Danıştay suikastında tetiği çeken Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan’la Aydınlık gazetesinden Önder Öztürk ilginç bir röportaj yaptı. İdris Arlan’la İstanbul’da buluştu ve Danıştay saldırısının kayıp görüntüleri üzerinde durdu. İdris Arslan, saldırıdaki ikinci kişinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Bugün de Alparslan’ın cinayet öncesi ve sonrası yaşandıklarını, kimlerle ilişkisi olduğunu aydınlatmaya çalışacağız.
– Alparslan, sizden para haricinde bir şey istiyor mu?
Ankara’dayken kitap götürüyordum. Şu anda ne yapıyor, bilmiyorum. Dava, Silivri’ye taşındığından beri hiç görüşmüyoruz. Sanırım gazete filan okuyor. Ayda 300-400 TL para gönderiyorum. O paraları ne yapıyor, onu da bilmiyorum. Çok fazla sigara içiyor. Hatta bir ara sigarayı bütün olarak çiğniyormuş.
– Delirdiğini mi düşünüyorsunuz?
Deli değil ama bir anormallik var. Sincan’da tutukluyken 35 gün hiçbir şey yiyip içmedi. Cezaevi Müdürü bana, “25 yıldır bu işi yapıyorum, Alparslan gibisini görmedim. Sakın yalnız bırakmayın, intihar edebilir” dedi. Ben de Elazığ’dan Ankara’ya taşındım ve 3-4 ay orada kaldım.
‘Uçak rezervasyonu vardı’
– Danıştay saldırısından önce böyle bir anormallik var mıydı?
Vardı. İstanbul’da yaşadığı için biraz da normal karşılıyordum. Ama saldırıdan 3-4 gün önce aradığında bu durumu bir kez daha farkettim ve Elazığ’a çağırdım. “Gel biraz dinlen” dedim. Gelmedi ama saldırıdan sonra evdeki eşyaları arasında bulduğum bir notta, 17 Mayıs 2006 gününe ait İstanbul-Elazığ uçağına rezervasyon yaptırdığı yazıyordu. Bu tarih, saldırının yapıldığı gün.
– Kağıt nerede?
Mahkemeye de sundum, gerçekten rezervasyon yaptırmış. Peki, bir insan hem uçak rezervasyonu yaptırıp hem de Ankara’da neden böyle bir olaya karışır! Saldırıdan bir gün önce de annesini ve kardeşini arayıp “Ben zor durumdayım, yardım edin” demiş.
– Bu konuyu, Alparslan’a sordunuz mu?
Ankara’dayken her görüşmemizde çok ısrarlı sorular yöneltiyordum. Çok sıkıştırdım, her ayrıntıyı öğrenmeye çalıştım. Öyle ki bir keresinde çok sert bir şekilde kafasını duvara vurdu. Bir şey olacak diye korktum.
Saldırı günü ‘Hükümetin önünü açtım’ dedi
– Bu işin içine neden ya da nasıl girdiğini hiç anlattı mı?
Saldırıdan 2 ay önceki bir görüşmemizde “Baba, hükümet başarılı, Başbakan başarılı. Hükümetin ve Başbakan’ın önünü kesmek isteyenler var” demişti. “Kim?” diye sordum. O zaman sürekli sohbet ederdik, bir şeyler anlatırdı. Ama ne yanıt verdiğini hatırlamıyorum.
– Burası kritik…
Gerçekten hatırlamıyorum. Danıştay saldırısından sonra gözaltına alındığında da yetkililerin önünde bana, “Hükümetin ve Türkiye’nin önünü açtım” dedi. Bence bu saldırı, hükümeti devirmek isteyenlerin işine yarıyordu. Ona da söyledim, “Sen nasıl böyle bir şeyin içinde yer aldın?” dedim. “Her şey zamanla anlaşılacak” diye yanıt verdi.
– Siz hiç tehdit ya da bir teklif aldınız mı?
Hayır, hiçbir zaman.
‘Muhsin Bey’e gittim’
– Hükümet’ten kimse size geldi mi?
