse kullanıyordu. Çelik korse çenesini, kemiklerini zorluyordu. Korsesini de çıkardık.” dedi. Pehlivan fazla bir şey yapmadıklarını, sadece Ecevit’in etrafındaki sis perdesini kaldırdıklarını söyledi.
Bunun üzerine Başkan Çalmuk, “İfadenizde de ‘Eski tedavisini kestik ve normale döndü.’ demişsiniz. Yani sadece kortizonu keserek mi bunu sağladınız?” diye sordu. Bunun doğru olduğunu belirten Pehlivan, Ecevit için lavman materyalleri vardı. Her gün uygulanıyordu. Sağlıklı insanlar için olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir durum bu. Hiç kimse bunu kendisine yapılmasını istemez.” dedi. Başbakan Ecevit’i hayata döndürdüklerini belirten Pehlivan, “Yatan insan ölür. Eğer Başkent Üniversitesi Hastanesi doktorlarının verdiği tedaviye devam edilseydi bütün kemikleri kırılır, felç olur ve yatağa gömülürdü.” diye konuştu.
‘ECEVİT, BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NİN TEDAVİSİNİ İSTEMİYORDU’
Çalmuk’un soruları üzerine Pehlivan, “Başkent Üniversitesi Hastanesi doktorlarının verdiği tedaviyi bünyesi kabul etmiyor ve bu tedaviye karşı direnç gösteriyordu.” ifadesini kullandı. Bunun üzerine Çalmuk, “Kendisi mi bu tedaviyi istemiyordu yoksa bünyesi mi direnç gösteriyordu?” diye sordu. Pehlivan ise Başbakan Ecevit’in çok beyefendi bir kişiliği olduğunu, böyle bir tepkisi olsa bile doktor tarafından istendiği için bunu dile getiremeyecek bir nezakete sahip olduğunu vurguladı.
Uyguladıkları tedaviye ilişkin hiçbir not tutmadıklarını da aktaran Pehlivan, daha sondaki süreçte tehdit de edildiğini iddia etti. Seçim döneminde de arabasının camlarının kırıldığını ancak şikayetçi olmadığını aktardı.