Hükümet yetkililerinden kimseyle görüşmedim. Bir ara dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’le görüşmek istedim ama olmadı. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’yla görüştüm. Ben geçmişte ülkücü biriydim. Bayrağımı, vatanımı ve dinimi seviyorum. İslamın toplumumuzun yapıtaşlarından biri olduğunu düşünüyorum.
Daha sonra BBP’ye yakınlaştım. Devlet memuru olduğum için üye değildim ama Muhsin Yazıcıoğlu, Elazığ’a geldiğinde kendisiyle görüşürdük, sevdiğim biriydi.
– Alparslan’ın ilişkisi ne düzeydeydi?
‘Oğlumu istiyorum’ dedim
Oğlum da BBP görüşünde bir gençti. İstanbul’da BBP ile ilişkiliydi. Ben de saldırıdan sonra Muhsin Bey’le görüştüm. Eşi de vardı. Genel Merkez’de bir saat görüştük.
Alparslan’ın hükümetle ilgili sözlerini aktardım. “Oğlumu istiyorum, oğlumu sağ salim istiyorum” dedim. Muhsin Bey de bana, “Mahkeme sürecini bekleyeceksiniz. Devlet işi ciddiyet ister” dedi.
‘Kurter’in adını bile duymak istemiyor’
– “Şeyh Salih” olarak bilinen Salih Kurter’le ilişkisi neydi?
Alparslan o dönem bize de rahatsız olduğundan bahsetmişti. Salih Kurter (1) hocaya gittiğini anlatıyordu. Hatta ben dikkat etmesi gerektiğini söyledim. Doktora gitmesini de tembih ettim. Ama Salih Kurter’le defalarca görüşmüş.
– Dikkatinizi çeken bir şey oldu mu?
Elazığ’a geldiğinde ya da telefon görüşmelerimizde sürekli Salih hocadan bahsetmeye başlamıştı. Hatta ben, “Farklı bir şey olmasın” diyerek dikkat etmesi gerektiğini söyledim. Bir seferinde Küçük Salih (2) hoca, rahatsız olduğu için Alparslan’ın Üsküdar’daki evine gitmiş ve ona 6 saat Kuran okumuş. Annesi bu konuyu bir duruşmada gündeme getirdi ve “Oğlumu uyutup böbreklerini bile almış olabilirler” dedi.
– Alparslan’ın, Danıştay saldırısında yer alması için o evde ikna edildiği söyleniyor…
Bu konuyla ilgili bir şey diyemem. Ama Alparslan, cinayetten önce yine Salih hocaya gitmiş, “Ankara’ya gideceğim” demiş. Salih hoca sessiz kalmış ve olumsuz bir yanıt vermemiş. Alparslan da “Sükut ikrardan gelir” diye düşünüp Ankara’ya gitmeye karar vermiş. Ama bu yüzden hoca tarafından yönlendirilmiştir diyemem, bilmiyorum.
‘Kız kardeşini öldürürüz’ tehdidi yapıldı iddiası
– Salih Kurter’le hiç görüştünüz mü?
Çok görüştüm, belki yüz defa gitmişimdir yanına. Geçen hafta da ziyaret ettim. Zaman gazetesinde bir süre önce çıkan bir haberde, Kurter bazı iddialar dile getirmişti. O konuları konuştuk.
– O iddialardan biri de Alparslan’ın “Konuşursan kız kardeşini öldürürüz” diye tehdit edildiğiydi, doğru mu bu?
Bilmiyorum, olabilir. Bu arada hoca yapayalnızdı ve hastaydı. Yataktan kalkacak hali yoktu.
– Ailesi var mı?
1 kızı, 3 oğlu var. Hepsi de zihinsel engelli. Eşi ise ölmüş.
– Salih Kurter, kendisini ziyarete gelen herkese sütlaç ikram ediyormuş. Nedenini biliyor musunuz?
Bana da hep sütlaç verdiler. Hoca, “Her yiyecekte az da olsa zehir bulunur sadece pirinç de yok, onun için sütlaç ikram ediyorum” diye açıklamıştı. Ancak geçen hafta yaptığım ziyarette çay ikram etti.
‘Kurşun geçirmezlik muskasına inanıyordu’
– Peki, Danıştay saldırısından sonra Alparslan’la ilişkileri oldu mu?
Danıştay saldırısından sonra Ankara’da görüştüğümüzde bana, “Salih hocaya git, kızları götür, evini baştan aşağı temizlesinler. Sen de eteklerine yapış” dedi. Ben de sık sık ziyaretine gittim. Ama 4-5 ay sonra bir şeyler değişti ve Salih hocayı sormaz oldu. Örneğin “Geçen hafta Salih hocanın yanındaydım” vb. bir şey söylediğimde artık oralı bile olmuyor hatta hocanın adını duymak istemiyordu.
– Salih hocaya “eteklerine yapış” diyecek kadar saygı duyarken bir anda ne olmuştu?
Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasından 3 ay önce Elazığ’a geldiğinde kurşun geçirmezlik muskası olduğundan bahsetmişti. Buna gerçekten inanmış. Bir de davada gündeme gelen görünmezlik olayı var; Alparslan, Esma-ül Hüsna duasını okuduğu zaman görünmez olacağına inanıyormuş.
Belki de saldırıyı yaptığı gün gerçekten görünmez olduğuna inanıyordu. Ya da başka şeylere inandırılmıştı. Kendisine ilaç da verilmiş olabilir. İlk günlerde o ilaçların etkisiyle yaşadıklarını anlayamadıysa zamanla ilaçların etkisi de azalınca kandırıldığını gördüğü için kızmış olabilir.
Davada Gülen’den özür dilemişti
– Oğlunuzun Fethullah Gülen cemaati tarafından kullanıldığından hiç şüphelenmediniz mi?
Kemalettin Gülen’le (3) görüşmesi şüphelendiriyor. Ama görüşme açık ve hem Alparslan’ın hem de Kemalettin Gülen’in açıklamaları birbiriyle örtüşüyor. Mahkemede, “Fethullah Gülen’i üzdüysem özür dilerim” demişti. Bu da ilginç ama nedenini bilmiyorum.
– Alparslan’ın Gülen okullarıyla bir ilgisi oldu mu?
Alparslan, 1977 yılında doğdu. İlkokul ve ortaokulu Elazığ’da okudu. Lise 1 ve lise 2’yi İstanbul’da Burhan Felek Lisesi’nde okudu. Lise son sınıfta tekrar Elazığ’a döndük. Burada Fethullah Gülen dershanesine kaydoldu. FEM, Elazığ’daki adıyla EFEM’e gitti. Derslerini geliştirmek için Işıkevlerine gittiğini de biliyorum.
– Siz Gülen için ne düşünüyorsunuz?
Fethullah Gülen Hocaefendinin çalışmalarına, yurtiçi ve yurtdışındaki okullarına baktığım zaman iyi işler yaptığını düşünüyorum.
– Okullarında Türkçe konuşulmuyor…
Aslolan mesajdır. Sonuçta dil bir araçtır, amaç değil. Mevlana’nın dediği gibi, “Aynı dili değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir”.
Dipnot:
(1) Salih Kurter (Şeyh): İstanbul Gültepe’deki evinde cin, muska gibi işler yapıyor. Alparslan, BBP ve cemaate yakındı; Kurter ile tanışınca daha da radikalleşti. Burada Allah’ın askeri olduğun inandırıldı.
(2) Küçük Salih hoca (Salih Yaşar): Salih Kurter’in sağ kolu. Alparslan ve çevresine cin çıkarma adı altında dini ayinler yapan kişi.
(3) Avukat. Alparslan’ın yakın arkadaşı. Fethullah Gülen’in yeğeni. Alparslan, Ankara’daki ifadesine göre Kemalettin Gülen, “Bize de bir şey düşerse yardımcı olmaya hazırım” demişti. Gülen, iddiaları kabul etmedi.